AKPsever dostlar, lütfen iyi okuyunuz.
Belki fark etmediniz, ama iktidarınız toplumsal muhalefetin merkezleri olması gereken üniversiteleri susturdu.
Önce On Beş Temmuz’u bahane edip dekanların tümünün kellesini aldı. (Sonra bazılarının kellesini geriye koydu. Ama vücudundan kopmuş ve pişmiş kelleler olarak!)
Ardından rektörlerin seçimini kaldırdı. Rektörler artık iktidarınızca yani partinizce atanıyor. (En iyi rektör, artık, en dik duran değil, en iyi el pençe duran.)
Memnun musunuz? “Üniversiteler işine bakıyor, iktidarın ayağına da dolanmıyorlar” mı diyorsunuz? Yanılıyorsunuz.
Bu gidişattan hiç memnun olmayın. Bu sessizlik hayra alâmet değil.
Siz biraz kafanızı kaldırın da ufka bakın ki yaklaşmakta olan sosyal fırtınayı görün.
Yakında başka bazıları yine “alkışı duydum, ihaneti gördüm” türküsünü söylerse şaşmayın.
Zira sanmayın ki akademisyenler konuşmuyor. Konuşuyorlar. Hem de karınlarından. O yüzden de korkuyu herkes, sesi ve kokuyu ancak yakında olanlar duyuyor!
Bu AK Parti icraatı değil ve olamaz. Bu ancak AKP icraatıdır.
AKP’li dostlar, uyanın:
Şimdi sıra meslek birliklerini susturmaya geldi değil mi.
Geçen haftalarda, sizin devletiniz, parti=devlet olarak ve “parti=devlet üniversiteleri”nin hocalarının iştiraki ile bir Adalet Şûrâsı yapmıştı. Yarı yasama, tam yürütme ve yarım yargı, hepsi “tam kadro” oradaydı. Topal devlet’in devliğini (!) gösterdiler.
Öbür yarı yargı Türkiye Barolar Birliği ve Ankara Barosu birleşti ve sizin şûrânızın bir mislini, ama muhalif hukukçu hocalarla “Adalet Kurultayı” olarak ve üstelik sizinle aynı tarihlerde ve hem de rakibane bir biçimde yaptılar.
Haklısınız. Kapatılmayı hak ediyorlar!
Haklısınız. Devletle rekabet edilmez.
Yaparsınız bir kanun, onlar da hizaya gelir. Onlar da susar. Onlar da size ram olur. Ne de olsa “L’état, c’est moi (devlet mi dediniz, devlet dediğiniz benim yahu!)” modadan kalktı onun yerine artık “L’état, c’est toi (devlet sizsiniz efendim)” geçti.
Ama buna sevinemezsiniz. Üzülmelisiniz. Zira sevdiğiniz iktidar meşrûiyetini hızla kaybediyor. Yakında “L’état c’est soi (devlet “o” imiş meğer)” olacak.
Zira bir iktidarın meşrûiyeti muhalefetinin meşrûiyetine bağlıdır.
İyi dinleyin: Testerenizin sesi bindiğiniz daldan geliyor…
Muhalefeti yer altına indirdiğinizin farkında mısınız?
Muhalefet yerin bir kat altındaysa artık iktidar yerin iki kat altındadır.
Ama yer üç kat. En alt kat altı neresi biliyor musunuz?
Allah oradan muhafaza buyursun.
Sizi de, bizi de... Amin.