"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lüzumsuz işler âlimi (2)

Ahmet BATTAL
04 Temmuz 2015, Cumartesi
Son yazımızda Bediüzzaman’ın Meyve Risalesinde Dördüncü Mesele’de insanın ilgi/ilişki çevresini ve ilişkilerde yaşanan aşırılıkları teşhis ve tedavi zımnında yaptığı tahlili değerlendirdik ve şöyle bitirdik:

“Dünyanın ve siyasetin halini gören her akıl ve kalp eziliyor. İnsan olan her insan tevekkülsüzlükle gereksiz yere üzülüyor. Kendisini dünyanın çaresiz sahibi sanıyor. Şükürden şirke düşüyor.

“Oysa çare belli: Merkezinde insanın olduğu ilgi ve ilişki dairelerini merkeze gereksiz yakınlaştırmamak, ölçüsüz uzaklaştırmamak ve yerli yerinde tutmak.”

Akla gelen soru şu: Bu yazıyı ve benzer yazıları yazanlar ve yayınlayanlar da gazete çıkarmak ve okutmakla insanların zihninin dağılmasına sebep olmuyorlar mı?

Hayır, aksine. Bu gazete diğerlerinden farklı. Amacı bu ifrat ve tefrit durumunu teşhis ve tedavi etmek. Muhtevası da buna göre şekilleniyor. Meselâ “üçüncü sayfa”sı yok.

Yeni Asya’nın amacı sadece haber vermek değil. Haberi Risale perspektifinden yorumlamak. Yani Risalelerin bakış açısını güncele uyarlamak.

Yanlış olan, “haberdi-tartışmaydı” gazlarıyla ve “lâzımdı-cazipti” efsunlarıyla “o kanal senin bu kanal benim” diye zıp zıp gezerken kafasını kanalizasyona döndürmek. Yanlış bu.

Yoksa, ne okuyacağını bilen okuyucuya, özel ilgi alanına göre istikametli tercih sunmak ve ufkunu açmak yanlış değil, doğru ve gerekli. Yeni Asya bunu yapıyor.

Meselâ Dünyadan Haberler sayfasında “dünyada neler oluyor” sorusunu “İslâmı ilgilendiren neler oluyor, bir mü’min olarak ittihad-ı İslâm’ı temin etmek ve kıyameti geciktirmek adına hangi projeleri tatbik etmeliyiz” şeklinde sordurmak gibi.

Meselâ Siyaset sayfasında “siyaset âleminde neler oluyor” sorusu yerine, “insanın akıl ve kalp dairesine faydalı olacak hizmetleri yapacak bir devleti ve düzeni elde etmek için vatan ve memleket dairesinde kimden ne istemek lâzım” sorusunu cevaplamak gibi.

Meselâ Aile-Sağlık sayfasında “GDO’lu ürünler artıyor mu” sorusunu insanın mide ve vücut dairesi için vazifesini öğretmek üzere sordurmak gibi.

Ama hepsinin önüne, Lâhika sayfasına, Risalelerdeki derin mânâları keşfeden yazılar koymak ve böylece maddeye mânâ, cesede ruh, fikre istikamet, kalbe şevk vermek gibi.

Yazılarımızı internetten okuyan ve Gazetenin genelini görmediği gibi bizim “Hindistan Notları”nı da görmediği için olsa gerek “neden İslâm dünyası hakkında ümit ve müjde verici yazılar yazmıyorsunuz” diyen bir dost vardı.

Ona da cevabımız şu olsun:

Siz “ben”i değil “biz”i okuyunuz. “Bir yazarı”nı değil bütün Yeni Asya’yı okuyunuz. Zira ben ben değilim; ben “biz”iz, bir şahs-ı manevîyiz, zaten manevî şahıslar asrındayız.

Hem zira Yeni Asya yazarları “kafa fenerine göre dilediğini yazan ve yayınlatabilen şöhretli yazarlar” değiller.

Bu gazetenin her şeyini beğenmeyebilirsiniz; bu şart da değil mümkün de. Ama aktif okursanız etkileşim olur, karşılıklı katkı olur. Hem suizandan da kurtulmuş olursunuz.

Haksız mıyız?

Okunma Sayısı: 2711
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ercan

    4.7.2015 20:05:25

    Col begendim yazinizi Gercekten yeni asya budur .. Okumaya devam edelim insallah...

  • metehan

    4.7.2015 12:50:46

    Gazeteyi internet sayfanızdan takip eden olarak haklısınız demek durumdayım...Yenisaya sayfalarına sanal değilde madde olarak dokunmak yani onun aboneliği ile sıcak temas sağlamak ona aidiyet duyusu sağlayacak...çoğu noktada haklı olmasına rağmen siyasi kaynaklı geçmişten gelen şu an baskın olan ve uzaydaki karadelik misali cazibesine kapılan nur okuyucularınıda yanına almış bir çoğunlukla adete amansız bir mücadele ve yok saymalara dirayetli olunmayı gerektiriyor.Evet durum hakikaten acı...risaleyi anlamaya çalışırken hakikatı hale baktığınızda mübalağa olmasın adeta arş ve ferş ...siyaset sarhoşluğunun getirdiği nokta...acaba bazı zamanlar Yeniasya,kendisiyle aynı kaynaktan beslenen ama şimdi ona muhalif olanlara karşı acaba diyorum bu derece ne yaptı da bu kadar yok saymalar neyin nesi...siyasal islamın bu denli kardeşi kardeşten soğutacak gücü var mıdır?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı