Hesaplarından birinden, tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak şu cümleleri yazıyor:

“Selo i.i en.kleriyle görüşemiyormuş. Bizim Şehit çocuklarımız da babalarıyla görüşemiyor. Allah ya size verecek, ya bize…”

Tepkiler üzerine bu sefer birinci resmî hesabından şerefli TBMM’nin antetli kâğıdına yazılı şu açıklamayı yapıyor: 

“Bugün sabahın ilk saatlerinde resmî sosyal medya hesaplarımdan Selahattin Demirtaş ve ailesi hakkında yapılan paylaşım, şahsım tarafından yapılmamıştır; bir danışman arkadaşımızın hesapları karıştırarak yaptığı bir paylaşımdır. Aile ve çocuk kavramı, en kutsal değerlerimizdendir. Bu konudaki hassasiyetim bi- linmektedir. Milletin vekili makamında olan biri için böyle bir dilin tarafımca kullanılması bir yana, zikredilmesi bile benim dünyama terstir. Her evlâdın siyasî görüşlerimizden bağımsız çok değerli ve biricik olduğunu bilen ve evlâdı olan biri olarak; ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın ırk, dil, din, etnik köken kav- ramlarından bağımsız çok kıymetli olduğunun bilincinde bir insan olarak şahsımla ilgisi olmayan paylaşım için çok üzgün olduğumu belirtir, danışman arkadaşımızla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığını kamuoyunun bilgisine su- narım.”

Görünüşte geri adım atmış. Böyle ise sevindirici. Ama adım geriye değil de sanki yandan ileriye atılmış bir adım gibi duruyor! 

Şu sebeplerle:

1. Açıklamada “ben yapmadım o yaptı” denilen danışmanın adı nedense(!) yok. 

2. Açıklamada “bir danışman arkadaşımızın hesapları karıştırarak yaptığı paylaşım” deniyor da hesapları karıştırmanın ne demek olduğunu anlayabilen henüz yok. 

Ne demek “hesapları karıştırmış”? Meclis lokantasının adisyonu mu bu!

Yani danışman aslında başka -ve muhtemelen adına “trol” denilen çakma- hesaplardan yapacağı paylaşımı “resmî hesaplardan” mı yapmış?

Biz merd-i kıptîyi hatırladık, ister istemez! Yanlışsak düzeltelim. Hazırız!

3. Açıklamada “şahsımla ilgisi olmayan paylaşım” diyor. Temsil ve vekâlet’in ne demek olduğunu bilmesi gereken -ve eğer yetkiyi halktan almış olsaydı zaten bilecek olan- bir vekil, bu paylaşımı için olsa olsa “şahsımın adı kötüye kullanılarak” diyebilir, ama “şahsımla ilgisi ol- mayan” diyemez!

4. Açıklamada “üzgünüm” deniyor, ama “özür dilerim” denmiyor. Neden acaba?

5. Açıklamada Demirtaş’ın çocukları ile ilgili hakaret hakkında üzüntü ifade edilmiş, ama Demirtaş’ın şahsı hakkındaki hakarete ilişkin en ufak bir tevil ya da pişmanlık yok. 

6. Açıklamada “aile ve çocuk kavramı” konusundaki “hassasiyetim bilinmektedir” diyor da belli ki en yakını olan danışmanının bile bilmediği bu hassasiyeti kim nereden biliyor o belli değil!

7. Asıl merakımız şu: Açıklamada danışman “arkadaşımız”la ilgili “gerekli iş- lemlerin yapıldığı” söyleniyor, ama bu işlemlerin ne olduğu hakkında bir bilgi verilmiyor. Konuyla ilgili uzmanlar da bu “gerekli işlem” hakkında “ekspres kuru temizleme olabilir” dışında bir tahminde bulunamadılar. 

Biz ise bizzat vekil hakkında önemli tahminlerde bulunmak istiyoruz. 

Sayın TBMM Başkanı, Meclisin itibarı önce sizin işiniz, lütfen gereğini önce siz açıklayınız!