07 Ekim 2014, Salı
Ekmeleddin İhsanoğlu “demokratım” diyen ve öyle olduğuna inandığımız bir devlet adamı.
CHP ve MHP’nin başlattığı çatı hareketinin adayı olmasını bahane ederek İhsanoğlu’nu CHP’li gösterme gayretine girenler, ona oy verenleri de CHP’ye oy vermiş olmakla “itham” ettiler.
Yeni Asya da Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını destekledi.
Ancak bazı müzmin muhalifleri paravan yapan sanal medyanın yalancı hamiyetkârları Yeni Asya’nın tavrı hususunda daha da ileri gittiler ve “Yeni Asya yakında seçimlerde CHP’ye oy isteyecek” dediler.
Biz de “CHP’ye oy vermem ama…” başlıklı son yazımızda bu iftiraya cevap verdik.
Ama o çatal dillerden bir “tıs” bile yok. İyi niyetli olmadıkları buradan belli.
Demek taş bele isabet etti. Geçelim.
Ve diğer bir iftiraya cevap verelim:
AKP’yi demokratça icraat eksikliği hususunda eleştiriyor olmamızı hazmedemeyen bazı “eskiden dost”lar, eleştirilerimize cevap vermek yerine bizi neredeyse anarşistlikle itham ediyorlar.
Delil olarak da Bediüzzaman’ın Münazarat’ındaki (s. 51) şu cümleleri “kullanıyorlar”:
“Çok iyiler var ki, iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar.
“Sual: Nasıl iyilikten fenalık gelir?
“Cevap: Muhali talep etmek (imkânsızı istemek), kendine fenalık etmektir. Zerrâtı günahkârlardan mürekkep (oluşmuş) bir hükûmet tamamıyla mâsum olamaz. Demek, nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtı, seyyiâtına tereccuhudur (hata sevap dengesine bakılmalı). Yoksa, seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir (yanlışsız hükümet imkansızdır). Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdetâ mümkün hükûmetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meylü’t-tahrip (yıkıcılık arzusu) ile, o sureti bozmaya çalışacak. … Meslekleri ihtilâl ve fesattır.”
Özetle diyorlar ki “siz demokratlık konusunda bir hayalin arkasından gitmekle ve mevcudu yani AKP’yi eleştirmekle anarşistlik ediyorsunuz”.
Oysa –hukuk tarihi profesörü de olsalar- bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar ki Bediüzzaman bu cümlelerde “hükümet” derken “devlet”i kastediyor.
Zira “anarşist”, devleti, reddetmek maksadıyla eleştirir. Partilerden birinin iktidarını beğenmeyip eksik bularak diğer bir partinin iktidarını istemek ne zamandan beridir anarşistlik oldu? Biz bunu demokratlık bilirdik! O dostlarımız ne biliyor?
Mesela şunu biliyorlar mı?
AKP’nin kurucu genel başkanı Erdoğan demokrasiyi öven şeyler söyledi ama bir kere olsun “ben demokratım” mânâsına gelecek bir cümle kuramadı. Neden acaba?
Acaba bu meselenin Münazarât’ta yukarıdaki bölümün hemen devamındaki şu soru ile ilgisi var mı?
“Suâl: Acaba daha Sultan Hamid gibi padişah tahta çıkmayacak mıdır? Eski hal olmayacak mıdır?”
Yani bazıları acaba padişahçılığı istiyor da bizi de anarşistten mi saymaya çalışıyor?
Yemezler.
Hükümet başka, parti başka, devlet başka…
Biz devlet düşmanı değiliz, imkansızı da istemiyoruz. Biz “daha iyiyi” istiyoruz. En azından, “daha az kötüyü” istiyoruz, hayalperest değiliz. Demokratların demokrasisi “mümkün hükümet”in bir biçimidir ve bizim de onu istemeye hakkımız var!
O halde ey safdil dostlar, ağzımızı kapamaya çalışacağınıza ya eleştirilerimizi cevaplayın ve boşa çıkarın ya da bize destek verin.
Okunma Sayısı: 2455
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.