"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaçıncı AKP’nin iktidarındayız?

Ahmet BATTAL
06 Temmuz 2017, Perşembe
Başlıkta imlâ ya da ifade hatası yok. Anlatalım:

Son yazılarımızda, aslında herkesin bildiğini, yani AKP’nin hürriyet ve adalette sınıfta kaldığını, Türkiye’yi ileriye değil geriye götürdüğünü yeniden tesbit ettik ve bunun da aslında AKP’nin adalete inancının baştan eksik olmasından ve bilhassa ilkesizliğinden kaynaklandığını yazdık. 

AKP on altı sene içinde hızla ve çok defa değişip dönüştü. Bu dönüşümler iyiye evrilme değil, geriye çevrilme biçiminde oldu. Zira bu dönüşümlerde hürriyet ve adalet isteği değil kudret arzusu etkili oldu. 

Bunun çok sayıda örneğini, siyasetle ilgisi zayıf sıradan kişiler bile sayabilir. 

İddiamızı illa teyit etmek isteyenlere tavsiyemiz şu: AKP’nin kurucularının listesini internetten açın ve iktidarın adalet ve hürriyete hizmet iddiasıyla yaptığı icraattan ve Türkiye’yi getirdiği noktadan bu kişilerin memnun olup olmadığını kendi vicdanınızda test edin. 

Biz de bazı örneklerle yardımcı olalım: 

Meselâ AKP kurucularından biri... Aynı zamanda bir zamanlar adına cemaat denilen yapının kurduğu bir müessesenin de kurucu başkanı. Terör örgütüne üyelikten dâvâsı devam ediyor. Gözaltına alındı ve olmayan deliller var edilerek itirafçılığa zorlandı. Hapisten, yaşına hürmeten kurtuldu. 

Meselâ diğer bir AKP kurucusu... Milletvekili de oldu. Vakıfçılık yaptı ve yapmaya devam ediyor. Vakfındaki bir numaralı yardımcısı bir öğretim üyesi. Ve o yardımcı şimdi terör örgütü üyesi olmaktan tutuklu. Kendisi ise ne yapacağını ve hatta ne düşüneceğini bilemez halde kıvranıp duruyor.   

Örnekleri arttırabiliriz. Meşhurları saymıyoruz bile. AKP kurucuları arasında bilhassa adalet açısından AKP iktidarından memnuniyetsiz olanların oranı yüzde sekseni / doksanı geçmiştir. Zira bu zulüm fırtınası en çok AKP’lilerin kalb evini yakıyor. 

Bu “geriye değişim”in sebebi ne?

Bizce şu: AKP kuruluşundan itibaren de partileşme sıkıntıları yaşıyordu, ama “belki aşabilir” deniyordu. Parti zaten baştan itibaren bir “Erdoğan karizması” üzerinde yükseldi, ama bir de diğer herkes için uygulanan “üç dönem kuralı” Erdoğan için kaldırılınca AKP “Tayyip Erdoğan’ın partisi” haline geldi. 

Bu gün artık ortada AKP’yi tarif edecek bir “idealler/fikirler demeti” yok. Sadece sürekli yalpa yapan, sık sık zikzak çizen bir icraat süreci ve bu icraatın değişen sahipleri ve destekçileri var. Ve bir de bütün iyinin ve kötünün “değişmez temsilcisi” tek kişi var. 

Partinin kurucu kadrosunun bu şekilde eriyip devreden çıkması partinin de değişmesi anlamına gelir. İşte bu yüzden başlıktaki soru doğru!

Ayrıca Erdoğan’ın karizması da iktidarına bağlı bir karizma halinde. Erdoğan’ın, iktidardan seçimle gidip tekrar seçimle gelebilecek bir demokrat olduğunu kimse iddia edemez. Aksine iktidardan giderse siyasetinin de biteceğini herkese deklare etmiş bir “lider (!)”. Yani onun siyaseti ilkelere değil iktidara/kudrete bağlı.

Basit örneğimizi tekrar edelim: Prizmayı yere tabanının üzerine değil de tepesi aşağı koymanın tek yolu tepenin altındaki zemini biraz delip prizmanın sivri tepesinin çevresini beslemektir. O çevre zayıflarsa veya erirse prizma yıkılır.

Peki, AKP’nin bu garip halinin sonucu ne?

Cevap için, bazen sorduğumuz şu soruyu yeniden soralım: Erdoğan bu gece bir rüya görse ve sabah “Ben gece rüyamda Peygamberimizi (asm) gördüm, bana ‘dünyayı ve siyaseti terk et’ dedi, görevlerimden istifa ediyorum, bundan sonra köyümde zikir ve ibadetle meşgul olacağım, siyasete ve devlete dair sorularınıza da cevap vermeyeceğim, ne haliniz varsa görün” dese ne olur? 

Bize ne olur? Size ne olur?

Ekonomiye ne olur? Bürokrasiye ve siyasete ne olur? 

Partilere ne olur? AKP’ye ne olur?

Korkanlarınız olmuştur!

Hep yazıp söylüyoruz: 

İktidarla parti olunmaz, partiyle iktidar olunur.

Bir partinin gerçekten parti olup olmadığını iktidarda değilken girdiği en az üç seçimden sonra da halen ayakta kalıp kalmadığı belirler. 

Kalıyorsa partidir. Beğenseniz de beğenmeseniz de... Küçük de olsa büyük de... O bir partidir. 

Eriyorsa buzdur, siz ona ne derseniz deyin!. 

Örnek: ANAP!

Şimdi baştaki soruyu evirip çevirelim: Olmayan partinin kaçıncı döneminin iktidarındayız?

Okunma Sayısı: 3793
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı