Dünkü yazımızda Anayasa Mahkemesi’nin güvenlik soruşturması hakkında verdiği iptal kararını ve bu işin mazisini değerlendirdik.
Bugün de konunun ana noktalarına bakalım:
- Bir devlet, çalıştıracağı memuru kadroya alırken sabıka kaydı dışında ayrıca bir istihbarat faaliyetine muhatap edebilir mi ve güvenlik soruşturmasına tabi tutabilir mi? Evet dersek o devlete hukuk devleti denebilir mi?
- Sabıkasız biri atanacağı kamu kadrosu için gerekli olan bilgi ve tecrübe gibi şartlara sahip olduğunu sınavla veya belgelerle delillendirmişse ayrıca bir soruşturmaya tabi tutulmalı mı? Evet ise keyfiliği nasıl önleyebiliriz?
- Liyakat ve ehliyet gibi şartlara sahip olan bir adayın devlet kadrolarına başvurusu ve atanması, kim tarafından derlendiği bile bilinmeyen ve gerçekliği mahkeme nezdinde tartışılamayan istihbarat bilgileri yardımıyla reddedilebilir mi?
- Devletin pek görünmeyen yüzü olan İstihbarat’a adam alınırken her halde istihbaratı yapılıyordur. O ayrı mesele. Ama devletin “görünen yüzü”ne talip olan ve işe başlarken ikiyüzlülük yapmamaya yemin eden bir kamu görevlisi kadrosu için, objektif şartlar dışında, “takdire açık ve yargısal denetime kapalı” şartlar aranabilir mi?
Meselâ Arabuluculuk Kanunu arabulucu olabilmek için önce objektif şartları saymış. En sonunda da diyor ki: “terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı olmamak”.
Adaydan terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olmadıklarını ispat etmeleri istenemeyeceğine göre başvuruyu değerlendiren kurul bu irtibatın ve iltisakın olup olmadığını başka kaynaklardan tesbit edecek.
Varsayalım ki bu amirler güvenlik soruşturması yaptırdılar. Başvuran kişinin terör örgütü ile irtibatlı olduğunu istihbarat kaynakları yardımıyla tesbit ettiler ve adayın başvurusunu da reddettiler.
Bunun üzerine başvurucu bu bilginin ve kararın doğruluğunu mahkemede tartışmaya açmak istedi. (Böyle bir dâvâya engel yok ve olamaz. Zira anayasa hükmü gereği idarenin her tür işlem ve eylemi yargı denetimine açıktır.)
İdare kendi savunmasını nasıl ispat edecek? Dâvâ dosyasına MİT imzalı belge(!) mi koyacak?
Varsayalım koydu. Bu belgenin içerdiği bilgilerin doğruluğu tartışmaya nasıl açılacak?
Görüyorsunuz ki mesele net.
Ya “hukuk devleti”siniz ya “guguk devleti”.
Geriye tek mesele kalıyor. Seçime sokmayı uygun bulduğunuz bütün partilerin bütün milletvekili aday adayları için önce güvenlik soruşturması isteyin. Hatta bunu Anayasanıza da yazın ki devletinizin adı dünyaya tam ilân edilmiş olsun! Guguk, guguk, guguk…
Ne de olsa devletinizin en önemli kurumu TBDM. Sonra da bize “bu devleti sev, muhalefet de etme” deyin.
Hatta isterseniz, “mutlu ol, bu bir emirdir” de diyebilirsiniz!
Hatırınızı mı kıracağız, oluruz be yahu…