Yeni Asya’nın, milliyetçileri ve dindarları demokratlaştırma yolundaki hedefi ve başarısı herkesin malumudur.
Bunun AKP iktidarı döneminde ve AKP’deki milliyetçiler ve dindarlar üzerinde de gerçekleşmesinin mümkün olduğuna inananlarımız bile olmuştur.
On Beş Temmuz sonrasında bu hedefe daha da yakınlaşabileceğimizi de ummuştuk.
Ancak bu ümitlerimizin sağlam temellerinin bir bir yıkıldığını görüyoruz ve üzülüyoruz. Demokratları çoğaltmakta başarısızlığımız ve yılların boşa akması en büyük ziyanımızdır.
Bir delilimiz şudur:
On Beş Temmuz yıldönümlerinde ortalıkta görünen dindarların ve milliyetçilerin bir kısmının demokratlığı şüpheli olduğu gibi gerçek anlamda darbe karşıtı oldukları da şüphelidir.
Daha ilginci, iktidar şakşakçısı görünen medyada, bu gruplar, bizce bir projenin de sonucu olarak, özellikle öne çıkarılmaktadır.
Gerçekten, bu gruptakiler On Beş Temmuz olayını bir cunta grubu tarafından planlanmış bir hükümet darbesi teşebbüsü olarak değil, iktidarın temsil ettiğine inandıkları değerlere karşıtlık üzerine kurulmuş bir ideolojik eylem ya da bir kaos veya işgal planı olarak görüyorlar.
Mesela bazıları “İslam düşmanları İslam’ın gelişmesinin önüne geçmek istedi biz de din namına buna engel olduk” diyor. Bu doğru olabilir. Ama eksik. Neticede bir cunta faaliyeti var.
Mesela başka bazıları “ülkemizin düşmanları memleketimizi bölmek istediler biz de vatansever duygularla buna mani olduk” diyorlar. Bunlar da mümkün elbette ama olayı izah için yeterli değil. Zira neticede askerî güç kullanılmış.
Ya da başka bazıları “devlet düşmanları devletimizi zaafa uğratmak istedi, biz buna engel olmak için sokağa çıktık” dediler. Bir bakış açısına göre doğrudur. Ama darbeciler bile aynı iddiayla ortaya çıktığına göre bu bakış açısı meseleyi izah için yeterli değildir.
Yine de kabul edelim ki seçilmiş iktidarın darbeyle devrilmesinin yanlışlığı fikrine en yakın olan ve dolayısıyla da doğruya en yakın duran grup bu üçüncüsü.
Ama bu da neticede, iktidarı, demokrasiden söz etmeksizin koruyor.
Bu üç grubun ortak özelliği demokrasi konusunda ilgisiz, bilgisiz, isteksiz ve hatta reddiyeci bir tavır içinde olmaları.
Oysa demokratın darbe karşıtlığı bellidir.
On Beş Temmuz darbe kalkışmasını bir hükümet darbesi teşebbüsü olarak görüp karşı çıkmış olanlara demokratlar denir.
Demokrat olmak için önce “seçilmişin devrilmesi ancak seçimle olur” kuralını benimsemek gerekir. Yoksa, demokratlık için kuru hamaset yetmez.
Yeniden demokratlaştırma faaliyetine dönün ey vatanseverler!
Bunun için de Yeni Asya’dan istifade edin ve ettirin.