"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Konuşmayanları nasıl duyarsınız?

Ahmet BATTAL
07 Kasım 2017, Salı
Birkaç yazıdır, vahim gidişata dur demek hususunda medeni cesaret gösteremeyen, konuşmayan, ama kendince demokrat geçinen hukukçulardan söz ediyoruz. Ve haklı olarak tenkit ediyoruz.

Bir akıllı(!) nihayet sordu:

Konuşmamaları gidişattan memnun olmalarından olamaz mı? Demek ki sizin gibi düşünmüyorlar. Nereden biliyorsunuz konuşmadıklarını? Niye zorluyorsunuz? Neye zorluyorsunuz?

Cevabımız net:

Adalet meselelerinde gidişattan memnun olan hukukçunun –varsa- diplomasına bir mühür de siz vurun! Patatesiniz yok mu?

Memnun olmayan hukukçuların çoğu tasnif ilminden habersiz. Kafaları karışık. Çoğunun da kavram dünyaları kıt. Girift konuları kavramaya da anlamaya da yetersiz. Ufukları daraşık.

Büyük ekseriyetin durumu ise şu: Size-bize konuşuyorlar. Hem de bizim gibi konuşuyorlar. Ama konuştukları aleniyete çıksın, tedavüle girsin istemiyorlar. Zira korkuları galip geliyor.

İşte bir örnek:

Bir profesör. Meslektaşımız. Emekli. Siyasetle aktif olarak ilgilenmiş ve ilgilenmeye devam ediyor. O kadar ki yakasında partisinin rozetini taşıyor. Hemen hemen her gün Meclise uğruyor. Günlük olarak gazeteleri takip ediyor. (Bu yazıyı da okuyacağından eminiz.).

Uzun uzun sohbet ediyoruz. Adaletsizlikten şikayet ediyor. OHAL’i eleştiriyor. AB sürecinin kötü gidişine kızıyor…

“Bunları bir de yayınlanmak üzere Yeni Asya’nın muhabirine söyler misiniz” diye soruyoruz. “Olabilir, bakalım” diyor. Ama olabilemiyor!

Bir başkası. Bir avukat. Meslektaşımız. Dernek yöneticiliği de yapıyor. Savcıların “bu da …öcü” dediği kişilerin “tabanı”nda yani “ibadet” kısmında bulunanların büyük ekseriyetinin masum olduğuna o da inanıyor. Sohbetimizde bunu ifade de ediyor. Hatta o …öcülerden vekalet de alıyor.

Ama basına konuşmuyor. Hatta sosyal medyaya bile konuşmuyor. Yazmıyor. Müstear isimle bile.

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Bu yüzden korkanları eleştiriyor ve sayıca az görünen ama hiç değilse tarihin istikbalini kurtaran “ilkeli cesaret” sahiplerini sık sık tebrik ediyoruz. Aldıkları dualara da ortak olmak istiyoruz.

Bir okuyucumuz soruyor: İlkeli cesaret ne demektir?

Cesaretini ilkeler üzerine oturtarak doğru yerde ve doğru zamanda kullanan kişinin cesareti ilkeli cesarettir. Ki, buna şecaat de denir.

Şecaat sahibi cesaret duygusunda ifrat etmez. Yani tehevvüre kapılmaz, cesaretiyle zulmetmez. Tefrite de düşmez. Yani korkmaması gereken yerde ve zamanda korkaklaşmaz.

Tarih, zalimlerden başka, korkakları da yazacak. Ayrı ve kalın bir ciltte...

Okunma Sayısı: 3603
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    7.11.2017 18:08:10

    O ayrı ve kalın cilt bu ülkede çok kabarık olacak.Çünkü bu korku filmine ortak olan bahtsızlara ancak acınır.

  • Abdullah TUNÇ

    7.11.2017 10:31:02

    Bir memlekette aydın adı altında bulunanlar korkar ve konuşmazsa;milleti kim aydınlatacak.Galiba sorun şurada; konuşan,gerçekleri dile getiren,masumları,mazlumları savunan bazı aydınlar değişik yaftalarla itham edilip,içeri atıldıklarından,bir korku ortamı oluşmuş.Endişe kaynağı bu. Bundan dolayı başıma da aynı şey gelebilir endişesiyle susmayı,konuşmaya tercih ediyor olabilirler.Aslında burada bir risk var. Ama bir risk var diye haksızlıklar karşısında susmak gerekmiyor. Aydınlar,cesurlar böyle zamanlarda belli olur. Bu korku ortamını cesurca bunlar dağıtabilir. Yoksa tarih önünde büyük mahcubiyet yaşayacaklardır.Nesli atinin önünde değersiz olacaklardır. Aslında bu olağanüstü haller, toplumun,özellikle aydınların en büyük imtihan sebepleridir. Herkes değişik şekillerde test ediliyor,sınavdan geçiyor. İfrat ile tefrite girmeden cesurce hakka,hakikata tercümanlik ettiğiniz için sizleri tebrik ediyorum sevgili hocam.

  • SeRTaÇ

    7.11.2017 08:41:24

    Korkaklar hep fırsat beklediler.Rüzgara göre yön değiştirdiler.Zalimler ise safını belli ettiler.Yani Korkaklar zalimler kadar olamadı.

  • Hasan unlu

    7.11.2017 01:31:43

    On numara tespitler. Ben sizinle, hem muslumanliginiz hem hakperestliginiz hemde adamliginiz hasebiyle gurur duyuyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı