"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emniyetsizlik sonuç; sen sebebe bak!

Ahmet BATTAL
01 Eylül 2015, Salı
Okuyucu aynı zamanda “alıcı” da değilse ne yazsak kâr etmiyor. Okuyucularımızın bazıları sadece gündemin bir numaralı başlığı hakkında yazmamızı istiyor.

Başka konularda yazarsak gündem dışına çıkmış oluyoruz. Hatta gündem dışında kalmış oluyoruz. Elbette onlara göre!

Bu günlerde gündemin bir numaralı konusu terör ve güvenlik ya, bizim de bunu yazmamız lazım. Başka şeyleri yazarsak gereksiz!

Oysa teröre karşı güvenlik bizim uzmanlık alanımız değil. İlgi alanımızda da değil. Ama terörün sebep ve çareleri ilgi alanımızda…

Bu gazetenin bütün yazarları, bu meselenin çözümlerini yıllardır yazıp söylüyor. Asıl çözümler uygulanmadıkça eylemsizlik gibi geçici çözümlerin aslında çözüm olmayacağını da yazdık, söyledik.

Ne yazdığımızı merak edenler, sadece 26 Mart 2013 tarihli “Eldekiler, daldakiler” başlıklı yazımıza baksınlar, yeter. Linki: 

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/eldekiler-daldakiler_210430

Şöyle yazmışız:

Eldeki bir kuşu kaybetmeden daldaki kuşları elde etmenin yolunu bulmak zorundayız.

Yani, “barış gelsin de ne pahasına olursa olsun” diyen safdillerden olamayız. Zira, bu günkü küçük barış, yarınki büyük savaşa zemin hazırlamamalı.

Bir de şunu yazmışız:

“Mücahede-i milliye” ile elde edilmiş olan “millî birliğimiz” haritadaki basit bir “çizgi” değildir, eldeki anka kuşudur. “Tavaif-i müluk” riskine karşı uyanık olmalı, kabileleştirme oyununa gelmemeliyiz.

“Terör olmasın da varsın bölünelim, Kürdistan da bir İslâm devleti olacağına göre, ha bir eksik, ha bir fazla, ne fark eder” diyen safdil dostların kulağına şunu fısıldayalım:

Bölenlerin hedefi ile böldürenlerin hedefi ve düşmanı aynı ise, yani ikisi de bu milletin dinine ve mukaddesatına düşman iseler, bölünmek nasıl bir fayda verir ki?

Hem ittihad-ı İslâm her Müslüman için bu zamanın en mühim farzı değil mi? Vazifemiz İslâm coğrafyasına yeni sınırlar koymak mı, yoksa var olan “saçma sapan” sınırları kaldırmak mı? Bu hususta Sultan Selim’e biat eden kimdi? Biz de ona biat etmeli değil miyiz?

O zamanlarda yazdıklarımıza dudak büküp “siz felaket telalığı yapıyorsunuz” diyen sahte dostlara inat, küsmedik ve küsmeyeceğiz, yazıp söylemeye devam edeceğiz.

Henüz iki üç hafta önce, Kürt ya da Güneydoğu ya da adı her ne ise bu meselenin çözümü hakkında ardı ardına yedi yazı yazdık.

Yazmaya da devam ederiz. Ama bilelim ki tek mesele güvenlik ve güvensizlik değil. O bir sonuç. Biz başlangıçtaki sebebe ve niyetteki hedefe bakalım…

Okunma Sayısı: 2026
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aşkın

    1.9.2015 12:34:00

    Eldeki demek ki nurcuların şahsı manevisi dağ büyüklüğünde anka yumurtasıdır.

  • abdulkadir cihan

    1.9.2015 00:14:19

    Bataklık sinek üretmeye devam ederken...haklısınız hocam teşekkür ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı