"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Finansal Yirmi Temmuz” mu geliyor?

Ahmet BATTAL
14 Ağustos 2018, Salı
Son iktisadî gelişmeleri birileri “Finansal On Beş Temmuz” olarak tarif ediyorlar.

Haklı olabilirler. Ama bu haklılıkları bizi mutlu etmiyor. Aksine korkmamızı gerektiriyor. 

Zira “Neden bazı ülkelerde askerî On Beş Temmuzlar yaşanmıyor da bizde yaşanıyor” sorusunu değiştirip “Neden bazı ülkelerde iktisadî On Beş Temmuzlar yaşanmıyor da bizde yaşanıyor” şeklinde sormayı sürdürüyoruz. 

Bir de, “Bu koca dünyada bir tek bizim mi iç ve dış düşmanımız var yahu” diyerek hayıflanıyoruz.

Zira, iki sene önce, menhus On Beş Temmuz hadisesinden sonra, bir de Yirmi Temmuz OHAL darbesi hadisesi yaşadık. Birileri, “Darbecileri bulup yargılamak için kaçınılmazdı” dediler ama bu vesileyle yapılan icraatta haddin kat be kat aşıldığını ve zulmün ayyuka çıktığını körler de görüyor. En az üç kattan oluştuğu söylenen bir cemaatin içinde ve “üstünde” yuvalandığı iddia edilen darbeci gizli örgüt boyutunu ve kripto unsurlarını ele geçirebilmek adına cemaatin “sade cemaat” boyutuna mensup yani altında/tabanında bulunan bunca insanın işten atılması, hapsedilmesi ve cezalandırılması, vicdanen de hukuken de izah edilebilir bir durum değil. 

Tam OHAL’den çıkıyoruz derken şimdi de ekonomik sebeplerle OHAL ilan edilmesi riski ile karşı karşıya bırakıldık.  

Asıl sorumlusu elbette dışarıda olabilir. Neticede döviz üzerinden “patlayan” bir krizle karşı karşıyayız.  

Ama bu, içeride ve yönetimde kusurlu ve sorumlu yok demek değil. Zira dövizin krizi aynı zamanda güven krizidir. 

Ticaret yaptığımız çevreler ABD ile Türkiye arasındaki bir finansal krizde hangi tarafa güvenir? 

Bu soruyu sormayı ve cevabını vermeyi bilmeyene yönetim teslim edilir mi?

Petro-dolar zenginiyle dolu birkaç Arap ülkesinin bazı ileri gelenlerinin “ABD’yi değil sizi tercih ediyoruz” demesi meseleyi bitirmeye elbette yetmez. TL değer kaybettikten sonra Rusya’nın “dolar/TL’yi bırakın ruble/TL ile iş yapalım” demesi bize değil Rus’a hizmet.

Herkes biliyor ki mesele ekonomi yönetimine bağlı. Ve kriz de bilhassa bu yönetim modeliyle hukuk devletinin iyi işleyeceğine dair güven eksikliğinden kaynaklanıyor. 

Düşününüz. ABD-Türkiye ilişkilerindeki keskin U dönüşleri ve kırılma için, icranın başı olan cumhurbaşkanı çıkıp “Ekonomik bir savaşla karşı karşıyayız ve vuruşacağız” diyor. Damadı ve konu ile ilgili uzmanı olduğunu varsaymamız gereken bakanı ise, aynı gün, başka yerde, tam bir hafiflik eseri olarak; “Kırk yıllık karı koca arasında bile böyle şeyler olur, kırk yıllık müttefikimizle de aramız düzelir, merak etmeyin” diyor. 

Alternatif yönetim bulunamayacağını iddia edenler bizi buraya getirdi. Asıl gitmesi gereken, “Başka çözüm yok, başka çözecek de yok” diyen bu zihniyetin kendisidir. 

Bugüne kadar ekonomik krizle karşılaşan yönetimler çekti gitti. Bu yönetimin de on altı yılından sonra geldiğimiz bu tabloda beceriksizliğini itiraf edip çekip gitmek yerine suçu dışarıya atmakla yetinmesi -öncekilere ettiği bunca laflardan sonra- artık kabul edilemez. 

Önceden de dışarısı vardı. Dış güçler ve düşmanlar hep var. Uluslararası rekabet hep var. Bunlar yeni icatlar değil ki.

Bizi bunlarla uyutup resmen ilan edilmiş ya da edilmemiş bir ekonomik OHAL ile yeni bir zulüm dalgası başlatmak isteyenlere Hükümet fırsat vermemeli. Bari, hiç değilse bunu yapmalı. Ama galiba iş işten geçiyor. 

Okunma Sayısı: 4984
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı