Kemalizm’i sadece sosyal şartlar ve siyasî kamplaşmalarla açıklamak zordur.
Zira o 1961 Anayasası’nın sun’î “devrimci Atatürk” fikri ile ve 1982 Anayasası’nın plastik “milliyetçi Atatürk” imajı ile doğrudan ilgilidir. Diğer ifadeyle konu bir rejim meselesi. Ve rejim Kemalizm’in gitmesini engelliyor ve hatta onu her daim canlı tutuyor.
Konuyu anlayabilmek için yine yakın tarihe ve Demirel’in liderlik ettiği demokrasi mücadelesine göz atmak lâzım.
(Bu arada, merhum Demirel’e bir zamanlar “Ergenekon’un bir numarası” diye iftira atanlar ortalıkta yoklar. Ama onlardan etkilenerek bu iftiraya inananlar, bilhassa ideolojik devletten ve kamplaşmış toplumdan bizar olarak bugünlerde pişmanlar. Demirel’in demokrat devlet adamlığını mumla aramak için kendi vicdan karanlıkları içinde debelenerek mum arıyorlar!)
Demirel, 1980’de bir ihtilâl yaparak milletin reylerini buruşturup çöpe atan ve demokrasiyi katleden 12 Eylülcülerle defalarca hesaplaştı. Böylece hem 12 Eylül öncesinde kendisine oy vermiş veya vermemiş olan demokrat seçmenin hakkını ve dolayısıyla öcünü ve intikamını hakkıyla aldı ve hem de demokratlığının gereği olarak anayasayı ideolojiden arındırmaya gayret etti ve kısmen başardı.
Hikâyesi şöyle:
- Demirel kendisini iktidardan devirenlerce yazdırılan ve dayatılan antidemokratik anayasa ile kendisine ve tüm eski siyasîlere konulan yasakların kaldırılmasına liderlik etti ve bu, 1987’de, bir referandumla, hem de Başbakan Özal’a rağmen başarıldı.
- Ardından Demirel milletvekili olarak meclise girdi ve partisi ana muhalefet partisi oldu.
- Demirel ardından koalisyon ortağı oldu ve yeniden iktidara gelerek ülkeyi demokrasi ve AB rayına yeniden oturttu.
- 1993’te Özal’ın ani vefatından sonra bu kere-Yeni Asya’nın “yanlış yaparsın” ikazlarına da rağmen-cumhurbaşkanı oldu. Hatta devir teslim törenine, çok değil on-on iki sene önce kendisini ve siyaset arkadaşlarını diri diri toprağa gömüp üstünde adeta kızılderili dansı yapmış olan Kenan Evren’i de çağırarak ve bir anlamda “cumhurbaşkanı öyle olunmaz böyle olunur” diyerek rezil etti.
- Demirel, anayasanın başlangıç kısmında yer alan ve 12 Eylül ihtilâline övgüler düzen giriş cümlesini 1995’te konsensüsle anayasadan söküp attırdı.
- Demirel 16 Mayıs 2000’de emekli oldu, ama başlattığı sürecin devamı olarak, 2001’de, Meclis, anayasanın ideolojisinin değiştirilmesine ve kısmen de olsa yumuşatılmasına yönelik olarak çok önemli bir değişikliğe yine konsensüsle imza attı.
Devamını Cumartesi aktaralım…