Bilgisayar nesli arama motorlarına güveniyor.
Gereğinden fazla güveniyor.
Ve yanılıyor.
İşte bir örnek: İhlas ile meşveret arasında bir ilişki var mı?
Bu sorunun cevabını Bediüzzaman’ın eserlerinden ve arama motoru yardımıyla aramak isteyen bir genci düşünelim.
Arama motorunu kullanacak.
Lem’alar’daki İhlas Risalelerinde yani Yirminci ve Yirmi Birinci Lem’alarda arama yapacak.
“Meşveret”, “şura”, “istişare” kelimelerini arayacak.
Bulamayacak.
Ve hükmünü verecek: İhlas ile meşveret arasında bir ilişki yok!
Acaba hükmü doğru mu?
Cevap için Yirmi Birinci Lem’adaki şu cümleye bakalım:
“Üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i mâneviyesi dört binden geçtiğine, pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet ediyor.
“Bu sırrın sırrı şudur ki: Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri var.”
Her biri dört birim değerindeki dört kişi bir ortak maksat için yan yana gelseler bir cemaat olmuş olurlar.
Bu dört kişi “sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler” yani “kardeşlik, amaç birliği ve işbölümü/işbirliği prensipleri”ni uygulasalar, organize olmuş olmayan dört bin kişi kadar kuvvetli olabilirler.
Peki bu dört kişiyi kim yönetecek? Kendileri.
Nasıl? Meşveretle.
Nereden çıkıyor? Cümlenin devamından.
Mütesanit ekibin fertlerinin her biri diğer kardeşlerinin aklı ile de düşünecek. On kişilerse her biri on akılla düşünecek. Hesap kolay, on akıl çarpı on akıl, etti yüz akıl.
On akılla düşünmek ancak meşveretle olur. Zira meşveret ortak aklı ortaya çıkarır.
O halde ihlas nasıl bir emir ise meşveret ve karara riayet de öyle bir emir.