Önceki gün medyada yer alan ve bankalarca verilen hizmetlerden dolayı alınan ücretlere sınırlama getirileceğini müjdeleyen haberlerden siz de haberdar olmuşsunuzdur. Mutlu da oldunuz şüphesiz.
Zira haber önemliydi. Bankaların tutturabildiğinden para çarpması elbette engellenmeliydi. En azından kâğıt üstünde, kısmen de olsa başarıldı.
Ama havuz medyasının haberi veriş biçimi daha önemliydi. Hatta “gösterge niteliğinde”ydi.
“Bunca senedir neredeydiniz” ya da “neden bu konudaki feryatları daha önce duymadınız” diyen bir Allah’ın kulu yoktu oralarda. Sadece “bol kapı kulu” ve “bakan, ama görmeyen” fotoğraflı alkış sesi vardı.
Sanki yeni bir parti iktidar olmuş, yeni bir hükümet kurulmuş ve ilk yüz günün icraatı olarak vaat ettiği bir işi başarmış gibi alkışlandılar.
Gecikmenin “…öcüler”den başka mazeretinin olup olmadığını da bilmek isterdik meselâ. Ama nasip olmadı, okuyamadık.
Bir başka örnek…
Ankara’nın göbeğinde, Kızılay’da, Bakanlıklar denilen semtte, Saracoğlu Mahallesi ya da Devlet Mahallesi diye bilinen yüz yirmi dönümlük ve seksen senelik bir mahalle var.
Hayalet evlerle dolu bir mahalle gibi. Yıllardır metruk ve yıkılmaya ya da çürümeye terk edilmiş durumda.
Çok güzel eğitim kampusü olabilecek bir yer. Meselâ Zehra Üniversitesi için…
Başka hayırlı amaçlarla da kullanılabilir elbette.
Ama metruk halde ve kararsızlığın kurbanı.
Yani Ankara’nın göbeği hakkında yıllarca karar veremeyen bir devletle karşı karşıyayız.
Medyanın binaya duyarsızlığı önemli elbette.
Ama asıl önemlisi, kararsızlığa ve sahipsizliğe duyarsızlık.
Bunları neden yazdık?
Aslında bunlar bizim ana konumuz değil. Bunlar sadece konu mankenimiz.
Asıl konu, bu örneklerin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı yakıştırılan ve devlette hızlı karar alınmasını sağlayacağı söylenen ucube sistemin başarısızlığını göstermesi.
CHP, İYİ Parti, RP, bilhassa parlamenter demokrasinin asıl sahibi Demokrat Parti ve diğerleri, bu hataları görüyorlar, göstermeliler.
Her şeyi tek adamın belirleyeceği bir sisteme “sistem” değil “tıkaç” denir. Duyurmalılar.
Şûrâlara dayanmayan devlet, bilhassa bu çağda, devlet filan değildir. Değiştirmeliler.
Bunun için de milletin istikbalini düşünen bütün partiler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin (GPS) gerekliliğini, bu ve benzeri somut örneklerle halka anlatmalılar.