“Çelik çekirdek ve demokrat kabuğu” ve “Çelik çekirdek nereye gidiyor” başlıklı son iki yazımız üzerine hayli değerlendirme yapıldı.
Bazı dostlarımız sordular: Demokratlar kabuk mudur, neden demokratları tahkir ediyorsunuz?
Elbette niyetimiz bu değil. Kimseye hakarete hakkımız yok.
Biz yazılarımızda, AKP’yi anlatmak için, demok-rat olmayan dindarlardan oluşan bir çekirdek ve demokratlardan oluşan bir kabuktan ibaret bir yapı örneği verdik. Demokrat kabuğun demokrat çekirdeğe ihtiyaç duyduğunu, ama aradığını AKP’de bulamadığını anlatmaya çalıştık.
Dindar olan, ama mazisi itibariyle demokrat olmayan ya da demokrasi ile başı hoş olmayan siyasetçilerin “Biz de demokrat olmak istiyoruz ve bunun için gayret ediyoruz” demeleri, elbette geçerli bir beyandır. Zira niyeti kalbe değil, beyana bakarak tesbit ederiz.
Ama, bu samimî niyete ve maksada uygun davranılıp davranılmadığını tesbit etmek için söze değil, icraata bakmak gerektiğini de biliriz.
Böyle baktığımızda şunları görüyoruz:
AKP hâlâ ikili bir yapı niteliğinde.
Birinci yapı çekirdek kadro.
Bu kurucu kadronun genel özelliği, demokratlarla ve onların devamı olan siyasî parti ve akımlarla siyaseten hep rakip olmuş olmaları...
Bu ekip, aynı zamanda bir tür dinî cemaat olarak, dine hizmet gayret ve hedefine sahip. Dine hizmetin devlet ve siyaset yoluyla olacağına inandıkları için de “bu maksatla” partileşmeye ve devlete nüfuz etmeye yatkınlar.
Birinci yapının mensupları, 1940’lardan itibaren, iktidar olmak için çeşitli partiler kurdular, ama hep marjinal bir grup olarak görüldüler, suçlandılar, partileri kapatıldı v.s.
Bu kadro, on üç sene önce, iktidar olmak için büyümek gerektiğini keşfetti. Ya da bunun gerekliliğini zaten biliyordu da nasıl yapılacağını birilerinden öğrendi.
AKP’yi oluşturan ikinci yapı işte o zaman ve AKP binasının inşası sırasında kuruldu. İkinci yapı “demok-rat taşlar”dan oluşuyor. Dikkat, “demokrat bina” değil. Sadece, bir “Tayyip Erdoğan fırtınası” ve 28 Şubat siyasî zelzelesi ile “demokrat binası” denilebilecek başka bir binadan kopan ya da koparılan taşlar arasından toplanan bir kısım taşlar bunlar.
Kuruluş aşamasında, ikinci yapının hürriyetçi/liberal ve demokrat fikirleri öne çıkarıldı. Ama birinci yapının dedikleri oldu.
İşte biz AKP’nin bu birinci halkasına, kapalı ve nüfuz edilemez yapı mânâsında “çelik çekirdek” dedik. Binadaki demokrat taşlara ise “demokrat kabuk” demiştik.
Ve önümüzdeki sürecin bir ayrışmayı getireceğini, çekirdekten fikren ayrışmış olan kabuğun, fiilen de ayrılacağını yazmıştık.
Gerekçemiz şuydu: Demokrasiye balans ayarı yapmaya kalkan ihtilâlci zihniyete sahip zinde güçlere son beş-altı yılda, bilhassa gerçek demokratların da duâsı ve gayretiyle adliyede bazı darbeler vuruldu. Şüphe yok.
Ama, asıl “iş bitirici” darbe olan ideolojinin öldürülmesine gelince; maalesef, yeni anayasa süreci ve yazdıklarımız ortada.
Daha da önemlisi “karizmatik tek adam”cılıktan vazgeçmeye ve “ekipler yönetimi”ne geçmeye istekli olmayan çelik çekirdek, kendi içindeki demokrasi sınavını kaybederse “sahte demokrasi aşkı”nı da kaybedecek. Liderin sihri gidince onun “toplama partisi” de bitecek.
İşte o zaman, AKP binasındaki demokrat taşlar kendisine yeni bina arayacak.
Demokratlık bir fikirdir/projedir. Ona hak namına sahip çıkacak olanların demokrat binayı yeniden yapmalarında zorluk yok.
Kafasındaki gözü ile ancak üç adım önüne bakan ve bu yüzden sadece “fikri olmayan binalar”ı görenlere ise bir de kalp gözü lâzım. Tâ ki fikri de, malzemesi de hazır olan binaları hayal edebilsinler. Hedefi şaşırmasınlar, bizi de şaşırtmasınlar.
Görmeyi sağlayacak ışığa gelince…