"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitaba bakmadan kitap yazmak!

Ahmet BATTAL
01 Eylül 2016, Perşembe
Son yazılarımızdan birinde, bizim için de geçerli bir riskten bahsettik: Okumadan yazmak.

Yine son yazılarımızın birinde siyasî ders için dinî kaynaklara da bakmanın öneminden bahsettik.

Bu kapsamda, Bediüzzaman’ın, imanî konudaki esaslı eserlerinden biri olan Âyet-ül Kübra’da, doğrudan güncele de ışık tutan siyasî bir hüküm ve ders de verdiğini anlattık.

Bediüzzaman, o yazıda aktardığımız cümlelerinde, özetle, padişahların kardeşlerini ve evlâtlarını öldürmelerini “zalimâne” olarak nitelendiriyor.

Tam da bu yazılarımızın yayınlandığı günlerde, Yavuz Bahadıroğlu’nun 2014’te Nesil Yayınlarından çıkan “Osmanlı’da Şehzade Katli”-“Devlet mi, evlât mı?” adlı kitabı elimize geçti.

Kitapta, -adına yakışmayacak biçimde- şehzade katli konusuna pek fazla yer verilmemiş. Sadece 90 ila 94. sayfalar arasında bazı bilgiler var.

Kitapta adalet üçe ayrılmış: Adalet-i tamme, adalet-i mahza ve adalet-i izafiye. Ancak bu ayrımın kaynağı hakkında bilgi ve atıf yok.

Kitapta, Bediüzzaman’a ait olan “adalet-i mahza kâbil-i tatbik iken adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür (tam adaletin uygulanmasının mümkün olduğu durumlarda göreceli adalete göre hüküm verilmemeli, verilirse adalet değil zulümdür)” hükmü de zikrediliyor.

Ama öte yandan da kitapta bazı yerlerde Osmanlı Tarihi uzmanı ve Hukukçu Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’e de atıf yapılarak, padişahların evlâtlarını öldürtmeleri hakkında “adalet-i izafiye”dir deniyor.

Ayrıca kitapta bu uygulamanın Osmanlıya özgü olmadığı zikredilerek kardeş katlinin devleti ve düzeni korumak ve fitneyi engellemek amacıyla yapıldığı, yani bir mecburiyetten kaynaklandığı ve o günün şartlarında bakıldığında gerekli görülebileceği iddia ediliyor.

İleride ortaya çıkabilecek fitneyi engellemek adına şimdiden bazı masumları öldürmenin (muhtemel hakkı elde etmek adına mevcut hakkı ihlâl etmenin) kadere müdahale meselesi ve masumun hakkını koruyucu adalet yönünden izahı ise yapılmıyor.

Çıkabilecek fitneden zarar görebilecek binlerce insanın muhtemel hakkını korumak adına da olsa mevcut hakkı ihlâl etmenin devlete duyulacak olan güveni bitirici etkisinden ve zararından söz edilmiyor. “Hak haktır, büyüğüne-küçüğüne bakılmaz” kuralına da atıf yok.

Daha da önemlisi kitapta Bediüzzaman’ın bu kardeş katli uygulamalarının “zalimâne” olduğu yolundaki tesbitine yer verilmediği gibi, bu konuda kalem oynatmış olan başkalarının Risalelerden yola çıkarak yaptığı tesbitlere de atıf yapılmıyor.

Yani özetle, “okunmadan yazılmış bir kitap” dense yeridir.

Yazar Risalelere hiç atıf yapmamış olsaydı üstünde durmak gerekmezdi.

Ama Bediüzzaman’ın adalet anlayışına da yer verilen bir kitapta Bediüzzaman’ın “zalimâne” dediği bir cinayet türüne “zalimâne” diyememek, iyi niyetten de kaynaklansa, eleştiriyi hakediyor.

Elbette yeni baskılarda düzeltilmesi umudu ve teklifiyle...

Okunma Sayısı: 3916
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İ.Seyda

    1.9.2016 13:31:19

    O kitabını okumadım ama Bahadıroğlu'nun yorumlarını ve değerlendirmelerini bazı TV programlarında da izlemiştim. O zaman çok şaşırmıştım. Zira, kardeş katlini mazur gösteriyordu. "Devletin selameti için bazı cüz'i haklar feda edilebilir" babında yaklaşıyordu konuya. Anlaşılan o ki, devletçilik ve devleti koruma refleksi damarlarımıza kadar yerleşmiş. Oysa biz öğrendik ki, "bir gemide 99 cani, 1 masum olsa o gemi batırılmaz." Mevhum bir suç için masum çocukların katlini masum görmeyi nasıl kabul edebiliriz. Evet, bu işler "zalimane"dir...

  • aşkın dogan

    1.9.2016 11:05:41

    Daha önceki başka bir makalede "inayet-i amme,rahmet-i vasia,adalet-i mahza ve merhamet" 4lü kavramı işlenmiştir.Bunlar Allah'ın fiili sıfatları olabilir.Padişahlar ise buna uymamış.Dolasıyla savaşlarda eziyet,tahtan indirilme gibi vukuatlarla suçlarını tekvini ayetlerin hükmüyle,amelinin cinsinden ceza görmüşler ve bu yüzden temizlenip Kuranın senasına mazhar bir devlet olmuşlar Araplarla birlikte toplam 1000 yıl İslamın bayraktarlığını yapmışlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı