"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kabahat Dostoyevski’de mi?

Ahmet BATTAL
28 Haziran 2016, Salı
“Suç ve ceza şahsidir” diyoruz. Sadece biz değil; kamu vicdanı da söylüyor, insanlığın ortak vicdanı da. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de aynı şeyi diyor, Dünya İnan Hakları beyannamesi de…

Birinin suçu sebebiyle bir başkasına ve bir şahsın suçu için bir cemaate ceza verilemez ve verilmemeli, diyoruz. Kendinizi o masumların yerine koyun, empati (kıyas-ı binnefs) yapın, neyin adil olduğunu anlarsınız diyoruz.

Önce dinliyorlar, akıllarına yatar gibi oluyor.

Sonra, her nasılsa sevdikleri hakimlerin bu prensibe aykırı olarak verdikleri kararlar ya da her nedense sevdikleri idarecilerin bu ilkeye aykırı biçimde zalimane yaptığı icraatlar akıllarına geliyor.

Kendilerini, yanlışlıkla sevdikleri o adamların yanlışlarını da sevmek zorundaymış gibi hissediyorlar. O sevdikleri adamların yanlışlarına kılıf ve tevil aramaya girişiyorlar.

Buluyorlar. Hatta hem de Kur’an’dan!

“Ama ‘mücrim kavimler’ ve ‘asi kavimlere gelen cezalar’ Kur’an’da da var” diyorlar.

“Demek ki bir grup topluca suçlu olabilir ve topluca cezalandırılabilir” demek istiyorlar.

Buradan anlıyoruz ki adalet-i izafiye perdesi altında zulmeden ya da zulme ortak olan siyasetçi ve yöneticiler gibi zulme sessiz kalan dindarlar da vicdanlarını susturabilmek için fetvalar buluyorlar.

Hem de Kur’an’dan! Ama yanılıyorlar.

Zira Allah Mutlak Adildir ve Hakîmdir. Allah tam bir adaletle ve hikmetle iş yapar.

Allah’ın bu dünya için koyduğu bazı kanunları böyle yukarıdaki gibi tevil etmek aslında kişinin kendisini –haşa- Allah’ın yerine koymaya kalkması demektir. Bu ise en azından şirktir.

Firavun da Nemrud da böyle yapmıştı. “Allah öldürüyor ben de öldürüyorum, demek ki eşitiz” demişlerdi.

Oysa insanın vazifesi öldürmek değil yaşatmaktır. Zulmetmek değil adaletle hükmetmektir.

Allah öldürür ve o bir merhamettir. Allah zulmetmez, onun her fiili adaletlidir.

Oysa insan öldürürse cani olur. İnsan adaletsizlik ederse zalim olur.

Yani ey dindarlar, zulmünüze Kur’an’dan delil aramaya kalkmayın, bulamazsınız.

Kabahati kendinizde arayın. Zira adalet dersini Kur’an’dan alamadınız.

Bir de suçun çoğu Dostoyevski’de galiba!

“Suç ve ceza”nın şahsiliğinin romanını yazdı ama her nedense romana isim olarak “Suçun ve cezanın şahsiliği” adını koymadı.

Eee, bizimkiler de kitapların kapağından içeri giremiyorlar ki bu adalet kuralını öğrenebilsinler.

İşte o yüzden, kabahatin çoğu, demek Dostoyevski’de!

Okunma Sayısı: 2549
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Temel Akyuz

    28.6.2016 14:34:49

    Ahmet bey yazilariniz mukemmel severek okuyoruz. İslamin sosyal hayatini dogru anlamamiza isik tutuyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı