"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk devleti

Ahmet BATTAL
09 Aralık 2017, Cumartesi
Yeni Asya bir hukuk ve adalet müdafaası yapıyor.

Hukukçuları adalet lehine konuşturmaya çalışıyor. Konuşanların sesinin daha gür çıkması için gayret ediyor. 

Zira bu zamanda terör örgütü üyeliği dâvâlarında yapılan esaslı yanlışları –ki bunlar hataen değil, bilerek ve isteyerek yapılan yanlışlar- dile getiren her hukukçu hak namına kıymetli bir iş yapmış oluyor. 

Ancak bunlardan bazıları diğerlerine nazaran elbette çok daha kıymetli. 

Bunlardan biri de Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin Ceza Hukuku Hocalarından ve yürürlükteki Ceza Kanunu yazan komisyonun başkanlığını da yapmış olan Prof. Dr. İzzet Özgenç. 

Prof. Özgenç, 29.11.2017 tarihinde, twitter hesabından “Hukuk ihlâlleri üzerine duyarlılık çağrısı” başlığıyla -bizim de aylardır yapageldiğimiz- “hukukçular, ses verin” çağrısını tekrarladı.

Paylaşımları şunlardı: 

 1) 15 Temmuz 2016 tarihli “Darbe” teşebbüsü sonrasında bu suçun işlenmesine iştirak şüphesiyle açılan dâvâlar ile, bu “Darbe” teşebbüsü vesilesiyle ve esasında bu suçla herhangi bir ilgisi olmayan binlerce kişi hakkında açılan dâvâlarda, içeriğine muttali olduğumuz dosyalar itibarıyla, önemli hukukî hatalar yapılmaktadır.

2) Kamu ve özellikle hukukçular, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası bakımından çok ciddî bir tehdit oluşturduğu kabul edilen bir “terör örgütü”yle ve bu örgütün “mensup”larıyla ilgili olmaları dolayısıyla, söz konusu dâvâlardaki hukukî hataları yeterince dile getirmemektedir.

3) Bazı çevreler ve bu arada siyasî partiler, bu çerçevede yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda şüpheli veya sanık olan bazı kişilerin “terör örgütü” olarak tavsif edilen malûm örgütsel yapılanmayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, aksine, bidayetten beri bu örgütsel yapılanmaya karşı mücadelenin hararetli bir neferi olduğu yönünde kamuoyunda savunmalarda bulunmaktadırlar.

4) Başta siyasî partiler olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle hukukçuların, herhangi bir kişiyle ilişkilendirilmeksizin, bu dâvâların görülmesi sırasında yapılan hukukî hataları yüksek sesle ve cesaretle dile getirmesi gerekmektedir.

5) Zira, bu dâvâlardaki hukuk ihlâllerini giderek yaygınlaştırma ve hatta “meşrûlaştırma” izlenimi oluşturmaya yönelik bir uygulamaya tanık olmaktayız.

***

Evet, maalesef yargıda olan bu. 

Hukukçular, barolar, akademisyenler, hukuk fakültelerinin dekanları ve yetkili kurulları… neredesiniz? 

Tamam, biliyoruz, zulmü alkışlamıyorsunuz, tasvip de etmiyorsunuz. 

Ama neden ses vermiyorsunuz? 

Okunma Sayısı: 5303
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp

    9.12.2017 10:38:57

    Yeni Asya ve camiası ülkemizde hak, hukuk ve adâletin tesisi için üzerine düşeni hakkıyla yapmaktadır. Hem teşekkür hem dua ediyoruz. Zira hukuk herkese her vakit lazımdır. Bilhassa sizin hukuk ve adâlet hususundaki tenvir edici ve muhataplarını uyarıcı (avam-ı Müslimini de uyandırıcı) yazılarınız bu zamanda - konunun ehli olmanız münasebetiyle- hem ehemmiyetli hem kıymetlidir. Yazınızın sonunda "Neredesiniz?" diye seslendiğiniz kurum ve kuruluşlar evet belki -zulmü alkışlamıyorlar" ama "sükût ikrardan gelir" diye bir söz vardır. SUSMAK; "tasvip etmemekten" daha beter değil mi? Zira bunlar sustukça hak, hukuk ve adâleti çiğneyenler daha fazla cesaretlenmiş olmaz mı? "Ses vermemek" bir mânâda yapılan zulme rıza değilse "susmanın" anlamı nedir? Süreci uzatan ve ağırlaştıran da bu suskunluk, diye düşünüyorum. Hukuku çiğneyenleri anlıyoruz da susanları anlamak mümkün değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı