"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Külliye ve ticarî cami riski

Ahmet BATTAL
23 Mayıs 2017, Salı
Beştepe’de konuşlandığı halde Kaçaksaray ile Aksaray arasında gidip gelen ve Saray’da karar kılan Külliye’den bahsetmeyeceğiz.

Onu daha önce yazmıştık. (“Hutbe ve siyasî cami riski” başlıklı üç yazımız. 

Linkleri: http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/hutbe-ve-siyasi-cami-riski_346872

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/hutbe-ve-siyasi-cami-riski-2_347165

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/hutbe-ve-siyasi-cami-riski-3_347405

Bugün işin ticarî boyutuna ışık tutalım.

Camileri sadece ibadet mekânları değil sosyal hizmet veren külliye olarak planlamak sünnete ve tarihî kültüre de uygun güzel bir uygulama.

Yine camileri yeniden sosyal hayatın merkezine almak üzere bu külliyeleri çoğaltmak ve aktifleştirmek de Diyanet İşleri Başkanlığının önemli bir projesi.

Ama çok önemli bir ihtiyaç daha var: Doğru işletmecilik.

İlgililer herhalde en doğrusunu düşünüyorlardır. Biz de bazı gözlemlerimiz ve fikirlerimizle onlara destek olalım.

Bir nişan merasimini caminin alt katında yer alan ve cami derneğince işletilen salonda yapmak isteyen aileleri ve gençleri düşünelim.

Böyle bir fikre sahip merasim sahipleri ve onların misafirleri “camiye dost” değillerse, bedava da olsa bu iş için caminin alt katına gelmeyi düşünmezler. Geliyorlarsa dostturlar.

Güzel. Cami dostlarını çoğaltmak lazım.

Ama o dostların ihlaslarını da.

Ne demek istiyoruz? Bakalım.

O gençlerin bu organizasyonda muhatabı kim olmalı? Kim olmamalı?

Mesela şöyle sorular soralım.

İmam aşağıda salonda nişan için mevlüt okurken, kendi aralarında sohbet eden “cemaat”i “şarkı okumuyoruz, sessiz olun” diye ikaz ettiğinde, cemaat de kendi içinden “ama biz buraya paramızı ödeyerek geldik, hem sen de bahşişini alacaksın zaten” çirkin fikrini geçirirse, nasıl cevap vermek lazım?

O imam maaş ile ücret arasındaki farkı öğrenmişse ve Kur’an’ın “benim ücretimi ancak Allah verir (siz değil)” ihlas sırrına tam erebilmişse onun risk küçüktür. Ama ya “onun derneğinin” müşterisinin ve cemaatinin riski?

Salon kullanım bedelini dernek yetkilileri adına caminin imamıyla konuşmuş olan o gençler, ödedikleri bedel mukabilinde almayı umdukları hizmeti alamadıklarını düşündüklerinde şikâyet ve

hatta bedelden indirim için kimi muhatap alacaklar?

O gençler programdan sonra imama, “Siz bize masalarda örtü olacak demiştiniz ama ütüsüz olacağını söylememiştiniz” demiş olsunlar. İmam onlara “Kardeşler, bu parayı ücret olarak değil de bağış olarak düşünün” dese akıllarına hangi sorular gelecek?

Örfümüzü yaşatalım diyenler, törelerimize dönelim isteyenler, Ey devletlûler…

Demek, camiye gelenlerin ihlası, çağıranların ihlasından kuvvet alıyor. Camilerle beraber din görevlileri de ticarileştirilirse ihlas zarar görür. Cami büyür, belki cemaat de büyür, ama ihlas küçülürse o büyük küçüktür.

İmamın elini siyasetten de ticaretten de uzak tutmak lazım ki, o eli sıkan, öpmek için eğilmekten lezzet alsın.

Okunma Sayısı: 2646
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • AHMET AYDIN

    23.5.2017 11:49:36

    Allah razı olsun.çok önemli bir noktayı beyan etmişsiniz. bu hassasiyet inşallah dikkate alınır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı