Yarın referandum günü. Yazılacaklar yazıldı. Söylenecekler söylendi. 17 Nisan ve sonrası için düşüncelerimizi şimdiden yazalım ki samimî olduğumuz anlaşılsın. “Sonucu gördün de o yüzden böyle yazdın” denilemesin.
Kendimize notlar:
Anayasa değişikliğini, birilerine bakarak ve niyet okuyarak değil, metne bakarak inceledik. Zira biliyoruz ki “devlete güvenmek” demek, yönetici durumundaki insana güvenmek demek değil. Halkın yöneticiyi yönlendirip denetlemesini güvence altına alan bir sisteme güvenmek demek.
Yeni teklifi milletimiz ve devletimiz için yani uhrevî ve dünyevî istikbalimiz için riskli gördük ve bu sebeple hayır denilmesi gerektiğini yazdık.
Bizden önce ve bizden sonra kimlerin hayır ya da evet dediğine asla bakmadık.
Zira şunu biliyoruz: Bu bir yolculuk ya da bir savaş değil ki evet ya da hayır demekle birileriyle beraber ya da birilerine karşı olalım.
“Çarşı, her şeye karşı” modunda olmadığımızı, koalisyonları önleyen ve güçlü bir hükümet ortaya çıkaran türden yeni bir sisteme, riskleri giderildiği takdirde evet diyebileceğimizi de yazdık.
Günü geldi. Sonucu ne olursa olsun demokratik hoşgörü ve kabul çerçevesinde kalacağız. Ama antidemokratik propaganda hilelerini yapanları da müzevirleri de Allah’ın adaletine havale edeceğiz.
Varsayalım ki evetler çok çıktı. Yeni sistem uygulanmaya başlanınca bu günkünden daha ciddî antidemokratik uygulamalar ve hatta kaoslar ve tıkanıklıklar görülürse biz haklı çıkmış oluruz.
Ama lütfen dikkat: Bu halde “demiştik” diyerek sevinmeyiz, aksine herkes gibi biz de üzülürüz.
Evetler çok çıkıp da hemen ardından sistemi iyileştirmeye yönelik samimî ikazlar nazara alınırsa memnun oluruz. Muktedirlerce verilen sözler tutulur, kusurlar yamanır, sistem daha da geliştirilirse ve bu sayede riskler gerçekleşmez ve daha iyiye gidersek biz haksız çıkmış oluruz.
Ama emin olunuz üzülmeyiz. Aksine, yanıldığımız için seviniriz. Zira ülke kazanmış olur.
Hayırlar çok çıkarsa sistem tartışması devam eder. Daha az riskli ve daha faydalı ve bilhassa kişiye endeksli olmayan bir sistem değişikliğinin gündeme getirilmesi için herkes gibi biz de gayret ederiz. Bundan mutlu da oluruz.
Düzenli okuyucularımıza tavsiyelerimiz:
Siz fikirde ve üslûpta mutedil oldunuz, biz yazarları da doğru bir çizgide tuttunuz.
Sonuç ne olursa olsun bundan sonra da istikametli fikirlerinizi kavlileyyinle ve mutedil üslûbunuzla duyurmaya devam ediniz. Kem sözü sahibine iade bile etmeyiniz, doğrudan çöpe gönderiniz. Kem gözü hakka hizmetle bağlayınız. Kardeşlik hukukunu yaşatmak en çok sizin vazifenizdir.
Vazifemizi yapmazsak şefkat ve hatta hiddet tokadı yiyebileceğimizi birbirinize ve bize hatırlatmaya devam ediniz.
Hayırlar çok çıkarsa gurura kapılmayacaksınız, biliyoruz. Mevcudu yeterli görmemeye ve daha iyiyi teklif etmeye ise hep birlikte devam edeceksiniz.
Evetler çok çıkarsa bazı densiz evetçilerden gelecek sataşmaları ve saldırıları görmezden geliniz. Daha iyiyi elde etmek için ise samimî ikazlarınıza devam ediniz.
Evetçi dostlarımıza tavsiyemiz:
Sonuç ne çıkarsa çıksın hepinizle dinen kardeşiz. Öyle kalmaya devam edeceğiz.
Çoğunuzla demokratlıkta da müttefikiz. Siyaseten de kardeşiz.
Bizi başkalarıyla karıştırmayınız. Biz sadece biziz. Çoğunuzla aynı kitapları okuyoruz. Ama o kitaplardaki doğruları hayata ve güncele uyarlamak noktasında farklı düşünüyoruz. Zira günceli farklı okuyoruz. Aynen, aynı matematik formülünde x’in z’nin y’nin yerine farklı rakamlar kullanıp farklı sonuçlara ulaşmak gibi.
Bizi dinden çıkmış göstermeye ve belki de aslında dinden çıkarmaya çalışan münafık evetçilerden değiliz. Siz de değilsiniz, eminiz. Evetçi düşmanlığı ve siyasî muhalefet görüntüsü üzerinden din düşmanlığı yapan zındık hayırcılardan da değiliz.
İyi bildiğinizi biz de biliyoruz ki, din siyaset değildir, hayır ya da evet demekle kâfir olunmaz.
Hayır dedik diye kâfir olmadık. Bizimle kucaklaşmaktan korkmayınız. Biz buna daima hazırız. Sizi Allah için seviyoruz. Kardeşlik hukukunu siz de muhafaza ediniz.
Evetler çok çıkar da sistem yürürlüğe girerse devleti demokrasinin içinde tutmak ve adaletin üzerinde yükseltmek hususunda sizin vazifeniz bizimkinden büyüktür.
Zira biz dostluğumuzdan biliyoruz ki siz de iyi niyetlisiniz. Sahip çıktığınız bir sistemin hatalarını, yapıcı ikazlar eliyle en aza indirmek sizin de vazifeniz.
Biliniz ki yeni sistem zulme alet edilirse siz de bu zulümden pay alacaksınız. Hem mazlûm olarak ve hem de zulme alet ve tabi olan kişiler ve gruplar olarak.
Hayırlar çok çıkarsa üzülmeyiniz.
Siyasetini sevdiğiniz siyasetçileri reylerinizle desteklemekle yetinmenin yanlış olduğunu bir kere daha hatırlayınız. Samimî ikazlarla onları uyarınız ve uyandırınız. Daha iyi bir sistem için onlara siz de yardımcı olunuz.
Siyasetçilerden ricamız:
Sonuç ne çıkarsa çıksın, evet de hayır da sizin. Biz, evet ve hayır diyenler, size reylerimizle destek olduk. Kabahat varsa büyüğü sizindir.
Lütfen artık şu gerginlik politikasından vazgeçiniz. Birbirinizle kucaklaşınız. Zira kardeşlik hukukunu muhafaza etmek öncelikle sizin görevinizdir.
Ölümü düşününüz. Kabrin arkası için de çalışınız. Bunu da siyasetinizdeki doğru üslûpla ve millet için aynı hedef uğrunda farklı yol ve yöntemler bulmak için çalışmak hususundaki samimî ihlâsınızla yapacaksınız.
Evdeki ibadetiniz bizi çok da ilgilendirmiyor. Cemaat yıkmadan cami yapmaya yönelik sembolik dindarlığınız şahsî dindarlığınızdan önce gelir, unutmayınız. Zira sizler öndesiniz, günahta da sevapta da önderlersiniz. Hesabınız zorrr.
Hepimize ve hepinize:
Söz bitiyor. Şimdi hareket zamanı. Gündüz sandığa fikir atma ve akşam da fikir pusulalarımıza sahip çıkma zamanı. Bilhassa “oy ve ötesi” gibi sivil organizasyonlara destek olma zamanı. (Sonraki gün ise büyük cihada dönme ve asıl işimize bakma zamanı olacak!).
Şaibeden uzak, demokratik teamüllere uygun, adil ve hakkaniyetli bir propaganda süreci geçiremedik. İki tarafta da ihanet seviyesinde alçaklıklar yapıldı. Taraflar iyi bir sınav veremediler. Siyaset aynası her zamankinden daha çok kirlendi.
Ama en çok da devlet imkânları taraf ve alet yapıldı.
Üçüncü yol arayışları hızlandı. Bunda da bir hayır vardır.
Şimdi söz hakemde. Taraflarda değil.
Hakem Yüksek Seçim Kurulu’dur. Ona güveniyoruz. Güvenmek istiyoruz.
Allah’tan diliyoruz ki şaibeden uzak bir referandum günü geçirelim. Uykusuz gecelerden korkusuz günlere uyanalım.