Babalar oğullarına duvar delmek için klasik matkabın yetmediğini ve bunun için darbeli matkap ve darbeci uç gerektiğini öğretedursun, siyaset de bize muhalefeti ezebilmek ve parçalayabilmek için darbeci mikser gerektiğini öğretiyor.
Baroların tetiklediği tartışmaların ardından meslek kuruluşlarının demokrasiye katkısı ve muhalefet etme biçimi ve kapasitesi yeniden tartışma konusu oldu.
Bu tartışma kapsamında önceki gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan bu birliklerin yönetiminin seçim sistemini düzenleyen kanunları değiştirmek gerektiğini açıklayarak önceki projesine yeniden başlangıç yaptı.
Bir siyasetçi olarak onun bakış açısı elbette muhalefeti küçültme esasına dayalı. Her neyle ve nasıl olursa!
Sistemin temelleri bu konuda da Anayasanın 135. maddesi ile belirlenmiş.
“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; … maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.”
Anayasa yargı denetimini ve gizli oyu önemli görüyor. Diğer hususları ve ayrıntıları Kanuna bırakmış.
TBMM kanunî düzenleme yaparken şu sorunun cevabını arayacak:
Bir baro ya da meslek odası için hangi seçim sistemi daha demokratik olur?
Sorunun cevabını bugüne kadar TBMM çok sayıda kanunla verdi.
Böylece bu konu bugüne kadar çeşitli gerekçelerle Anayasa Mahkemesi’nin de gündemine geldi ve 1961’den bu yana AYM çok sayıda kanuni düzenlemeyi iptal etti. Dolayısıyla bu eski kararlar da Anayasa’yı yorumlama hususunda TBMM’ye yol gösterecek ve göstermeli.
Hükümetin Meclise ne gibi bir teklifle geldiğini ve geleceğini tartışacağız.
Ama biz olayın başka bir tarafını göstermek istiyoruz:
Bugünlerde yeniden bir darbe tartışması sürüyor. İktidar muhalefeti kendisine karşı darbe hazırlamakla ya da darbe hazırlayanların yanında durmakla itham edip duruyor.
Delil mi? Yok elbette!
Muhalefet de kendisini iktidarı demokratik yolla devirmeye çalışmaktan başka bir şey yapmamakla savunmaya çalışıyor.
Delil mi? Çok elbette!
Bu mevzuyu yeniden gündeme almanın malzemesi de zamanlaması da manidar.
Darbeli matkap, sen nelere kâdirsin!