"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokratlar kabuk mu?

Ahmet BATTAL
11 Haziran 2013, Salı
“Çelik çekirdek ve demokrat kabuğu” ve “Çelik çekirdek nereye gidiyor” başlıklı son iki yazımız üzerine hayli değerlendirme yapıldı.

Bazı dostlarımız sordular: Demokratlar kabuk mudur, neden demokratları tahkir ediyorsunuz?
Elbette niyetimiz bu değil. Kimseye hakarete hakkımız yok.
Biz yazılarımızda, AKP’yi anlatmak için, demok-rat olmayan dindarlardan oluşan bir çekirdek ve demokratlardan oluşan bir kabuktan ibaret bir yapı örneği verdik. Demokrat kabuğun demokrat çekirdeğe ihtiyaç duyduğunu, ama aradığını AKP’de bulamadığını anlatmaya çalıştık.
Dindar olan, ama mazisi itibariyle demokrat olmayan ya da demokrasi ile başı hoş olmayan siyasetçilerin “Biz de demokrat olmak istiyoruz ve bunun için gayret ediyoruz” demeleri, elbette geçerli bir beyandır. Zira niyeti kalbe değil, beyana bakarak tesbit ederiz.
Ama, bu samimî niyete ve maksada uygun davranılıp davranılmadığını tesbit etmek için söze değil, icraata bakmak gerektiğini de biliriz.
Böyle baktığımızda şunları görüyoruz:
AKP hâlâ ikili bir yapı niteliğinde.
Birinci yapı çekirdek kadro.
Bu kurucu kadronun genel özelliği, demokratlarla ve onların devamı olan siyasî parti ve akımlarla siyaseten hep rakip olmuş olmaları...
Bu ekip, aynı zamanda bir tür dinî cemaat olarak, dine hizmet gayret ve hedefine sahip. Dine hizmetin devlet ve siyaset yoluyla olacağına inandıkları için de “bu maksatla” partileşmeye ve devlete nüfuz etmeye yatkınlar.
Birinci yapının mensupları, 1940’lardan itibaren, iktidar olmak için çeşitli partiler kurdular, ama hep marjinal bir grup olarak görüldüler, suçlandılar, partileri kapatıldı v.s.
Bu kadro, on üç sene önce, iktidar olmak için büyümek gerektiğini keşfetti. Ya da bunun gerekliliğini zaten biliyordu da nasıl yapılacağını birilerinden öğrendi.
AKP’yi oluşturan ikinci yapı işte o zaman ve AKP binasının inşası sırasında kuruldu. İkinci yapı “demok-rat taşlar”dan oluşuyor. Dikkat, “demokrat bina” değil. Sadece, bir “Tayyip Erdoğan fırtınası” ve 28 Şubat siyasî zelzelesi ile “demokrat binası” denilebilecek başka bir binadan kopan ya da koparılan taşlar arasından toplanan bir kısım taşlar bunlar. 
Kuruluş aşamasında, ikinci yapının hürriyetçi/liberal ve demokrat fikirleri öne çıkarıldı. Ama birinci yapının dedikleri oldu.
İşte biz AKP’nin bu birinci halkasına, kapalı ve nüfuz edilemez yapı mânâsında “çelik çekirdek” dedik. Binadaki demokrat taşlara ise “demokrat kabuk” demiştik.
Ve önümüzdeki sürecin bir ayrışmayı getireceğini, çekirdekten fikren ayrışmış olan kabuğun, fiilen de ayrılacağını yazmıştık.
Gerekçemiz şuydu: Demokrasiye balans ayarı yapmaya kalkan ihtilâlci zihniyete sahip zinde güçlere son beş-altı yılda, bilhassa gerçek demokratların da duâsı ve gayretiyle adliyede bazı darbeler vuruldu. Şüphe yok.
Ama, asıl “iş bitirici” darbe olan ideolojinin öldürülmesine gelince; maalesef, yeni anayasa süreci ve yazdıklarımız ortada.
Daha da önemlisi “karizmatik tek adam”cılıktan vazgeçmeye ve “ekipler yönetimi”ne geçmeye istekli olmayan çelik çekirdek, kendi içindeki demokrasi sınavını kaybederse “sahte demokrasi aşkı”nı da kaybedecek. Liderin sihri gidince onun “toplama partisi” de bitecek.
İşte o zaman, AKP binasındaki demokrat taşlar kendisine yeni bina arayacak.
Demokratlık bir fikirdir/projedir. Ona hak namına sahip çıkacak olanların demokrat binayı yeniden yapmalarında zorluk yok.
Kafasındaki gözü ile ancak üç adım önüne bakan ve bu yüzden sadece “fikri olmayan binalar”ı görenlere ise bir de kalp gözü lâzım. Tâ ki fikri de, malzemesi de hazır olan binaları hayal edebilsinler. Hedefi şaşırmasınlar, bizi de şaşırtmasınlar.
Görmeyi sağlayacak ışığa gelince…

Okunma Sayısı: 2009
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ö.K

    14.6.2013 00:00:00

    Demokrasiler de farklı fikir olmalıdır.İnsanların farklı fikir olacağı da düşman olması anlamına gelmez.Nitekim, geçmişte ülkemiz de bir çok hukuk a uymayan olaylar gerçekleşmiştir( darbeler,parti liderlerinin süren saltanatlıklarının sona ermesi) Bunların tekrardan yaşanmaması için;birbirimizi ötekileştirmeden,bilinçli,özgürlükçü,reel politikayı amaçlayan ülke olmalıyız.Unutulmamalıdır ki, istişare; hem islam da hem de demokrasiler de yapılabilir..

  • Demokrat Avrupa

    11.6.2013 00:00:00

    Güzel bir yazi. Insallah meseleleri bir türlü anliyamiyan veya anlamak istemeyen halkimiz cözer de bütün vatan rahatlar.

  • Garib Doğu

    11.6.2013 00:00:00

    Demokratların kabuk gibi göründüğü apaçık ortada.Dikkat edin hangisinin sesi gür çıkıyor.Görünüşte çelik çekirdeğe ya teslim olmuş veya sinmiş durumda.Hükümetin yanlışları karşısında sessizdirler.Bir varlık gösterdikleri yok.Aslında bir siyasi hatanın içinde bulundukları kesin.Demokrat çizgide durup,sebat edip, mücadelelerini devam ettirseydiler bugün farklı bir konum ve etkinlikte olurlardı diye düşünüyoru.Bir denge unsuru olarak siyaset farklı bir çehre kazanırdı.Sanki konjuktürel siyasi havadan onlar da etkilendiler.Acaba biz camia olarak doğru siyasi çizgi konusunda demokratlara tam yol gösterebildik mi ?Siyasi istikametin köşe taşlarını ve nirengi noktalarını Üstadımız ilhamı ilahi ile ortaya koymuştur.Yeterki okuyalım,o konuları derinden inceliyelim,kopllektif bir akılla düşünüp anlayalım ve gereğini yapalım.Değerli hocam nurani nazarın karmaşık siyaseti net gösteriyor.Aklını çalıştıranlar için güzel rehberlik yapıyor yazıların.Bu tip yazıların devamını dileyerek selam ve saygılarımı sunuyorum.

  • demokrat

    11.6.2013 00:00:00

    Ne güzel ve nezih bir yazı.Hasretiz efendim böyle güzel üslup ve tespitlere.Devamını bekliyoruz.Saygı ve dua ile...

  • Asya Demokratları

    11.6.2013 00:00:00

    Gerekçemiz şuydu: Demokrasiye balans ayarı yapmaya kalkan ihtilâlci zihniyete sahip zinde güçlere son beş-altı yılda, bilhassa gerçek demokratların da duâsı ve gayretiyle adliyede bazı darbeler vuruldu. adliyede bazı darbeler vurmak çözüm değil. O dışarıda darbe vurur, sen adliyede darbe vurursun. Önemli olan karşılıklı darbe vurmak değil, darbelerin oluşturduğu tüm kurum ve kuruluşları, tüm yapılanmayı tümden değiştirerek, anayasal zeminde demokratikleşmeyi sağlamaktır. Demokratların duası ve gayreti bu yöndedir, karşıklı darbeleşmeden bu ülkeye fayda gelmiyecektir. Siyasi partiler yasası 12 eylül ürünü olduğu halde, siyaset daha kendi yasasını değiştirememektedir veya değiştirmek istememektedir. Birilerini bir yere tıkıp çıkarmak, demokrasiye işaret değildir. Zira su-i tevvehhüme uğrayan, şeffaf ilerlemeyen süreçler demokrasiye değil, istibdata katkı sağlamaktadır.

  • Nevzat KARAAĞAÇ

    11.6.2013 00:00:00

    Hocamızı tebrik ediyoruz.
    Ama vebal ve problemin kaynağı Nur cemaatinin Üstadlarının siyasi düşüncelerini anlayamayıp, siyasal islamcıların peşine takılmasıdır. Eğer ’Demokratların desteklenmesi’ konusundaki tavsiyeye uyulmuş olsaydı önümüzde biriken siyasi ve kötü yönetimden biriken problemler olmazdı. Ama bizler Üstadımızın Kur’andan mülhem şaşmaz görüşlerini anlamaya ve anlatmaya devam edeceğiz.
    İnşaallah parlak bir gelecek bizleri bekliyordur.

  • mikail yaprak

    11.6.2013 00:00:00

    Görmeyi sağlayacak ışığa gelince… Diye bitiriyorsunuz..
    Yani Risale-i Nur... Bekliyoruz.. Selamlar

  • mustafa aksu

    11.6.2013 00:00:00

    Meselelere objektif ve güdümsüz bakıldığında işte böyle aydınlatıcı güzel yazılar çıkıyor.Okuyucular! Her zaman böyle yazılarla karşılaşamazsınız tekrar tekrar okuyun anlamaya çalışın ve tevekkül edin derim. Dilinize (elinize) sağlık hocam.

  • ümmet karaca

    11.6.2013 00:00:00

    sayın hocam birinci yapı dediğiniz insanlar öncelikle ilk yapılanmadan farklıdır bunu siz daha iyi biliyorsunuz sonuçta siyasi de olsa dinide olsa bazı yapılaşmalar zamanla bölünme yoluna gidebilir çeşitli gruplara ayrıla biliyor 1940 dan beri var olan siyasi yapılaşma milli görüşse ki ben öyle anladım kendimce hükümet o yapının tam temsilcisi değildir asıl temsilcileri hala yerlerindeler. özür dilerim ama dine hizmeti devlet ve siyaset yoluyla olacağını sanıyorlar demişsiniz yani dine hizmet detlet yoluyla olmaz siyaset yoluyla olmazsa neyle olacak eğer derseniz ilimle olacak ikna ile olacak doğru ama suya sabuna dokunmadan devlete karışma siyasete bulaşmazsak nasıl yapacaz.sonra madem bunlarla olmayacaksa demokratların siyasetle işi ne karışmasınlar o zaman. bu konularda kafam çok karıştı . Allaha emanet olun hocam . ümmet karaca MERSİN

  • Ramazan Turan

    11.6.2013 00:00:00

    Tespitler yerinde ve doğru,zannediyorum demokratlığın manası mevcut siyasi irade tarafından iyi anlaşılmamış dolaysıyla yaptıklarına bakılırsa daha çok mesafe almaları lazım.Malumunuz demokratlık sözle olmaz her şart altında bunu göstermeniz gerekir elimizi vicdanımıza koyup öyle meseleye bakmalı,Ayosofya kapalı,insan hak ve özgürlükleri adına hiç bir icraat yok,anayasa halen 1982 anayasası bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama Demokratları hatırlarsak ülkede bu tablodan çok daha farklı bir tablo olduğu gerçeğidir,bizim anlamadığım veya anlamak istmediğimiz konu bu meseleyi orjinal bir şekilde Asrın insan HZ.BEDİÜZZAMAN hiç yoruma gerek kalmadan çözmüş bizlere sunmuş başka adrese gerek bırakmamış o nedenle okumak araştırmak ve hazmetmektir asıl olan budur,yazınız da güzel olmuş.Demokratları anlamak dileğiyle!..... Ramazan Turan.

  • ercan ayhan

    11.6.2013 00:00:00

    peki muhterem son beş altı yılda ihtilalcilere adliyede darbe vuruldu dediniz, birdefa bu darbeleri iktidar deyilde 2007’de istanbul ümraniyede ortaya çıkan büyük miktarda silahlar başlattığını yeni asya’da eski c.başsavcısı gültekin avcı yazdı, ayrıca iskenderun ve ereğli demir çelik fabrikalarını ve bunlara bağlı dev kuruluşu bu iktidar oyak’a satmadımı, hani demokratlık, oyak 27 mayıs ürünü değilmi? feyalilacep.

  • Mehmet Yurttaş

    11.6.2013 00:00:00

    Sn. Battal ; Bilirsiniz ki malumu ilam israf-ı kelamdır.
    Artık seçimlerde müslüman sayımı yapıldığını iddia eden bir partinin varlığından söz edilemez. İstense de bundan sonra muhaldir.
        Ortalıkta Bediüzzaman haklı imiş diyerek yanlıştan dönene , 10 yıl icraatta olan ve efkarı umumiyece kabul gören bir parti var.
        Yaşam sıtandartlarını yükseltip yükseltip ülkeyi kalkındırdıkları , refaha götürdükleri açık.
         Kader hükmünü vermiş , zaman tasrih eylemiş. Buna itiraz edilemez.
         Mevcut alternatifler içerisinde ehveni şerri ihtiyar eylemek vaciptir.
         Biz nur talebeleri politikayı seçip , siyasetle hizmet iddiasında , metodunda insanlar değiliz.
         Muhali talep ile kendimize de camiamıza da zulmetmenin anlamı aceba hayalimize hakikat rengi vermemiz mi ? Yoksa .........
         Bir kez bir iddiada bulunup sonra yanlıştan dönme izzetini gösterememenin tanımladığı hal üzerinemiyiz ?
         Böyle davranıp insanların himmet ve hamiyet potansiyelini şuuristana atarak ,zaruri hizmet ve davranışları akim bırakmak bize yakışmaz.
          Nura talebe olmaya çalıştığını iddia edenler kendi metodoloji ve meslek kurallarının öngördüğü alemü-l efal ile meşgul olmalıdırlar.
    Baki selamlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı