Devlet her şeyden önce iki şeydir: Sistem ve adalet.
Devletin adaleti sadece adliyede, yargıda olmaz. Devletin her işi adil olacak. Bilhassa icraatında adalet olacak.
Bir belediye başkanı düşününüz. Şöyle söylüyor: “Tamam, biz muhalif-muvafık ayırmaksızın herkese hizmet verelim, ama bir de işin tabiatı var, ısınmak isteyen sobaya yakın duracak!”
Ne dersiniz bu belediye başkanına? Başbakanın, cumhurbaşkanının, iktidar partisinden aday olup seçilen belediye başkanlarına “tarafsız olun” dediğini hatırlatsalar rahat eder misiniz?
Biz kâfi göremiyoruz. Zira mesele aynı zamanda sistem ve denetim meselesidir.
Şu sorunun cevabı var mı?
İktidar partisine mensup belediye başkanlarının kaçı, hizmetlerinde siyasi ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle şikayet edildi ve haklarında hangi işlemler yapıldı?
Cevabını bulamadık, bilmiyoruz. Varsa ve yetkililer/sorumlular bildirirse okuyucularımıza duyurmak boynumuzun borcu.
Bir zamanlar yazmıştık: Devlet işlerinde “bal tutan, eldivenle tutmalı” demiştik.
Şimdi de yazalım: “Ey Devlet baba, ısınmak istiyoruz, sobadan uzak da olsak.”
“Ey devlet adamı, vazifen şudur; sistem kur ve devletin sıcaklığını eşit dağıt. Sana uzak olana da yakın olunca devletsin.”
Kendisine uzak olana uzak olanın adı partidir. Parti olmak ile iktidar olmak farklıdır. Bu farkı fark etmek, ilkeli olmakla olur.
Ama, bir zamanlar yani her şeyin başı olan o meşhur 1994 mahalli seçimlerinde, büyüyebilmek için “genelevin oyunu” isteyenlerin ve onların siyasi takipçilerinin parti ile iktidarı karıştırmalarına da şaşırmamak lazım.
Zira aynı o kişilerin ve siyasi talebelerinin, şimdilerde “paralelin oyunu” istemiyoruz deyip seçim gezilerinde sokak değiştirdiklerini duyuyoruz.
Yakıştıramıyoruz. İlkesizliğe şaşıyoruz.
***
Sistem meselesine gelince, iyiye gitmiyoruz.
Anayasa’ya göre, seçim güvenliğini ve tarafsızlığını temin etmek için seçimden bir süre önce seçimle doğrudan ilişkili üç bakan, yerlerini “tarafsız” cumhurbaşkanının belirleyeceği “bağımsız” bakanlara bırakır.
Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları yerlerini “müsteşarlarına” bıraktı.
Anayasa’ya uyuldu! Yerseniz…
Ama hür dünya yemiyor. “Bizi mi kandırıyorsunuz, çocuk muyuz” diyor.
Geçen seçimden önce de aynı “bilinçli” hata yapılmıştı. Biz yine eleştirmiştik.
Yanlış yanlıştır, bu yanlıştan vazgeçiniz.
Sistem ve adalet namına…