"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaç adet demokrat paşa var?

Ahmet BATTAL
15 Temmuz 2017, Cumartesi
(İnsanlar hakkında “adet” ya da “tane” şeklinde ifade kullanmanın en azından ayıp olduğunu biliyoruz. Başlıkta maksadımız başka!)

On beş Temmuz’da ve biraz öncesinde ne oldu? 

Sorunun cevabı zor. 

Bilhassa on beş Temmuz çatı dâvâsının duruşması başladıktan sonra işler biraz biraz netleşmeye başladı.

Ama bazıları daha önceden bazı şeyleri biliyordu. (Ne de olsa bilgi kaynakları daha sağlam ve armatörlerin amiral gemilerinde “istihbarat gazeteciliği” yapıyorlar. “İstihbarat gazeteciliği”nden kaçan Yeni Asya gibi gazetelerde yazan bizcileyin “amatör yazarlar”dan değiller.)

Onlardan biri olan Rasim Ozan Kütahyalı’nın bir yazısındaki bilgileri, daha önce “itiraflar dizi dizi” başlıklı yazımızda paylaşmıştık. 

Linki:(http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/itiraflar-dizi-dizi_425658)

O yazımızda sorduğumuz soruların bazılarının cevabı parça parça geldi. (Gelmeye de devam ediyor).

İşte onlardan bir demet:

* 15 Temmuz ihanetine FETÖ dışındaki generallerden de büyük katılım olduğu yine somut bir bilgidir. Bu gerçeği inkâr eden komik duruma düşer. Devletin tüm birimleri bu bilgiyi teyit etmektedir. (14 Mart 2017 tarihli “Bitmeyen Başörtüsü Düşmanlığı ve Atatürkçülük” başlıklı yazısından).

* 15 Temmuz ihanetine FETÖ dışındaki generallerden de büyük katılım olduğu % 100 bilimsel gerçektir. Evet, bu darbeciler kendine Atatürkçü ya da Kemalist diyor, ama dediğim gibi darbeci darbecidir. 27 Mayıs’tan bugüne hepsi haindir... Kendine Atatürkçü diyen subayların önemli kısmı 15 Temmuz’a katılmıştır... (15 Mart 2017 tarihli “Balyoz Olayı ve 15 Temmuz Gerçekleri” başlıklı yazısından).

* Aslında 15 Temmuz’un hemen sonrasında Türkiye’de çok gerçekçi tesbitler yapılmıştı. 18 Temmuz’da hem Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin hem de askerî kökenli analist Metin Gürcan darbede sadece FETÖ’cülerin olmadığını mükemmel anlatmıştı. Tüm devlet de bunu biliyordu. Fakat... 15 Temmuz’dan 5-6 gün sonra bilinçli bir devlet politikası benimsendi ve milletimizi darbe karşısında bir bütün tutmak için bu ihanetin sadece FETÖ kısmı özellikle vurgulandı ve diğer kısmın üstü örtüldü... (28.3.2017 tarihli ve “İngiliz raporu ve 15 Temmuz politikası” başlıklı yazısından).

* ... ordumuzla ilgili bilmemiz gereken bir gerçek şu an üç parçalı bir TSK yapısı olduğu gerçeğidir. Özellikle alt rütbelerde kümelenen Gülenistler, birinci gruptur. Anti-Gülenistler ise ikiye ayrılıyor. Bu grupların ikisi de kendini öncelikle Atatürkçü diye adlandırıyor, ama birbirlerini farklı tanımlıyorlar... Bir bakışa göre bu iki grup ülkücüler ve solcular diye ayrılıyor. Ülkücüler tarafından solcu denenler bu solculuk iddiasını asla kabul etmiyor. “Biz sadece Atatürkçüyüz onlar Türkeşçi” diyorlar. Hatta bir Kemalist subayın tanımına göre TSK, Mustafa Kemal’in askerleri, Fethullah Gülen’in askerleri ve Alparslan Türkeş’in askerleri olarak üçe ayrılmış durumda... Türkeşçi denilen subaylar ise bu ayrımı asla kabul etmiyor. Hatta solcu dediklerini Doğu Perinçek’in askerleri diye yaftalamaya kadar gidiyorlar. Atatürkçülüğün gerçek temsilcisinin kendileri olduğunu söylüyorlar. Ülkücü tanımını ise reddetmiyorlar. Bu iki grubun söyleminde de FETÖ’ye karşı mücadele ve devletin bütünlüğü noktasında Recep Tayyip Erdoğan’ın hayati önemine kuvvetli vurgu yapılıyor. Ama birbirleriyle de çok yoğun bir güç mücadelesinin de içindeler. Umumî manzara genel olarak bu.’’

(10 Nisan 2017 tarihli ve “Askeriyede genel durum” başlıklı yazısından).

***

Bu alıntılarımızın daha iyi anlaşılabilmesi için Hürriyet’ten Verda Özer’in 4.7.2017 tarihli “Ordunun yüzde kaçı AK Partili” başlıklı yazısındaki şu cümleleri de paylaşalım: 

ARTIK “millî güvenlik uzmanımız” haline gelen Metin Gürcan’la konuşuyorum. ...

Gürcan, doktora tezi sırasında ordu içinde geniş çaplı bir anket yapmış. Öncelikle şöyle genel bir eğilim olduğunu söylüyor: Atatürkçülük, subayların yüzde 85’inin temel değeri, yaşam felsefesi. Ancak alt rütbeler (yani yüzbaşı ve altı) daha kariyerist, yani kendi kariyerlerine dönükler. Rütbe yükseldikçe (binbaşı ve üstü) askerlerin siyasî görüşü ve değerleri daha öne çıkıyor. Dolayısıyla üst rütbelerde laiklik hassasiyeti çok daha yüksek.

Gürcan, ordunun yüzde 85’inin “ultra-laik” olduğunu söylüyor. ... Bu yüzde 85’lik kesim, dinin kamuda görünür olmasına özellikle karşı. Alt rütbelere indikçe laiklik hassasiyeti zayıflıyor.

Gürcan’a göre Kemalist, NATO’cu, Avrasyacı, ülkücü gibi tüm kategoriler bu yüzde 85’in içinde. Yani hepsi Atatürkçü ve ultra-laik; sadece kimi merkez sağa, kimi ise merkez sola daha yakın.

Bununla birlikte Gürcan, ordunun genelinde siyaseten sağa doğru bir kayış olduğunu gözlemliyor. Anlaşılan hem Irak ve Suriye’deki gelişmeler, hem de 15 Temmuz sonrası süreç milliyetçi damarı güçlendirmiş....

Gelelim yüzde 85’ten geriye kalan yüzde 15’e. Gürcan bu kesimi “radikal” diye niteliyor. FETÖ’cü askerleri de bu gruba dahil ediyor. Ancak: FETÖ bağlantılı askerlerin üst rütbelerde başarıyla temizlendiğini özellikle vurguluyor. Binbaşı ve altındaki rütbelerde ise “hâlâ büyük oranda FETÖ bağlantısı var” diyor. Dolayısıyla ordu genelinde hâlâ aşağı yukarı yüzde 15’lik bir FETÖ’cü gruptan bahsediyor.

Bu oranlara baktığımızda ise AK Parti’yi destekleyen kesimin hakikaten yüzde 1 civarında olduğu ortaya çıkıyor.

***

Bu bilgilerden sonra şimdi cevabını bilmediğimiz ve muhtemelen asla öğrenemeyeceğimiz şu iki soruyu soralım: 

1. On beş Temmuz’u planlayan ve icra eden paşalardan ne kadarı, Fethullah Gülen’i şu ya da bu sıfatla andığı “bir lider olarak” seven kişilerden oluşmaktadır? 

2. Fethullah Gülen’i şu ya da bu sıfatla andığı “bir lider olarak” seven paşaların ne kadarı bu menhus teşebbüsün içinde yer almıştır?

İşte bu “cevabı bilinmez sorular” yerine, biz şu soruyu sormayı ve arkalarından “Allah sayılarını arttırsın” duâsını göndermeyi istiyoruz. 

Görevdeki paşaların ve paşa adayı kurmay subayların ne kadarı “demokrat paşa”dır? 

Cevabını elbette bilmiyoruz, ama bir tahminimiz var: Basında demokrat gazeteci-yazar ne kadar varsa/kaldıysa orduda da o kadardır. 

Vebali, sayılarını azaltanlarındır. Bizim değil! 

Okunma Sayısı: 3142
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı