Yeni dönemde Türkiye şaha kalkacak mı? İnşallah. Kim istemez. Ama durum pek öyle göstermiyor.
Önceki günkü Yeni Asya’dan bir örnek haber:
Sermaye Piyasası Kurulu, borsa şirketleri hakkında “içeriden bilgi” sahibi olanların bu bilgiyi kullanarak yatırım ve dolayısıyla manipülasyon yapmasını yasaklayan düzenlemeyi bir gecede kaldırmış ve iki gün sonra da dış piyasaların Türkiye ile ilgili endişelerinin artacağı yolundaki sinyaller ve gelen tepkiler üzerine aynı düzenlemeyi yeniden yürürlüğe koymuş.
SPK’nın “geri sarma” işlemine dair açıklaması şöyle:
“… pay piyasalarını ve yatırımcıları desteklemeye yönelik … Kurul Kararı’nın kamuya açıklanmasının ardından oluşan spekülasyonlar ve yaratılan olumsuz algının; mezkûr Kurul Kararı ile piyasaya sağlanması umulan faydaların ortaya çıkmasına mani olacağı değerlendirildiğinden … söz konusu kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.”
Gördüğünüz gibi, açıklanan gerekçe devlet ciddiyeti ile bağdaşmıyor ve asla tatmin edici değil. Ama olay yeni dönemin “ben yaptım oldu”cu gidişatının ipuçlarını veriyor.
Yine önceki gün Yeni Asya’da yayınlanan asıl “örnek” haber de şu:
Cumhurbaşkanlığınca yeni sistemi kurmaya yönelik olarak dokuz Temmuz’da yayınlanan 703 sayılı KHK ile rektörlerin profesörler arasından seçilme şartı kaldırılmıştı.
Altı gün sonra bu kere bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bu şart geriye getirildi?
Neden kalktı? Neden indi?
Cumhurbaşkanlığından açıklama yok. YÖK’ten de açıklama –elbette- yok.
YÖK Başkanının rektörlerle haberleşmek için kurduğu whatsapp grubunda sadece şakşakçılığa izin verilirse olacağı budur.
Üniversitelerarası Kurul “bak, ben de buradayım”cı gösterişçilerin sirkine dönüşürse olacağı budur.
En komiği de şu: İktidar şakşakçısı medya ilk habere atlayıp “müjde” olarak duyurmuştu. İkinci habere atlayamadığı için mecburen haberi atladı. Düştü, dibi kırıldı!
Geçmiş mi olsun? Hayır. “Oh olsun, şakşakçı gazeteciliğiniz de kırılsın ki devlet belki adam olur” diye duâ ediyoruz.
Aslında son dönemde devlette bu tür fahiş çelişkiler sık sık yaşanıyor.
Hatırlayın, çok değil, yedi sekiz ay önce mevzuat değiştirip sanıklara giydirmek üzere tektip elbise siparişi verdikten sonra mevzuatı yeniden değiştirip vazgeçmişti Yeni ve Yüce Devletimiz.
Bu zikzakların sonucu ne? Biz içerdeyiz ve alıştık mı alıştık. Ama olan Türkiye’nin dışarıdaki itibarına oluyor.
Ondan sonra da gönüllü ve jöleli bilumum saray danışmanlarından şöyle yorumlar geliyor:
“Dolar yükseliyorsa dış düşmanlarımız artıyor demektir, dış düşmanlarımız artıyorsa iyi yoldayız demektir!”
Hay sizin yolunuza…
Bu çelişkilerin ve çalkantıların sebebi ne?
Birincisi denetim eksikliği. Ve denetim isteyen de yok. Oysa devlet demek denetim demektir.
İkincisi muhalefetin kifayetsizliği.
Üçüncüsü bağımsız bakabilen gazete ve gazeteci eksikliği.
İşte Yeni Asya bunun için lâzım. Siz de öyle.