"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kutuplaştırıcı siyaset ve sonuçları

Ahmet BATTAL
12 Ağustos 2023, Cumartesi
Kutuplaştırıcı siyaset şudur: “Ben siyasi rakibimle hasım olabilir ve hasmımla sürekli dargın kalabilirim, yeter ki bu dargınlık ve gerginlik hali beni seçmenlerim nazarında güçlü göstersin ve reylerim sağlam kalsın.”

Bu anlayışın insan fıtratına ve dinlere zıt olduğu açık. Toplumların da başının belası.

Kutuplaştırıcı siyaset, tesirlerini önce partilerin genel merkezlerinde ve Ankara’da göstermeye başlıyor. 

Oradan taşraya ve seçmene yayılıyor. 

Oradan sosyal hayatın bütün ilişkilerine yayılıyor.

Mesela “ben komşumla da dargın kalabilirim”e dönüşüyor ve komşuluk ilişkilerini bozuyor. 

Medyaya yansıyan akıl almaz komşu kavgaları bu zihniyetin ürünü. Çare için, mahallenin, kavgadan uzak durabilen âkil adamlarının devreye girmesi lazım ama onlar da galiba cemiyete küsmüş ve dolayısıyla pek harekete geçmiyorlar. 

Muhtar ve ihtiyar heyeti de -hukuken gerekmemesine ve hatta yasak olmasına rağmen- parti siyasetinin ve dolayısıyla kutuplaştırıcı siyasetin bir parçası durumunda. 

Dolayısıyla –maalesef- oradan da hayır yok. (Büyükşehir statüsü sebebiyle köyleri mahalleye dönüştürmüş olmanın bu işe olumsuz katkısı da ayrıca düşünülmeli).

Mahalledeki cami görevlileri ve benzeri kişilerin de işi başından aşkın(!) olduğu için Diyanet İşleri Başkanlığının talimatına rağmen, “komşu kavgasını önleme ziyareti yapmak” gibi bir işe ayıracak vakti yok!

Dargınlık sarmalı böylece sürüp gidiyor ve cemiyeti içine çekip yutuyor. Düğünlerde derneklerde kavgalı komşulara ayrı masalar açma işi neredeyse “gelenek” haline geliyor! 

Mesela kutuplaştırıcı siyaset ayrıca “ben geniş ailemle dargın kalabilirim”e dönüşüyor ve akrabalık ilişkilerini bozuyor. 

Miras davalarının sayıca artması ve süresinin uzaması da bundan kaynaklanan basit ve çok kötü bir sonuç sadece.

Çözüm için sülalenin aksakallılarının devreye girmesi lazım ama onlar da çoğunlukla siyasete meraklı, siyasetten etkileniyor ve artık günlük tıraş oluyor! 

Bütün bunların sonucu şu:

Aileler hızla çekirdek aileye doğru dönüyor. Geniş aile tarihe karışıyor. Yani çocuklar fiilen dayısız-teyzesiz, halasız-amcasız ve hatta büyükanne ve büyük babasız kalıyorlar.

Çekirdek aileler anlamsız ve gereksiz boşanmalar sebebiyle hızla tek ebeveynli aile(!)ye doğru dönüşüyor. Yani çocuklar anasız ya da babasız yetişiyor. 

O halde sonuç şu: Cemiyetimizde insan kalitesi hızla azalıyor. 

Çare nedir? 

“Balık baştan kokarmış” sözü aslında çareyi gösteriyor. 

Ayrıntıları, samimiyetle çözüm arayacak türden uzmanlık gerektirir. 

İlmî usullere uygun olarak konuyu çalışıp sonuçlarını ilan etmek ve çözüm tekliflerine hazır hale getirmek akademisyenlerin işi. 

Akademide kutuplaşmanın seviyesinin yüksek olmadığını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu tür çalışmalara hazırlar. Ama orada da başka manilerin üretime engel olduğu anlaşılıyor. Bilhassa “desinler” diye yapılan işlerin çokluğu yapılan ya da yapılacak olan kaliteli işlerin de doğru muhataplarına ulaşmasına mani oluyor. 

Yine de Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK’ün) konuya eğilmesinin ve Üniversiteleri politika oluşturmayı sağlayacak bilimsel üretime yönlendirmesinin faydalı olacağı açık. 

Politika üretecek olan kamu kurumları ve bilhassa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlıklara da bu sebeple büyük vazife düşüyor. 

Biz gördüklerimizi yazıyoruz. Vazifemiz bu kadar. 

Okunma Sayısı: 1766
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih baş

    12.8.2023 22:02:37

    Cehalet cehalet cehalet her firavunun vardır bir Musa sı Okumak okumak okumak

  • Bilâl Tunç

    12.8.2023 17:58:41

    Önce insanımızın kafasını kumdan çıkarması lâzım.. Ama öyle bir emâre görülmüyor...❗

  • İ. Seyda

    12.8.2023 17:43:51

    NEFRET SÖYLEMİ GERÇEĞE ULAŞMAMIZI NASIL ENGELLİYOR? Araştırmacılar, diktatörlerin ve nefret odaklı grupların nefreti körüklemek için metaforları (benzetme/teşbih) yaygın bir şekilde kullandığını söylüyor. Bu tür metaforlar, akıl yürütme merkezlerini devre dışı bırakıyor ve düşünceleri, odağı belirli fikirlere yönlendirerek beynin çalışma şeklini etkiliyor. Bu zihinsel kalıplar ve ön yargılar, zamanla kabulleniyor ve gerçeği gösteren deliller olsa bile kişiler görüşlerini gözden geçirmek istemiyor. Araştırma*, şiddetin tırmanması ve siyasi istikrarsızlık da dahil olmak üzere bu tür bir dilin ortaya çıkardığı potansiyel tehlikelerin altını çiziyor: "Nefret yaymak için yalanlar kullanıldığında, hedef kişi veya gruplara karşı şiddet ve soykırım da dahil olmak üzere zararlı davranışlar ortaya çıkma eğilimindedir." (*)“Politics, Lies and Conspiracy Theories, A Cognitive Linguistic Perspective”, ByMarcel Danesi, Political Communication, 29 June 2023.

  • Kenan

    12.8.2023 11:43:57

    Kurani Kerim ve Hadis i Şeriflerin bahsettiği Sıla i Rahmi kesmek de herhalde budur .Günümuz deccalının bir vazifesi ve başardı da

  • S.topuz

    12.8.2023 01:52:47

    "Mahalledeki cami görevlileri ve benzeri kişilerin de işi başından aşkın(!) olduğu için Diyanet İşleri Başkanlığının talimatına rağmen, “komşu kavgasını önleme ziyareti yapmak” gibi bir işe ayıracak vakti yok!" Evet, evet. Diyanet görevlilerinin azımsanmıyacak bir kısmı da Siyasallaştılar ve Siyasal İslâmcıların değirmenine bol bol su taşımakla meşgüller, bilhassa her SEÇIM zamanı ve Parti Mitinglerinde vesaire. Bundan dolayı toplumun diğer dertleri ikinci, Üçüncü veya en sonunda kalıyor. Zaman yok ki, sosyal medyaya siyasî laf yetiştirme gayretinden dolayı! Bu lânet olası Siyasalcılar her yere "Şeytanlaşmış siyaseti" bulaştırdılar, (Adliyeye, Askeriyeye, Eğitime, Cemaatlere, Ailelere de) maalesef! Camiler de bom boş, Cumalar'da olmasa hepten atıl hale gelecek! Ezanlar zaten merkezî...Allah c.c sonumuzu HAYIRLI eylesin inşaallah, Amiiin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı