"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğrilen yollardaki savrulmalar ve AKP-2

Ahmet BATTAL
14 Ağustos 2024, Çarşamba
Aynı başlıkla yazdığımız geçen haftaki yazımızda “neredeeeen nereye” ve “kimler kimlerle beraber” sedalarını çınlattıran birkaç örnek vermiştik.

Bugün iki örnek daha verelim. 

Milat Gazetesinden Serdar Arseven şöyle yazmış:

“Eğitim Modelimiz:

1-İnsanımızı şahsiyetsizleştiriyor,

2-Yeteneklerini köreltiyor,

3-Hayattan bezdiriyor,

4-Maneviyatını tüketiyor,

5- Küreselcilerin kullanımına hazırlıyor,

6- Tembelleştiriyor,

7-Aptallaştırıyor,

8-Tüketiyor!”

Arseven’e bunları söyleten elbette bir hakikat. Bu bir serap değil. Sadece bir kâbus da değil.

Kusuru sadece AKP’nin önceki ve şimdiki Milli Eğitim Bakanlarına yıkmak elbette anlamlı değil. Siyasetçinin de eğitim camiasının sağduyulu zannedilen bürokratlarının ve fertlerinin de bu neticeye katkısı var.

Din diyanet ya da maneviyat denilince hemen “bize siyaset yapma” deniliyorsa, siyasetçinin dine yüklettiği bu olumsuz anlamdan elbette din değil sebep olanlar sorumlu.

Din eğitimi denilen şey dinî bilgi eğitimi değil. Öyle olsaydı İmam Hatip Okullarıyla her meselemizi halletmiş olurduk. 

Hele bu çağda dinî ya da dünyevî bilginin âlâsını herkes her yerde bulabilir. 

Dinî eğitim önce ahlak eğitimi.

Ve bunun daha öncesinde de iman eğitimi var.

Zira hakiki ahlak sağlam imanın bir neticesidir. 

Allah’a ve ahirete kuvvetle iman eden kolay kolay büyük günahlara giremez. 

“Başkasının veya devletin görmediği yerde dilediğimi yaparım” diyebilen zayıf karakterli insanları azaltmanın yolu insanların ahirete imanlarını kuvvetlendirmek. 

Bunun da çaresi belli. Bilginin, Bediüzzaman tarafından mana-yıharfîolarak adlandırılan modelle öğretilmesi. Yani her bir ilimden Allah’ın isimlerine giden yolların açılması suretiyle iman bağının kuvvetlendirilmesi.

Bu işin adı Medresetüzzehra Projesidir. Hakkında ciltlerce kitaplar yazılmıştır. 

Eşya ve hayat aynadır. “Aynaya bakan”a “aynadan bakmayı” öğretmek hakiki öğretimdir. 

Bu olursa vatanseverlik de diğerkamlık da kendiliğinden olur. 

Gelelim ikinci örneğe.

Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun şunları söylemiş:

“Kemalizm son yıllarda o kadar normalleştirildi ve meşrulaştırıldı ki; AK Parti ile haklarına kavuşan türbanlı kadınlar bile şükür için Anıtkabiri seçiyor.. Stockholm sendromu mu Celladına aşık olmak mı? Hafıza kaybı mı?”

Coşkun’a bunu söyleten de elbette bir gözlemi. Ve bu gözlemi sadece o yapmıyor. 

Yani bir kısım dindarların bir kısım haklarına AKP sayesinde kavuştukları ve bu sebeple onun her kusurunu ve hatta açık zulümlerini bir örtüyle örtecek kadar sevdikleri doğru.

Ancak Kemalizm adlı ideolojinin sahibi olduğunu bilmedikleri M. Kemal’den “medet bekleyen” başörtülülerin bir kısmının AKP’den uzak ya da uzaklaşmış kadınlar olduğunu da unutmamak lazım. 

Peki bu doğrunun arkasında ne var? Bu çelişkinin sebebi ne? 

Mesele “celladına aşık olmak” ile izah edilebilecek bir durum değil. 

Mesele yine eğitimde.

Dindarlara ideolojiden uzak demokratik toplum ve devlet idealinin aşılanması yerine bir “ortak tabu”ya tutunma mecburiyeti yüklenince olan bu.

Tutunulan tabunun arka planında neyin olduğu ve neyin olmadığı bilinmeyince ve sorgulanmayınca mesele kalmıyor. 

Hele bir de Erdoğan’ın ikinci M. Kemal olarak görülüp gösterilmesi var ki…

Okunma Sayısı: 2134
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Pelin Kurukahveci

    14.8.2024 08:58:21

    İmam hatip okulları ve oralardaki din dersi öğretmenlerimizden Allah razı olsun. Çocuklarımız için bir sığınaklar. Din eğitimi hemen tesir etmese dahi zamanla çocuğa bir kimlik kazandırmaktadır. En azından kalplerine ekilen dini duyguların tohumları zamanla yeşerecektir. İmam okulları büyük bir boşluğu dolduruyor. İmkan olsun da daha çok yaygınlaşsın nşallah.

  • Mustafa Said Kara

    14.8.2024 08:53:12

    Okullarda fen ilimleri ile beraber Nurların iman dersinin okutulması gerekiyor. Ama buna evvel emirde sol-seküler çevreler karşı çıkıyor. Öyle bir vaveyla koparıyorlar etrafı öyle bir yaygaraya veriyorlar ki uygulamak mümkün olmuyor. Bu ülkenin eğitim de geri kalmasının tek sebebi var, o da kemalist ideolojidir. Biz bu kemalizmden kurtulmadıkça medresetüz zehra projesine kavuşamayız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı