Okuyucumuz Feyza yazıyor: Hocam ben çocukluğumdan beri Yeni Asya okuyan bir ailede yetiştim. Son zamanlarda çevrenin de etkisiyle zihnimi meşgul eden bir iki husus var. Cevap verebilirseniz ziyadesiyle memnun olurum.
Değerli Feyza,
Aslında sorularınızın cevapları eski yazılarımızda çok ayrıntılı olarak var. Kısa cevaplarımız aşağıda sorularınızın altında. İnşallah hem zihninizi temizler ve hem de okutmak istediğiniz kişiler açısından da işinize yarar.
Soru 1. Yeni Asya’nın içtimai ve siyasi alanda belli bir çizgisi var, bu malum ve Yeni Asya bu çizgiyi de Risale-i Nur perspektifiyle istikametle devam ettirme niyetinde olduğunu ifade ediyor. Bu doğrultuda da yazılan yazılar, atılan manşetler genel olarak muhalif bir çizgide görünüyor. Çoğunlukla da çarpıcı manşetlere yer veriliyor ve hatta kimilerine göre -bazen bana göre de- sert bir dil kullanılarak yazılan yazılar yayınlanıyor.
Sorum şu: Bu yazıların Yeni Asya’ya ne faydası var? Hükûmeti bu kadar eleştirmeli mi? İlaveten asıl gayesi iman hizmeti olan bir camianın bu kadar siyasi fikir yayını yapması, bilhassa herkesin çok hassas olduğu şu zamanda, ne derece münasip ve bunun sizce artı-eksi değerlendirmesi nasıl?
Cevap: Öncelikle varsa üslup hatalarını net biçimde ve somut ifadelerle ikaz etmelisiniz.
Net ve kimine göre sert yazılarda, mesele gazeteye ne faydasının olacağı değil. Mesele temel kaynaklardaki prensipleri olaylara doğru şekilde uygulayarak dillendirmek ve muhataplarına ulaştırmak.
Riski olsa da... Zira risk bizim meselemiz değil ve olmamalı.
Yaptığımız işe “hükümeti eleştirmek” demeyelim de her görüşten, ama bilhassa icraatlarıyla gelişmeleri yönlendiren iktidar mensupları başta olmak üzere siyasetçi ve bürokratlara “tavsiye ve ikazda bulunmak” diyelim. Üstadın “siyasiyyunu irşad” dediği bu vazifeyi birileri yapmalı. (Mustafa Akyol’un Yeni Asya’nın geçen seneki yıl dönümü broşürü için yazdığı “Dindar muhalefet ihtiyacı ve Yeni Asya” başlıklı yazısını bu babda bilhassa tavsiye ederim).
Gazete çıkarmak, takdir edersiniz ki aynı zamanda iman hizmetinin önündeki siyasi ve hukuki engelleri kaldırmaya da yardımcı olan önemli bir tebliğ faaliyeti...
Hem gazete çıkaran ekip bunu yaparak sadece bir grubun değil bütün hizmet gruplarının ve hatta bütün dindarların ve dolayısıyla milletin önünü açmaya çalışıyor.
Bunun bu gün somut sonucu ise şu: Bilhassa AKP’ye oy vermeyen %50-60’lık kesimin iman hakikatlerine olan ihtiyacını siyasi bir takıntı ile karşılaşmaksızın giderebilecek olan tek camia hükümete karşı yeterince müstağni kalabilenler. Yani Yeni Asya ve sadık okuyucuları.
İşte vazife ve işte asıl büyük hedef kitle.
Siyasetçiye adalet dersi vermek, başından beri Bediüzzaman’ın ve Lahikalarıyla birlikte bir Külliyat oluşturan Risalelerin de ana konusu.
“Marjinal gazete” tezi ise gerçek değil sadece birilerinin gerçekmiş gibi göstermeye çalıştığı bir yanılsama.
Bunun sebebi ise gazeteyi yayınlayan ekip değil. Bu yaftayı başkaları yapıştırıyor. Çoğu da ard niyetli ve kıskanç kişiler.
Etkilenenler ise siyaseten dış etkilere açık olanlar ve gazeteye de sahip çıkmaktan vazgeçenler. Yoksa bu ekip ortak doğruya sahip çıkan ana damarı temsil ediyor ve devam edecek.
Soru 2. “Beşer zulmeder, kader adalet eder” kaidesince düşündüğümüzde bazıları birtakım İslami kaidelere zıt hareket ederek mukaddesatı kullandıkları için neticede kaderin şiddetli bir tokadını yediler. Ama bu onlara zulmeden ellerin zalim olduğu gerçeğini değiştirmedi.
Bugün Yeni Asya’ya da aynı şekilde bakabilir miyiz? Çeşitli kişiler ve gruplar tarafından da Yeni Asya’ya iftiralara varacak kadar şiddetli suçlamalar ve tazyikatlar var.
Belki siz bu durumları kim bilir daha önce de yaşadınız, ama ben genç bir okuyucunuzum ve daha önce cemaatimle ilgili hiç bu kadar ağır eleştirilerle karşı karşıya kalmamıştım. Yetkilileri tarafından bunun bir özeleştirisi yapılıyor mu? En ufak meselesinde bile meşvereti esas tutan bir camia olarak yine bir meşveret heyeti tarafından hatalar da tartılıyor mu?
C.: Gazeteyi neşredenler elbette özeleştiri yapmalılar ve zaten yapıyorlar da.
Meşveretler bunun zeminleri.
Bu zeminlerde meşveret edenler, imkanları ölçüsünde en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu noktada ideal noktaya gün geçtikçe daha da yaklaşıyorlar. Sizin nesliniz, ölçü ve prensiplere sadakat şartıyla daha da iyisini yapacak ve örnek olacak inşaallah.
Size tavsiyemiz saldırıları, ayrılık ya da dargınlıkları görmeyin. Hizmetinizle meşgul olun. Zira şeytan boş durmaz. Biz de boş durmamalıyız. Aksi halde şeytan tabiatlı insanlar ve şeytanlar boşluğumuz doldurur.
Dışarıdan ve dost görünenlerden gelen ağır ve haksız eleştirilere gelince; eskiden de vardı ama şimdiki gibi internet olmadığı için çok duyulmazdı. Sizi rahatsız ediyorsa -ki aslında herkesi eder ve etmeli, sadece bazıları “şerbetlidir” ya da zaten işi bu kanalları takip etmektir, onlar çok etkilenmeyebilirler- internet lağımlarından uzak durun.
Gazeteyi çıkaran ekibe de hem kavlî, hem fiilî duaya (desteğe) devam edin.
Okumaya, okutmaya, müfritane irtibata devam ederek. Selamlar.