"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Misafirdik sonuçta…

Ahmet BATTAL
26 Mayıs 2015, Salı
Geçen akşam Kırıkkale’de Yeni Asya okuyucularıyla buluştuk. Konuştuk, okuduk, dinledik.

Sohbet faslında, Yeni Asya’yı uzun süre takip etmiş olan ve bir fasıladan sonra yeniden takip etmeye başlayacağını anladığımız bir eski muhterem okuyucumuz bazı sorular sordu: 

-“Filanca siyasetçi parti değiştirdikten sonra bu haberin altında yer alan yorumlarda o siyasetçi için ağır kelimeler kullanıldı, neden?”

“Filanca siyasetçi toplantı yaptı, ama gazetemiz haberini vermedi, neden?”

“Filanca şehirde, Risalelerden bahsedilen güzel bir faaliyet yapıldı ama gazetemiz haberini fotoğrafsız ve küçük verdi, neden?” 

Sorularından bunalmadık, sıkılmadık da.

Sadece anlamaya çalıştık. 

Kendince haklıydı. Ama bu konularda kararları veren ve mesleği gazetecilik olan kişilerin de “kendilerince haklı” olabileceklerini unutmaması gerektiğini söyledik. Haklı buldu.

Kızmıştı. Ama bu kızgınlığının, aslında, yerelde yaptığı siyaset denemesinin ve siyasetle kurduğu yakın ilişkinin, elini ya da kalbini yakmış olmasından kaynaklanmış olabileceğini anlattık. İtiraz etmedi. 

Doluydu ve anlatmaya istekliydi. Ama anladık ki, iyi niyetliydi. Bu iyi niyetinin Yeni Asya’yı okumak ve okutmak biçiminde destek olarak fiilen de sürmesi gerektiğini anlattık. Kabul etti. Memnun olduk. 

“Hatasız dost arayan dostsuz kalır” kelam-ı kibarını hatırlattık. Daha fazlasını söylemedik, söyletmedik. 

Misafirliğimizi bildik.

Misafirdik sonuçta…

Ne demişler; “Misafir ev sahibinin kölesidir”, ama unutmamak lâzım ki “köleye eziyet caiz değildir”. 

Yol arkadaşımız Furkan Şahin, dönüş yolunda hukukçuluğunu da konuşturdu ve sohbette okunan bir metne yapılan yorumla ilgili ağır ve mühim sorusunu sordu.

Mektubat’ta 21. Mektup’ta geçen cümle şuydu: 

“Dünyada en yüksek hakikat, peder ve validelerin evlâtlarına karşı şefkatleridir. Ve en âli hukuk dahi, onların o şefkatlerine mukabil hürmet haklarıdır.”

Okuyanın izahı ve yorumu da şuydu: 

“Ana babanın evladına karşı tartışmasız biçimde kendisini gösteren fıtri bir şefkati var. Buna karşılık evladından hürmet görmek de ana babanın hakkıdır. Ama Kur’ân’ın bildirdiği bu hak, insan hakları listesine birinci sıradan girmesi gerekirken, maalesef modern hukukta kendisine yer bulamamış. Kanunlar ve hukuk kitapları böyle bir haktan bahsetmiyor.”

Furkan’ın sorusu ise şuydu: 

Bir Kur’ân tefsiri olarak Risalelerde geçen ve adalet kavramı olarak üzerinde durulan, ama modern hukukun üzerinde durmadığı başka hangi esaslı haklar ve yükümlülükler var? 

Soru size havale. Cevaplarınızı bekliyoruz. 

Okunma Sayısı: 2357
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    2.6.2015 15:58:25

    10,sözün 9,hakikatında haşiyede mahlukatın ve esma-i ilahiyenin hukukundan bahsediyor selam ve dua ile

  • Arif KARAHAN

    26.5.2015 16:46:41

    Değerli hocam selamlar, yazınızı ilgi ile okudum.Yazınızda benim serzenişlerimi konu etmişsiniz sizi ilgi ile takip eden bir okuyucunuz olarak sürçü lisan etmiş isem affola. Benim gözlemlerim gazetenizin yayın duruşu ile ilgili olmuştur.Ben de bir eğitimci olarak değerli şahşınızı asla kırmak incitmek istemem bu haddim de değildir. Hoş görünüze sığınarak içimden geçenleri söylemeye çalıştım belki biraz duymayanlar için büyük harfle söyledim. Selam ve dua ile kalınız. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.

  • cemal özkaya

    26.5.2015 12:17:41

    hak haktır küçüğüne büyüğüne bakılmaz. taraftarlıktan dolayı sadece manen mesul olunur onunda cezası ahirettedir. birinin hatasıyla başkası mesul olmaz. bir gemide bir cani on masum olsa o gemi batırılmaz, hatta on cani bir masum olsa yine batırılmaz. o masumun hayat hakkı vardır. ehli kitabın dinlerinden gelen adetlerine benzemek doğru değildir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı