"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En kapsamlı yorum Demirel’den

Ahmet BATTAL
04 Nisan 2019, Perşembe
31 Mart mahallî seçimlerinin sonuçları ile ilgili olarak elbette çok değerlendirme okumuş olabilirsiniz. Bu durum bizim için de geçerli.

Bugün, okuduğumuz en iyi değerlendirmelerden birini yazarının izniyle sizinle paylaşmak ve köşemizden tartışmaya açmak istiyoruz. 

Çankaya Üniversitesi Siyaset Bilimi Hocası ve Liberal Düşünce Topluluğu Yönetim Kurulu üyesi Hukukçu Prof. Dr. Tanel Demirel facebook hesabından şu yorumlarını paylaştı:

1. 2019 yerel seçimlerinin en olumlu yönü “Türkiye bir diktatörlüktür, AK Parti seçimle gitmeyecek” diyerek örtülü darbe çağrıları yapanlarla, çeşitli sebeplerle siyasal sistemden umudunu kesenlere meşrû kanallar içinde kalınarak da iktidarın değişebileceğini göstermesi oldu. Parti görevlileri düzgün çalıştıkları müddetçe oy çalmanın çok zor olduğu teyid edildi. Seçim sistemine duyulan inancın tazelenmesi son derece önemli.

2. Muhalefet koalisyonunun seçim başarısı açık. Seçim kampanyası sürecinde doruğa çıkan tüm baskılara rağmen, Türk toplumunun demokratik reflekslerinin geç de olsa harekete geçebildiği, toplumun sandık önüne geldiğinde kendi seçtiklerinin kötü yönetimi ve kibri ile yozlaşma ve otoriterleşme eğilimlerine de–arzu edilen düzeyde olmasa da–tepki gösterebildiği bir kez daha görüldü. Burada özellikle de–baskıyı en çok hisseden–HDP seçmeninin stratejik oy kullanma becerisinin altı çizilmeli. 

3. Muhalefetin başarısından söz ederken, iktidara duyulan güvenin kaybolduğu sonucunu çıkarmamak, yerel seçim dinamikleri ile genel seçimleri karıştırmamak gerekir. Her gün bir yenisine şahit olduğumuz hukuksuzluk ve kötü yönetim örnekleri yanında, ekonomik sıkıntıların yükseldiği böyle bir konjonktürde bile AKP/MHP koalisyonu ciddî bir oy kaybına uğramadı.

4. Anlamlı bir oy kaybına uğramayan AK Parti’nin, özgürlükleri önemseyen, iktidarın sınırlı olması gerektiği gerçeğini kabul eden ve liyakati öne çıkaran politikalara yönelmesi düşük bir ihtimal. Bu parti içindeki otoriter/muhafazakâr damarın, başta (dindar olmayan) Kürtler, Aleviler, Kemalistler, sosyalistler olmak üzere, kendisine muhalif olanların da, birinci sınıf vatandaş muamelesini hak ettiklerini kabul etmesi, eğer olacaksa, zaman alacak. Zira AKP’nin “sorunlara gerçekçi teşhisler koyma” ve dolayısıyla da “gerçekçi politikalar geliştirme” yeteneği çok zayıfladığı gibi, parti içi eleştiri, değerlendirme ve yenilenmeyi mümkün kılacak kurumsal mekanizmalar da yok gibi. Ayrıca, uygulanmakta olan otoriter politikalardan beslenen siyasî ve iktisadî güç odaklarının etkisi de küçümsenmemeli. Muhtemeldir ki, oy kaybının parti örgütlerinin çalışmamasından, kötü aday seçiminden, ekonomi üzerinde oynanan oyunlardan kaynaklandığı düşünülecek. Hatta devletin gücünün yeterince gösterilmemesi nedeniyle oy kaybedildiği söylenerek daha yüksek düzeyde bir otoriterleşme dalgası bile gelebilir. 

5. Ankara ve İstanbul’da elde edilen sonuçlar, son 17 yılda yaşadığı güç kaybını hazmedemediği açık olan CHP’lilerde bir erken zafer havasına yol açarak köklü yenilenme/yapılanma ihtiyacının–hep yapılageldiği gibi–hasıraltı edilmesine de yol açabilir. Böyle bir durumun, AKP içindeki otoriter/muhafazakâr çizginin başarısına hizmet edeceği sır değil. 

6. Hülâsa, demokrasimiz için biraz da olsa umutlanabileceğimiz bir seçim sonucu ortaya çıktı. Ancak hak ve özgürlükleri önemseyenlerin bu toplumdaki anti-liberal, anti-demokrat unsurların ne kadar güçlü ve köklü olduğunu unutmamalarında da fayda var.

Tanel Demirel Hoca’nın bu değerlendirmelerine bizim şimdilik tek ilâvemiz şu: AKMHP tarafından “beka sorunu” kavramsallaştırması ile yeniden ve gür olarak dile getirilen milliyetçilik dalgasının toplumda yükselebilmesinin bir sınırı varmış. 

Bu seçimde anlaşıldı ki bu akım Türk toplumunda ne kadar yükselirse yükselsin belli bir sınırı geçemiyor. 

Bu da gelecekle ilgili demokrasi umutlarımızı arttırıyor. 

Ah bir de Demokratlar bu tabloyu iyi okuyabilse…

Okunma Sayısı: 2460
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp 3

    4.4.2019 12:37:55

    İktidar cenahının zaten herkesçe bilinen otoriter eğilim ve yönetimini ele veren "topal ördek"söylemini, halkın hür iradesine konulacak bir ipotek olarak görüyorum. Ve bu söylem ve peşinden gelecek eylem de öyle zannediyorum ki, iktidarın aleyhine sonuç verecek bir söylemdir. Zira halk alamadığı her hizmetin faturasını bu söylem üzerinden iktidara kesecektir. Her bakımdan sürprizlere gebe bir yerel seçim yaşadık. Önümüzdeki günlerde farklı ses ve talepleri duyarsak şaşırmayalım. Bekâ sorunu yokmuş. Din ü Devlet de elden gitmedi. Bundan sonraki argüman ne acaba? Size ve Sn.Prof'a teşekkürler.

  • Gündüz Alp 2

    4.4.2019 12:25:14

    Evet iktidar sayısal olarak belki oy kaybına uğramamış olabilir, ancak özellikle kendilerini iktidara taşıyan iki büyük şehirde çeyrek asır sonra hakimiyetlerini kaybetmeleri aynı zamanda itibar ve güç kaybını da netice verecektir. Tabiki kazanan layıkıyla çalışırsa. Bunu çok iyi bilen iktidar cenahı resmi olmayan sonuca göre kazanılan başkanlığı vermemek için her yolu sonuna kadar deneyecektir. Öyle ya da böyle, seçim sonucuyla ortaya çıkan bir gerçek vardır ve bu da halkın otoriter eğilim ve kötü yönetimi uzun vadede onaylamayacağı ve devlet kesesinden lüks, israf ve kibirli bir yönetim ve yönetici istemediği gerçeği.

  • Gündüz Alp

    4.4.2019 12:09:40

    Sayın Battal, genel seçim havasına dönüştürülen yerel seçimden çıkan onlarca ders ve mesaj vardır. Sn.Prof. gayet güzel icmalen bahsetmiş. Katılıyor ve kendisine teşekkür ediyorum. Çoklarından çok zaman duyduğumuz "alternatifi mi var?" öğretilmiş çaresizlik bir anlamda az da olsa yıkılmıştır. Evet, alternatifi olmayan ne kişi ne parti ne de iktidar vardır. Ne var ki, bugünden yarına iktidar cenahında hızlı bir değişim ve dönüşüm olmayacaktır. Fatura muhtemelen alt konumdaki görevlilere kesilerek parti içi otoritenin daha da güçlendirilmesi yoluna gidilecektir. Zira mevcut iktidarın liberal ya da demokrat kanadı da damarı da maalesef yoktur. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü adına az da olsa bir ümit ışığı doğmuştur. Bunu iyi değerlendirmeli ve izi surülmelidir.

  • demokrat

    4.4.2019 09:06:32

    Son paragrafa atıf:Demokratların (parti anlamında)bunu idraki mümkün değil...Keşke sizin gibilerin sayısı artsa...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı