Evet, demokrasi arayışının bir alanı yollardır. Diğer bir alanı da meydanlardır.
Yollarda adalet arayanlara itiraz etmediğimiz gibi meydanlarda demokrasi nöbeti tutmak isteyen samimî demokratlara da ancak şapka çıkarırız. Zira demokrasi isteyen adalet de ister hürriyet de...
Fakat, demokrasi nöbeti tuttuğunu zanneden, ama aslında iktidarı zulmüne alet eden zalimlere alkış gönderip zulme çanak tutan zavallılara üç-beş çift sözümüz var:
Ey her akşam haber-yorum niyetine din avcısının medya zokasını yutmaktan kalp gözü pörtlemiş iktidar zebunu zavallı!
Ey sulumeydan demokratı!
Yaz günü meydanda demokrasi nöbeti kolay. Hele ayran-simit, döner-ekmek devlet kasasından gelirken!
Sen seni besleyen medyada yani senin medyanda olanlardan haberdar mısın?
Meselâ, son bir senede senin medyanda neler oldu?
Kimler yazamaz hale getirildi?
Onlardan ne kadarı, yazmak istediklerinin ne kadarını yazabiliyor?
İktidar şakşakçılarını sayma. Onları biz de biliyoruz. Hataları eleştirmek isteyenlerden haber ver. Yazıyorlar mı yutkunuyorlar mı?
Cevabı zor, değil mi?
O halde bırak onları, senin olmayan medya ne durumda?
“Ben, benim olmayan medyayı okumuyorum” mu diyorsun. Yani tek gözle bakıyorsun öyle mi?
Unutma, tek gözü kapalı giden, önündeki nesneyle arasındaki mesafeyi ölçemez, kafayı kırar!
Meydanda demokrasi nöbeti tut. Ama kafayı kırmak istemiyorsan, medyanda da demokrasi nöbeti tut.
Yoksa o medyanın demokrasisi elinden tümüyle gidecek. Sonra meydanın demokrasisi de elinde kalmayacak.
Bu okudukların seni kızdırıyorsa, şunlara cevap ver:
Sen “kendine demokrat” mısın yoksa gerçek demokrat mı?
Kendisi gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımayandan demokrat olur mu?
Demokrasi nöbeti için meydanlara çıkmayı reddeden ve hatta çıkanları eleştiren tanıdıkların var mı? (Vardır mutlaka!).
O tanıdıklarının fikir özgürlüğünü savunuyor musun?
Savunmuyorsan, sen ne menem demokratsın?
Demokrat değilsen meydanda işin ne!