Haberi duyunca şaşırdık. “Olamaz” dedik. “Bir bürokratın cahilce işgüzarlığıdır” diye düşündük. 

Zira Yardım Toplama Kanunu ortada. 

Zira yardım gönüllü bir iştir. Verenden alınır. Vermeyene mahalle baskısı bile yapılamaz. 

Zira yardım “toplama” işi şeffaf ve denetime açık olmalı. Böyle bir emrivakiyle toplanacak paranın nereye gideceğini kim denetleyecek?

Zira devletin memurunun maaşı, ödeme aracısı durumundaki bankaya, hak ettiği rakam neyse o rakam üzerinden yatırılır. Bankaya para yatırma işlemini yapan birim amirinin herhangi bir gerekçeyle ve inisiyatif kullanarak maaşlardan kesinti yapmak gibi bir görevi de, yetkisi de yoktur. Aksini yapmaya kalkması suçtur. 

Memurun maaşı bankadaki hesabına yattıktan sonra da o hesap üzerinde bankanın herhangi bir tasarruf yetkisi yoktur. Aksini yapmaya kalkması suçtur. 

Dolayısıyla emrivaki ile iş yürütmeye çalışanlar ciddî bir yanılgı içindeler. Bu yanlış ve baş ağrıtıcı yoldan dönmeliler. Bizden söylemesi. 

Sayın Bakanın konuya eğileceğini ve hatayı engelleyeceğini tahmin etmek istiyoruz. 

İkinci konu daha ilginç.

Özel sektör işletmesi olmakla birlikte, işlerinin niteliği gereği bir yandan da Enerji Bakanlığı’na “bağlı” sayılabilecek olan bazı perakende enerji dağıtım şirketlerinin tahsilat birimi yöneticileri, şirket adına hareket ederek elektrik borcunu zamanında ödememiş olan aboneler hakkında icra takibi yürüten anlaşmalı avukatlarına yazılı talimat gönderip “tahsil edemediğiniz alacaklar için icra takibi yapmaya devam edin, ama seçime kadar sakın kimsenin elektrik saatini sökmeyin” diye uyarı yapmışlar. 

Haber doğru ise maksat da belli:

“Şimdi seçim yaklaştı. Zaten anketlerden de belli ki işler kötüye gidiyor. Durup dururken milleti burnundan solutup da iktidar partisinin daha fazla oy kaybetmesine sebep olmayalım. İktidara oy kaybettirecek her adımı ve her hareketi durduralım. Şimdi iktidarın hışmını çekmeyelim, borcunu ödemeyenlerin icabına seçimden sonra bakmaya aynen devam ederiz!” 

Bu bakış açısı iktidara kazandırmaz. Ama asıl ülkeye de kazandırmaz. 

Dolayısıyla bu yanlış bakış açısının da düzeltilmesi şart. 

İşte bu yüzden Enerji Bakanlığı’nın sağduyulu yetkililerini göreve çağırıyoruz. 

Elbette muhalefeti de denetime çağırıyoruz. Zira biliyor ve inanıyoruz ki en esaslı denetim muhalefetin yapacağı denetimdir.

Bu yüzden de denmiştir ki “muhalefetini sevmeyen iktidar demokrat iktidar olamaz”. 

Devlet denetimdir. Denetim şart!