"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ecelin korkuya faydası vardır...

Ahmet BATTAL
23 Temmuz 2015, Perşembe
Siz de izlemişsinizdir. Anadolu insanı da, İstanbul beyefendisi/ hanımefendisi de, arkadaşının ya da akrabasının ölümü karşısında metanetini ancak “uyuşturucu hap”la muhafaza eder hale geldi.

 

Ölümden korkanlar toplumu halindeyiz.

“Korkunun ecele faydası yoktur” diye bir atasözümüz var. Bize, “ecelden korkma” demek istiyor. Ama korkar olmuşuz. Demek artık işe yaramıyor.

Bu durum belki çok eskiden beri böyle, ama eğitim seviyesi arttıkça ölüm endişesi ve cenaze tepkisi azalmıyor, aksine artıyor.

Neden?

Acaba cevap şu olabilir mi?

“Modern” eğitim insanın “aklına öğretmek” iddiası ile ortaya çıkıyor:

-İnsanın evrene ve maddeye dair ve “nasıl” ile biten sorularına cevap veriyor.

-İnsanın gördüğü sonuçlara sebep veriyor.

-İnsanın gördüğü sebeplerin ve sonuçların tamamını sebep sonuç zinciri ile birbirine bağlıyor.

-İnsana “bilgi güçtür, sen de her şeyi biliyorsun o halde güçlüsün” diyor.

-Hatta ölümün nasıl olduğunu da “çok iyi” (!) açıklıyor.

-Hatta hatta, uzak gelecekte ve uzakta bir yerlerde de olsa yapılacağını zannettirdiği “bilimsel” bir keşifle “ölüme çare” ihtimali sunuyor ve “ölümü öldürebiliriz fikri”ni aşılayıp kuvvetlendiriyor. Böylece tevehhüm-ü ebediyeti (bu dünyada ve ebedî yaşama fikrini) “bilimsel”leştiriyor.

Ama ölüm ölmüyor, ecel yok olmuyor...

Ve modern eğitim, “sebep-sonuç ilişkileri”ni “neden-sonuç ilişkileri” diye de çevirse, neden kelimesine “niçin” anlamını yüklemeyi daima ihmal ediyor. “Neden” sorusunu sorduğunda da daima “bu sonuç neden yani hangi sebeplerle yani nasıl ortaya çıkıyor” mânâsında soruyor.

Hem de modern eğitim, felsefesinde yer almadığı için, “neden” sorusuna cevap vermeye çalışmıyor. Bu soruları “alan dışı” olarak tanımlıyor.

Bizim imanı zayıf Müslümanlarımız determinist, pozitivist, materyalist eğitim çarkları içinde “nasıl”ı öğrendikçe “neden”e dair bildiklerini unutuyor. “Ölüm bana ne ders veriyor” sorusundan kaçıyor. Ölüme, mânâsı ve sonrası için değil ölüm için ve mânâ-yı ismi ile bakıp kendisini karanlıkta bırakıyor, körleşiyor ve korkuyor.

Sonuç, ölüm karşısında perişan bir Müslüman ahali tablosu...

Çare elbette eğitim sistemini baştan aşağıya ve mana-yı harfi bakışına göre yenilemek. Her şeye, arkasındaki hakiki mânâsı için bakmayı ve doğru görmeyi/okumayı sağlamak.

Ve adına Medresetüzzehra denilen bu eğitim modelini dünya çapında yaygınlaştırmak...

İslâm’ın dünya üzerindeki ideali ancak böyle tahakkuk edebilir. Savaşla ya da siyasetle değil.

Okunma Sayısı: 2932
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı