"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devlet dini = Cami cemaati

Ahmet BATTAL
24 Eylül 2016, Cumartesi
“En iyi cemaat cami cemaati” diyenler bu sözün manasını biliyorlarsa sözümüz-itirazımız yok.

Zira zahir manasına göre reddiye içermeyen ve sadece mukayese içeren bu söz çok doğru: 

Zira bütün cemaatler iyidir, ama “en iyisi” cami cemaatidir. 

Zira cami cemaati cemaatleşmenin ve birleşmenin zirvesidir. 

Hele Cuma ve bilhassa bayram namazlarında, bu tekleşme zirveye çıkar. Mü’minlerin tekbirleri sayesinde adeta bütün bir yeryüzü zikre gelir, yekvücut olur. Zikreden her insan onun dili olur ve birliğin büyüklüğünü simgeleyen Allahuekber’i âlemde dalgalandırıp sonsuzluğa arz eder. 

Ama mü’mini camiye dâvet eden her organizasyon da en az cami cemaati kadar güzeldir. Hatta cami cemaati kadar gereklidir. 

Bu yüzden denilir ki, “cemaat yapmak cami yapmak kadar kıymetlidir”. 

Camiye dâvet organizasyonlarına dinî cemaat denir. Kimisi medreseden camiye dâvet eder. Kimisi tekkeden camiye. Kimi imam-hatip okulundan ve kimi de evden, parktan…

“Camiye gitme, cem olup namaz kılma; bize gel, birlikte dünyayı fethedelim, sırları keşfedelim, nefsimizi eğlendirelim” diyen cemaatler ise, olsa olsa bizi dünyaya çağıran dünyevî cemaatlerdir. Kulüp cemaatidir, spor cemaatidir, parti cemaatidir ya da kahvehane cemaati…

Ammaaaa…

Bugünlerde bazıları, “en iyi cemaat cami cemaati” derken, galiba inanarak, aslında şöyle diyor: “Tek doğru cemaat, cami cemaatidir”.

Acaba bu “tek doğru”cu ve inhisarcı fikir, dinen doğru mu? 

Dünyada, Müslüman ülkelerin galiba tamamında, camiler, devletin yani siyasetin -gevşek de olsa- kontrolü altında.

Böyle olmalı mı? Tartışılır. 

Camilerin devlet kontrolünde olmasını benimsedik diyelim. Bu kontrolü siyasî dayatmaya dönüştürmek ve diğer cemaatlere de yaymak nasıl kabul edilebilir?

Devleti yönetenlerin, “Bizim devletimizin ülkesinde tek doğru din anlayışı bizim din anlayışımızdır” demesi dinî inhisarcılık değil midir? 

Tek parti döneminde kendi fetvacılarına ve kendi Diyanet’ine dayanarak CHP’nin yaptığı da bu değil miydi? 

“Bizim camimizden başka yerleri meşrû cem yeri kabul etmiyoruz” demek yanlıştır. 

“Bizim denetleyip izin verdiğimiz dinî cemaatlerden başkasını meşrû saymıyoruz” demek de yanlıştır. 

Hele “bizim din ve dünya anlayışımıza muhalefet eden cemaatleri külliyen kanundışı sayıyoruz” demek, cemiyeti dinamitlemektir. 

Demokrasiye aykırıdır da…

Asıl, dindeki samimiyete ve ihlâsa aykırıdır! 

Hak ve hakikat inhisar altına nasıl alınır? 

Doğru kimsenin tekelinde değildir, olamaz. 

Hele bu çağda, bu kafa…

İşte bu kafa, o kafa!

Okunma Sayısı: 8393
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı