Adliyelerde –ne demekse- bilhassa “iktidara yakın” bazı hakim ve savcıların masasında bir masa takvimi var.
Yargıda Birlik Derneği isimli derneğin bastırıp dağıttığı bu masa takviminde, derneğin mottosu olarak kabul edildiği anlaşılan şu söze iri harflerle yer verilmiş:
“Ne zulüm, ne merhamet, sadece adalet için”.
Bu mottoyu seçen hukukçuların şu meşhur cümleden de etkilendiklerini düşünüyoruz:
“Bir zaman bir hâkim, bir hırsızın elini kestiği vakit, eser-i hiddet gösterdiği için, ona dikkat eden âdil amiri onu o vazifeden azletmiş. Çünkü Şeriat namına, kanun-u İlâhî hesabına kesse idi, nefsi ona acıyacak idi. Ve kalbi hiddet etmeyip, fakat merhamet de etmeyecek bir tarzda kesecekti. Demek, nefsine o hükümden bir hisse çıkardığı için, adaletle iş görmemiştir.”
Derneğin seçtiği “Ne zulüm, ne merhamet, sadece adalet için” cümlesi, bize, Necip Fazıl’ın filmi de çekilen meşhur “Reis Bey” romanında yer alan ve adalet ve merhamet arasındaki ilişkiye dair ipuçları da içeren bazı replikleri de hatırlattı.
Bu cümle bir kişinin bir olayda kalbinden geçenleri seslendirmesi niteliğinde olsa ve öyle kalsaydı amaca uygun olacaktı, itiraz gerekmeyecekti.
Gerçekten bazı hallerde “merhametinizi istemiyorum, adalet istiyorum, zulmetmeyin yeter” demek haklı bir yaklaşım olabilir.
Öte yandan devletten merhamet beklemek değil, adalet beklemek daima daha mantıklıdır. Hele bu zamanın devletlerinde maneviyat ve ruh zor bulunduğundan, merhameti, devletten ziyade fertlerden ve sivil toplumdan beklemek daha mantıklıdır.
Ama bir Hukuk Derneğinin ya da bir Hukukçular Derneğinin merhameti reddetmeye varan bu fikri sahiplenmesi hususunda bir parça düşünmek lazım.
Zira Dernek kendisine motto seçerken “neye karşı” ve “neye taraftar” olduğunu ifade ediyor demektir.
Gerçekten konu “taraf olmak”sa hukukçunun zulme karşı ve adalete taraf olduğunu söylemesine gerek yoktur. Aksi düşünülemez.
Ama bir Hukukçu Derneği’nin merhamete taraftar olmaması garip bir durumdur.
Hele merhamet ve zulmü adaletin karşısına ve dolayısıyla hukukçuların istemedikleri ve taraftar da olmadıkları şeyler tarafına koymak fevkalade tehlikelidir.
Sebebi aslında gayet basittir: Adalet ve merhamet Allah’ın insana verdiği olumlu duygulardan ikisidir. Hukukçu için öncelik adalettedir. Adaletsiz merhamet yanlış kullanılmaya daima uygundur. Merhametsiz adalet ise mekaniktir, ruhsuzdur, hatta amaçsızdır.
Allah Gafurdur, mağfiret eder. Ve Rahimdir, merhamet eder. Hukukçulara ne oluyor da rahmet ve merhameti reddediyorlar?