"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niyet ettim sivil kalmaya...

Ahmet BATTAL
04 Mart 2017, Cumartesi
Hadiseler ders verir. Alana, alabilene.

Son yıllarda ülkemizde yaşanan hadiseler, çok kişiye ve gruba, çok konuda çok etkili dersler vermiştir. Zira bir musîbet bin nasihatten yeğdir. 

Hadiseler, dine hizmet fikriyle ortaya çıkanlara acaba hangi dersleri verdi? 

İki yönden bakalım:

Dinî cemaatlerin karar mekanizmalarında yer alanlar, her halde şunları artık anlamış olmalılar:

1. Dine hizmet maksadıyla yapacağımız faaliyetlerde devlete yaslanmayacağız. Devletten ve siyasetten müstağni kalacağız. 

2. Devletten “bize özel himaye” de, “bize özel” imkân ve fırsat da talep etmeyeceğiz. 

3. Devletin istihbaratıyla ve gizli işleriyle ilgilenmeyeceğiz. Bize “özel istihbarat” getirmeye kalkana daima şüpheyle bakacağız. 

4. Devlet yetkisi kullanan iktidar sahipleri, “biz”e bir imkân vermeyi teklif ediyorsa, öncelikle karşılığında -rey de dahil- bir şey isteyip istemediğine bakacağız. Karşılık bekliyorlarsa uzak duracağız. 

5. Bizi temsilen hareket edenlerin, devlet erkânı ile bizi temsilen kurdukları ilişkilerde “temsilin namusu”nu korumalarına dikkat edeceğiz. 

6. Devlet erkânına “buyurmayacağız” ve onlardan buyruk da almayacağız. 

7. Gerekli gördüğümüzde devlet erkânına akıl-fikir vereceğiz, ama onlardan akıl-fikir alırken çook dikkat edeceğiz. 

8. “Bizim yetiştirdiğimiz adamlar”dan devlet memuru ve bürokrat olmak isteyenlere “makam farkı”nı tam olarak öğreteceğiz.

9. Bizim yetişmiş adamlarımızın elde edebileceği siyasî ya da bürokratik statü bizi özel olarak ilgilendirmez ve özel olarak memnun da etmez. 

10. Yetişmiş adamlarımızın devletin emrine verdiği mesai, din hizmeti değil, olsa olsa vatan hizmetidir. Bu da güzeldir, ama sahibi “biz” değiliz, devlet ve millettir. O mesaiye müdahale etmeye hakkımız asla yoktur. 

Her türlüsünden cemaat ehli olan kişilerin devletle ilişkilerinde uyacakları kurallar da şöyle sayılabilir:

1. Gündüz resmî mesaimde devletimin ve milletimin hizmetindeyim. Akşam ise sivilim ve cemaatimin ve dinimin hizmetindeyim. 

2. Gündüz ve gece mesaimi birbirine karıştırma hakkım yok. Devlet hizmetindeki muhataplarıma dinî nasihat etme hakkım olmadığı gibi din hizmetindeki dost ve muhataplarımı da devletteki statümden faydalandırma hakkım yok.

3. Devletimin hizmetinde iken emri devlet hiyerarşisi içindeki amirlerimden alırım. (Onların amiri seçilmiş siyasilerdir. Onların da amiri onu seçen millettir.) Akşam gönüllülüğe dayalı cemaat hizmetinde amirim ise cemaatimin karar mekanizmalarıdır. 

4. Bu fikirlerimi ve hayat prensiplerimi amirlerime daima deklare etmeliyim ki akşamki gönüllü mesaim konusunda onların kafası karışmasın ve bana karşı bir itimatsızlıkları söz konusu olmasın. 

Dersler çoğaltılabilir…

Bu dersleri almayan cemaatler ve mensupları, hem kendilerine gelecek musîbeti ve hem de millete ve dine gelecek yeni küçük ya da büyük musîbetleri beklesinler. 

Cemaate ve ferde gelen dünyevî musîbetler (hapis, sürgün, müsadere vs.) hakikatte musîbet değildir. Sabırla ve bilhassa şükürle karşılandığında birer mükâfattır, günahlara da kefarettir.  

Asıl musîbet ise dine gelen musîbettir!

Ey cemaatler ve fertleri, titreyin ve kendinize gelin. Niyet tazeleyin…

Okunma Sayısı: 3167
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MuhammedSaid

    4.3.2017 18:53:31

    "2. Gündüz ve gece mesaimi birbirine karıştırma hakkım yok. Devlet hizmetindeki muhataplarıma dinî nasihat etme hakkım olmadığı gibi din hizmetindeki dost ve muhataplarımı da devletteki statümden faydalandırma hakkım yok." Bu maddenin ikinci kısmı tamam fakat birinci kısım her mü'minin vazife-i asliyesi değil midir? Bu kısmı biraz daha açar mısınız?

  • Abdullah TUNÇ

    4.3.2017 10:47:14

    Dine hizmet niyetiyle ortaya çıkan cemaatların gözününde bulundurmaları, ders almaları,uymaları, gerekenler ferasetle ortaya konulmuş.Bu yazılan maddeler belki Yeni A'syada değişik zamanlar parça,parça yazılmış olabilir ama, böyle derli,toplu bir şekilde,sivil bir toplum kuruluşu olan dini cemaatların devletle olan münasebetleri,sivil pozisyonundaki görevleri ile devlet nezdindeki görevlerini bu kadar açık,net ve doğru bir şekilde ortaya koyan bir yazı çıkmamıştır desem her halde yanılmış olmam...Bu konuda İlk sefer böyle mükemmel bir yazı görüyorum. Nurani bir nazarla meseleye bakılmış,işin iç yüzü ferasetle keşfedilmiş ve mahirane ortaya serilmiştir.Ahmet Hocamı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Harika bir uyarı yazısı olmuş.Risale-i Nurun derin içtima-i derslerini derinden kavrayan bir Nur talebesine de bu yakışır. Rabbim inayetini bu cemaat üzerinden eksik etmesin.Amin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı