Bugün önce bir hayal kurun.
Bu gazeteyi satın aldığınız bayi tam da üniversitenin dibinde, köşe başında, kitapçı dükkânı olmaya çok uygun bir yerdeki bir kuruyemişçi olsun.
Ama bu bayi aynı zamanda içki satıyor olsun.
Dükkânın işletmecisi iki kardeşin ikisi de ve hatta önceki işletmecisi olan merhum babaları da içki satıyor, ama kullanmıyor olsunlar.
Siz her gazete almaya girdiğinizde, içinizden, “Allah kurtarsın” diye duâ ediyor olun.
Bir gün kardeşlerden biri, masumane boynunu büküp, size “Aslında bu işi biz de sürdürmek istemiyoruz, ama ekonomik şartlar bizi buna zorluyor, geçimimizi sağlayacak başka bir yol bulabilsek, yapabileceğimiz başka bir iş bulabilsek bu işi bırakıp babadan kalma bu dükkânda başka bir iş yapmayı biz de isteriz” demiş olsun.
Siz neler düşünürdünüz?
Kime neler teklif ederdiniz?
Meselâ “Madem aslında içki satmak istemiyorsun içki satma başka şeyler sat, zorlayan mı var” mı dersiniz?
Yoksa;
- Keşke devlet kendi bütçesinden bu tekel bayiliği işlerine tövbe etmek isteyenlere bir fon ayırsa da dileyenler bu fondan yararlanarak dükkânını başka bir işe çevirse…
- Keşke hayırsever iş adamları cami yaptırmak yanında bir de bu ve benzeri dükkân sahiplerine helâlinden yeni bir iş kursa…
- Keşke Diyanet İşleri Başkanlığı resmî bütçesinde bu iş için para ayırsa…
- Keşke Diyanet İşleri Başkanlığı esnafı-tüccarı bu hayra teşvik edecek bir organizasyon kursa…
- Keşke Türkiye Diyanet Vakfı kendi bütçesinden bu işe para ayırsa ve o iki kardeşi maddî yönden memnun ve tatmin ederek orayı satın alıp ya da kiralayıp o mekânı bir küçük kitabevine çevirse…
Hangisini tercih ederdiniz?
Hangisi için kime ne söylerdiniz?
Biz ne söyleyelim?
***
Konuyla doğrudan ilgili bir hatıra:
Bir gün yanımızdaki bir hacı amcayla birlikte ve mecburen Ankara Kızılay’da işrethanelerin bulunduğu kalabalık caddeden geçerken hırpani kılıklı bir dilenci bize doğru dümen kırdı ve avucunu önümüze uzatıp “Allah rızası için bi şarap parası aaabiler!” deyiverdi.
Biz durakladık. Yanlış yöne giden bir ihlâs ve samimiyete mi yanalım, yoksa doğru yöne giden bir riyakârlıktan mı kaçalım, şaşırdık.
Ya siz?