Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Atik Ağbağ, KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara’nın programına katılmış ve AKP tabanıyla ilgili olarak şunları söylemiş:
“Gözü körelmiş, narkozlanmış. Neyi alkışladığını çok bilmiyor. Onlarla aynı galakside yaşamıyoruz”.
Bu tesbitler mitinglere götürülen kalabalıklar için doğru. (Esasen bu doğru tesbit bütün partilerin kalabalık mitinglerindeki çoğunluk için de az-çok geçerlidir).
Ama AKP’nin okuryazar kitlesi için kanaatimizce aynı durum geçerli değil. Onlara narkoz tesir etmiyor. Uyurgezer de değiller.
Okuryazar olan AKP’liler sadece “öğrenilmiş çaresizlik” girdabındalar.
Durumları cevaplarında saklı:
- “Erdoğan neden dün ak dediğine bu gün kara diyor” diye soruyorsunuz.
“Evet, bu bir çelişki, ama inşallah bir bildiği vardır da o yüzden böyle yapıyordur” diyorlar.
- “Erdoğan kiminle karar alıyor, biliyor musunuz” diye soruyorsunuz.
“Bilmiyoruz, ama her halde sürekli değişiyor, İnşallah etrafında bu kere doğru adamlar vardır” diye cevap veriyorlar.
- “AKP MHP’lileşiyor mu” diye soruyorsunuz.
Cevabı geçiştirip, “İnşallah MHP AKP’lileşir” diyerek bir temenni dile getiriyorlar. (İçlerinde bu duâya “amin” diyen çok da, duânın tutmayacağını bile bile dedikleri de belli.)
- “İçeride ve dışarıda sürekli yeni düşman üretmek ve sürekli düşman değiştirmek doğru bir politika mı” diye soruyorsunuz.
“Düşmanı sık değişenin dostluğuna güvenilmez denilmiştir, kafamız karışık” diyorlar.
- “O zaman siz bu Erdoğan’a güveniyor musunuz yoksa güveniyormuş gibi mi yapıyorsunuz” diyorsunuz.
Gelen cevap:
- Sessizlik.
- Boyun büküklüğü.
- Hayal kırıklığı.
Geçenlerde bir haberde okumuştuk. Bilim adamları insanın iç sesini okuyabilen bir cihaz ve yazılım geliştirmişler. O cihazı bu dostlara bağlasak ve iç seslerini dinlesek gelecek sesler şöyle olacaktır:
- Tamam, Erdoğan iyi, ama yaşlanıyor galiba. Ya yanlış yaparsa?
- Birileri siyasî konularda Erdoğan’ı fena yanıltıyor. Acaba nasıl engelleriz!
- Birileri galiba AKP ve Erdoğan konusunda bizi kandırdı, ama kimler ve neden?
İşte galaksimizin halleri…