Yeni Asya Gazetesi ve Risale-i Nur Enstitüsü’nün 26 Mart Pazar günü saat 14.00’da Beylikdüzü Kaya Ramada Plaza Otel’de düzenleyeceği panelin konusu tam gündemle ilgili: “Hukuk Devleti ve Adalet.”
Mutlaka bekleniyorsunuz.
Hem buluşma, hem şölen.
Hem hervele, hem tören.
Özlenen ve beklenen…
Konuşmacılar işinin ehli. Dinlemekten zevk alacaksınız.
İşte özet bilgi:
1. Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Gazetemizin kıdemli okuyucularının haftalık yazılarından da hatırlayacağı çok değerli bir hukukçu.
“Hukuka ve Ahlâka Aykırılık”, “Tüzel Kişiler” gibi çok sayıda “eser” hukuk kitabı yanında, adalet teorisini anlatan ve tatbikata yol gösteren felsefe ve hikmet kitaplarının da sahibi. Yeni Asya Yayınlarından çıkmış olan “Hikmet Arayışları” bunlardan biri.
En önemlisi de “Hukuk Devleti Arayışları” adlı bir kitabının olması. Yani konunun “tam adamı”.
Hem bu günkü hukuku ve hem de İslâm Hukukunu bilen, nasihatleri herkesçe muteber sayılan değerli bir Hocamız.
2. Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, darbelere karşı olduğunu otuz yıldır sağır sultanın bile duyduğu, ama her nedense İstanbul Ticaret Üniversitesindeki görevinden “darbe taraftarı” olduğu gerekçesiyle, ama aslında özgürlük dostu görünen hürriyet düşmanlarının yalan dolu jurnalleriyle, sorgusuz yargısız “uzaklaştırılmış” olan bir Anayasa Hukukçusu. (Sebep olanları da lezzet alanları da, o gün, alkışlarınızla utandırın).
Başka dindarlara nazaran daha dindar olanların bir partide kümelenerek siyaset yapmasının dine de siyasete ve ülkeye de faydadan çok zarar vermesinden hep korkmuş ve dolayısıyla bu gerekçeyle demokratları destekleyen dindarlara fikren tam destek vermiş olan bir hürriyet dostu.
Ayrıca 28 Şubat sonrası açılan vakıf kapatma dâvâlarında, raporlarıyla ve mütalâalarıyla mazlûmların yanında yer almış bir sivil-gönüllü vakıfçı.
Anayasa Hukuku ve hürriyet meseleleri ile ilgili çok sayıda yayınını saymaya köşemiz yetmez.
3. Taha Akyol’u dâvetimize verdiği cevapla anlatalım:
“Yoğun işlerim sebebiyle bu tür dâvetleri genellikle kabul edemiyorum. Ancak siz, demokrat duruşunuzla, daima ve bilhassa bu zamanda, çok önemli bir vazife ifa ediyorsunuz. Destek olmayı bir mecburiyet olarak görüyorum. Bu sebeple memnuniyetle iştirak edeceğim.”
Akyol’un kitaplarından ikisi bu günlerde özellikle önemli:
Birincisi “Ama Hangi Atatürk”.
Kitabı inceleyince, -bir kısmını dönem be dönem resmî ideolojinin de dayattığı- birbirinden farklı çok sayıda “Mustafa Kemal” kimliğinin, herkesin ve bilhassa “ben Atatürkçüyüm” diyenlerin kafasını nasıl karıştırdığını daha iyi anlayacaksınız.
İkincisi “Atatürk’ün İhtilâl Hukuku”.
Kitapta, tek parti döneminde hukukun siyasete ve ideolojiye nasıl basamak ve dayanak yapıldığını okuyacaksınız.
Daha da önemlisi bu kitapta Meclisin seçtiği bir cumhurbaşkanının nasıl olup da meclisi seçen “tek adam”a dönüştüğünü bütün yönleriyle öğreneceksiniz.
Elbette bu kitabı okurken bu güne ve geleceğe ışık tutmuş olacaksınız. Demokrasinin nasıl bir nimet olduğunu, kaybetmenin nasıl bir afet olduğunu/olacağını... anlayacaksınız.
Belki de bu kitabı referandum öncesi okumuş olmaktan dolayı bize de Sayın Akyol’a da duâ edeceksiniz.
4. Gazetemizin Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’ü anlatmak her halde gerekmez.
5. Paneli yönetecek olan Av. Kadir Akbaş’ı ve başta Enstitü’nün Kıdemli Sekreteri Ahmet Dursun olmak üzere onların şahsında organizasyonda emeği geçen bütün dostları candan tebrik ediyoruz.
Pazar günü bütün dostlarla buluşmak ve görüşmek üzere…