"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Misafirdir sonuçta...

Ahmet BATTAL
23 Mayıs 2015, Cumartesi
Önceki gün, bir eski öğrencimiz ziyaretimize geldi. Eski günleri de bu günü ve yarını da konuştuk. Risaleleri de haftalık düzenli dinlediğini ve okuduğunu söyledi. Mutlu olduk.

Ancak sohbetin bir yerinde demokrasi konusundaki şüpheleri ve hatta itikatsızlığı dikkatimiz çekti.

Biz de şunları anlattık:

Bildiğiniz üzere, dinin; ferde, topluma ve devlete ait tavsiye etmeleri vardır. Bediüzzaman’ın eserlerinde de bu üçü hakkında ya temel prensipler ölçüsünde veya ayrıntı seviyesinde bilgi vardır.

Bediüzzaman’ın ferdin ihtiyacı ile ilgili temel kavramı, elbette, gerçek ihtiyacın farkında olan bütün âlimler gibi, ahireti kurtarmak mânâsındaki iman kavramıdır, küfür ve inkâra karşı mücadeledir.

Bediüzzaman’ın toplumun ihtiyacı ile ilgili temel kavramı uhuvvet ve kardeşlik ahlâkıdır. Bu ancak sünneti ihya ile olur. O da ancak reform perdesi altında piyasaya sürülen bid’aları teşhis ve onlara karşı durmak ile olabilir.

Bediüzzaman’ın devlet ve siyasetle ilgili temel kavramı ise bu alandaki en esaslı ihtiyaç olan “tam adalet”i ve “hakikî faziletli hürriyet”i rejimin kalbine yerleştirmektir. Bu ise, ancak, her türlü baskı ve istibdadı devletten söküp atmak ile olabilir.

“Adalet-i hakikiye ile bu asırda insanları mes’ud edebilir bir istidatta bulunan, Risale-i Nur”un, beşinci Halife Hazreti Hasan’ın yarım kalan görevini tamamlamak üzere ilham edilmiş “Halife eserler” olmasının sebebi de bilhassa adalet alanında yaptığı yeni içtihattır. Adalet-i mahzayı tatbik etmekten bahanelerle kaçıp adalet-i izafiye perdesi altında zulümler yapmak mü’mince olamaz.

Devletin adaleti için hürriyet lâzımdır. Hürriyet için de meşrûtiyet denilen rejime ihtiyaç var. Meşrûtiyeti (yöneticinin yetkilerinin “mutlak” olmaktan çıkarılıp şart ve kayıtlarla sınırlandırılması rejimini) meşrûiyet ile (şeriatla) çerçevelemek, demokrasiyi İslâmileştirmek demektir. Bu da ancak Anayasalı rejimle olur.

Birinci meşrûtiyet denemesi 1876’da başarılı olamadı. Zira ilmiye sınıfından duâcısı ve destekçisi yoktu.

İkinci demokrasi denemesi kısa sürdü, ama yaşadı ve fidan toprağa kök saldı. Zira ulemadan Bediüzzaman, az sayıda talebesi ile birlikte, saltanata nisbeten bid’at olan bu rejimi bid’ay-ı hasene sayarak destekledi, fidanı suladı.

Üçüncü demokrasi denemesi 1950’den 1960’a kadar sürdü, İslâm coğrafyasına kök saldı, zira Bediüzzaman ve talebeleri destek oldu.

Sonraki her kesintiden sonra, her deneme, Nurcuların desteği oranında başarılı oldu.

Nurculardan başka da demokrasiye destek veren kimse –maalesef- olmadı.

Üstelik bu destek de “iman hizmeti bana yeter” diyerek Risalelerin hayat ve şeriattaki vazifesiyle ilgilenmeyen “düz okuyucular” yüzünden hep zayıf kaldı.

Ama ümitliyiz…

Muhatabımız, “ben iman, hayat ve şeriat meselesini daha önce böyle düşünmemiştim” dedi.

Sorduk: Münâzarât’ı münâzaralı okuyor musunuz?

Hayır, dedi muhatabımız.

“Müzakere ve münâzara yapmadan Münâzarât’ı nasıl anlayabilirsiniz ki? Münâzarât’ı anlamadan Birinci Said’i ve Birinci Said’i anlamadan Risaleleri nasıl anlayabilirsiniz ki?” demek geçti içimizden, ama vazgeçtik…

Misafirdir sonuçta…

Umarız, Risaleleri “düz okuyan” o misafire, bu yazıyı okutursunuz. Biz de “eyle yüzüne” ve “hem de dümdüz” söyleyemediklerimizi nazikçe anlatmış oluruz kendisine…

Kızımızın okuyup anladığını, “gönüllü gelmişse” ve okutabilirsek, “gelinimiz” de anlar her halde…

Okunma Sayısı: 2383
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said ceylan

    26.5.2015 09:49:29

    Sayın yazar,çok problemli bir yazı yazmışsınız.ikinci ve üçüncü demokrasi denemeleri olarak yazdığınız kısımlar tamamen yanlış ve risale-i nurla alakası olmayan bilgiler.evet münazarat diyorsunuz ama önce sizin bir daha dikkatlice okumanız lazım.nedemek bidat,nedemek bidayı hasene.kesinlikle böyle bir anlayış yok üstadımızda ve risaleler de.ruhu ve hayatı şeriattandır diyor siz bidat diyorsunuz. Uzatmaya gerek yok fakat münazaratı acil okuyun sayın yazar.birde saltanatla alakalı yeri okuyun.

  • TATAR RAMAZAN

    23.5.2015 11:19:12

    Hocam elbette vazifemiz anlatmak ama nasip olmayınca da olmuyor ki. Bazıları da nato mermer nato kafa çıkıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı