"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Makyajsız först leydi dönemi hayali

Ahmet BATTAL
27 Ağustos 2015, Perşembe
Siyasette dönemler dönemleri kovalıyor.

Bir zamanlar, başörtü yasağı toplumsal dindarlık yasağının yani şeair yasağının sembolü idi.

Henüz Anayasa Mahkemesi özgürlükçü başörtüsü yorumları yapmaya başlamamıştı.

O dönemlerde, yasaklara karşı olan herkes, “kamusal alan”da “başörtüsü”ne sembolik bir siyasî anlam yüklüyor ve “başörtülü först leydi” hayali kuruyordu.

Kâinatta cari olan tedriç kanununu kırmızı sivil kitaplardan da ders alarak iyi okuyanlar ise bu kanunu sosyal hayata da tatbik ediyorlar ve “iyi olur elbet, ancak zamanı gelince...” diyorlardı ve “yüzde altmış yetmişin tam dindar olması şartı”nı hatırlatıyorlardı.

Şimdi “başörtülü först leydi” zamanındayız.

İyi oldu diyen herkes gibi biz de iyi oldu demek istiyoruz. Ama yutkunuyoruz. Zira olayın iman ve ahlâk boyutu ile hürriyet ve siyaset boyutu arasındaki ilişkiyi doğru kuramamaktan kaynaklanan problemlerimiz var.

Ya da “iman, hayat, şeriat” sıralamasını ezberleyemeyenlerden kaynaklanan bedeller ödüyoruz.

Şöyle ki: Başörtüsü önce örtüdür, önce “örtmek” içindir.

Bazı yeni AKP muhalifleri, “AKP’liler, örtüyü, dini siyasete alet etmek için örtüyorlarmış, şimdi anladık” diyorlar. Biz buna inanmıyoruz. İnanmak istemiyoruz.

Bir kısım AKP’lilerin dini siyasete isteyerek ya da istemeden alet ettikleri doğrudur da bizce örtü bu kapsamda değildir. Zira istismar, ancak inhisar varsa olur. Dileyen siyasetçi ya da siyasî eşi örtünebileceğine göre “örtünen AKP’lidir” ya da “örtünen bizdendir/sizdendir” denemez.

Ayrıca “İslâmda Örtünme”, “Hicab” gibi kitaplarla büyümüş bir neslin temsilcileri olan şimdiki ve önceki först leydilerimizin de örtüyü “dinî sebeple” ve “bu niyetle” “örttüklerine”, “taktıklarına” ya da “kullandıklarına” biz inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Zira hüsnüzan asıldır.

Fakat bu inancımız konunun başka bir yönünü gündeme getirmememizi engellemiyor.

“Makyajlı başörtülü”lerden hepimiz şikâyetçi miyiz? Evet.

Makyajın bir güzellik gösterisi olduğunu ve gizlenme (hicab) meselesi olan başörtüsüne zıt olduğunu biliyoruz.

Dindar hanımın “mahremine onyedisinde ve yabancıya da yetmişinde imiş gibi görünmesi” prensibini seviyoruz.

Makyajlı, süslü, gösterişli başörtüsünün “örtü” olmadığını biliyoruz.

İşte bu yüzden, kızlarımızın, “hürriyette yardım” aldıklarımızı “tesettürde örnek” almalarını istemiyoruz. Onları kendilerini feda etmiş siyasiler olarak biliyor ve mazide bırakmak istiyoruz.

Bu sebeple de “makyajsız först leydi” dönemini hayal ediyoruz.

Peki o dönemi iple çekiyor muyuz? Şüpheli.

Okunma Sayısı: 2627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • serpilmemuk

    28.8.2015 21:28:52

    Bizim ülkemizde nedense hep kadınların dindarlıkları sorgulanıyor, tesettüru tam anlamıyla yerine getiremeyen kadınlar durmadan eleştiriliyor..gözlerine tesettür çekemeyen erkekler yine kadını suçluyor..Bugün tesettürlü kadınlar bu haldeyse bunun sorumlusu birazcik da olsa kendini dindar! diye tanimlayan erkeklerdir..yanlarında süslü bakımlı kadın istiyorlar çünkü..dindar!erkekler icin muteber kadın profili çalışan,ayakları üzerinde durabilen, kendine bakan kadın...

  • Nahide Çelikbağ

    27.8.2015 17:13:09

    Benim de hayalim, gerçekleşir degil m? Bu bir çılgınlık. Bazen kafayi ben mi yedim diyorum acaba?Çevrede her şey normalmiş gibi dolanan başları üstünde hakikatten deve hurgucu tasiyanlari görünce veya sözüm ona tesettür magazalarinda moda dergilerinden fırlamış gibi duran kizlarin posetlerini taşıyan delikanlıları görünce icim yaniyor. Kendimce bu durumu protesto etmek adina bu magazalardan hiç bir şey almiyorum ve sunulan modellere benzeyen hiç bir şey giymiyorum. Ve genclere dua ediyorum, tabii yaş altmış olunca protesto kolay :)

  • Hasan KOÇ

    27.8.2015 08:44:26

    Ahmet Hocam, Risale-i Nura kırmızı sivil kitaplar diyerek yeni bir isim takıyorsunuz, bu tehlikeli ve yanlıştır. Risale-i nurun hangi dersinden siyasilerin kendilerinin veya eşlerinin başını örtülü olmasıyla ilgili "iyi olur elbet, ancak zamanı gelince...” dedirttirecek bir ders var, biz bilmiyoruz hatırlatır mısınız.

  • Ali Vefalı

    27.8.2015 08:20:34

    Sayın yazar, islamı küçük düşürücü, toplumu yıkıcı (Domuz etinin kasaplık et sayılması, zinanın serbest hale getirilmesi hemde kanunlarla, daha yüzlerce benzeri var ki) dehşetli günahlar neden hiç işlenmiyor da, bunlar gizlemeye yönelik, yada dikkatleri daha küçük şeylere yönlendiriyorsunuz? Ülke neredeyse dağılıyor, dehşetli fitneler yaşanıyor, bunları gün yüzüne çıkarmaya çalışın ki, hizmet etmiş olursunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı