Geçen hafta üç büyük fırtına geçti. 

Milletimiz elektrikli/susuz otomobili yerli yersiz konuştu durdu, projenin beşte ikisinin dışını ancak gördü ve zavallı milletimizin gözleri patladı. 

Kanal İstanbul adlı “sulu dereye götürüp susuz geri getirme” kanalının kâğıdının kenar kısmında zavallı milletimizin dudakları çatladı.  

Libya’nın ucu bucağı belli çöllerine uçsuz bucaksız asker gönderme yetkisi birazcık konuşulurken de bilhassa bazı eski milletvekillerinin ve bakanların kulakları çınladı.

Biz bu işlere pek girmedik. 

Nasıl olsa devletimizin verdiği sağlam bilgilere bakarız ve meseleyi anlarız dedik ve bekledik. 

Bekledik. Bekliyoruz. Galiba biraz daha bekleyeceğiz. 

Zira devletimizin resmî bilgi kaynaklarında bu üç konu hakkında -ve elbette diğer önemli gündem konuları hakkında- hiçbir sahih bilgi yok. 

İlgili Bakanlıkların web sitelerinde ve basında, bol fotoğraflı ve fakat çok çelişkili “haber”ler dışında, maalesef sağlam bilgi yok. Milletin dilinde dedikodu çok.

Cumhurbaşkanlığının web sitesini kim ya da kimler hazırlıyorsa bilgi çağının üç asır gerisinden gidiyorlar. Bu konularla ilgili en küçük bir bilgi yok. (Bu siteyi daha önce de defalarca yazdık. Ama galiba ya ilgililerden bizi okuyan yok ya da okuduğunu anlayan yok.) 

Kanal İstanbul için devletimiz bir web sayfası bile açmamış. Ama bazı akıllılar “com” ve “net” uzantılı bazı alan adlarını alıp paraya tahvil etmeye başlamış bile. 

TOGG için açılan “togg.com.tr” sayfasında ise prototipin üretimine dair hiçbir şey yok ve fakat ofis temizlik ihalesi ilânı var! 

Hem neredeyse Ocak ayının ortasına geldik, ama sayfada halen şu cümlelere rastlıyoruz: 

“2019 yılı sonunda ön gösterim aracımızın örtüsünü kaldıracak, takip eden iki yılda fabrikamızı tamamlayacak ve C segmentinde bir SUV olan ilk ürünümüzü 2022 yılında yola çıkartacağız. 2030 yılına kadar ise ürün gamımızı geliştirip 5 modelle farklı ihtiyaçlara cevap vereceğiz.”

Muhteşem bilgilendik!

Hele web sayfasında yer alan “… otomobilin yazılımını kablosuz güncellemeye kadar yeni birçok hizmeti içerecek” cümlesindeki “yeni”lik “Yüzüklerin Efendisi” kadar yeni ve muhteşem. 

Libya meselesi zaten uyanık ve ilgili Meclisimizin uhdesinde Maşallah. Bizim bilgilenmemize ne gerek var ki? 

Yani gördüğünüz gibi bu üç konuda ağzı olmayan bile konuştu ve konuşuyor. 

Devletimiz ise bu gibi konularda kalıcı kaynaklar vasıtasıyla bilgi vermiyor. Neden? 

a) Bilmiyor. 

b) Bilmediğini de bilmiyor.

c) Biliyor, ama bildirirse başına ne geleceğini biliyor.

d) Gizimlerarası kör dövüşü daha fazla kazandırıyor.

Ne zamana kadar?