"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oyum ziyan olmasıncılara…

Ahmet BATTAL
15 Mart 2018, Perşembe
Geçen haftaki yazılarımızın birinde, Demokrat Parti’nin, resmen kayıtlı üye sayısı itibariyle AKP ve CHP’den sonra üçüncü parti durumunda olduğunu rakamlarıyla ve delilleriyle yazdık ya. Hayli ses getirdi.

Ve bazı dostlara da sordurdu: “Bu kadar çok üyesi olan bir partinin neden bu kadar az oyu var?”

Aslında cevabı basit:

Demokrat Parti’nin (eski adıyla DYP’nin), 2002 seçimlerinde, kıl payıyla, yüzde onluk barajın altında kalmak suretiyle Meclisin de dışında kalmasından sonra, AKP lehine ve DYP-DP aleyhine bir rüzgâr estirildi.

Ve ondan sonraki her seçimde, Demok- ratlar ve kemikleşmiş seçmenleri, rakipleri tarafından, “Yüzde onluk barajın altında kalacak bir partiye oy verip de oyunuzu ziyan etmeyin, hem bu da demokrat, hem de muhafazakâr demokrat” yalan propagandasının etkisi altına alındılar. Bu propaganda çoklarının üzerinde etkili oldu. Daha önce DYP’ye kaydolup oy vermiş olan seçmenlerin gittikçe artan oranda bir kısmı, partisinden, fikren değilse de fiilen koptu, ama kaydını da sildirmedi.

Seçmeni motive etmeye değil, seçmenin tercihini manipüle etmeye yönelik olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılan bu propagandalar “zımnî bir yalan”dı.

Zira herhangi bir parti için “o parti barajın altında kalacak” demek, “Ben gelecek seçimlerde hangi seçmenin hangi partiye oy vereceğini şimdiden kesin olarak biliyorum” demektir ve bu beyan en azından kader inancımıza aykırı.

Ama bu usturuplu yalan ve hakaret her seçimde işletiliyor.

Araştırmadan ve dikkatli düşünmeden karar veren seçmen bu söylemlerden etkilenebilir. Bunu anlayışla karşılarız.

Fakat “Ben okurum, hatta yazarım, ben bir entelektüelim” diyenlerin bu yalana kanması olacak şey değil. Ama oluyor. Onlar dahi kandırılıyorlar.

Bir zamanlar tek başına iktidar veya iktidar ortağı olmuş herhangi bir siyasî cereyanın, toplumda karşılığı da varsa, o seviyeye yeniden gelmesi her zaman için pekâlâ mümkündür. Bu sadece teorik bir ihtimal değildir. Bu aynı zamanda muhtemel bir ihtimaldir.

Ama bu basireti gösteremeyen çok sayıda insan 2002’deki ve sonrasındaki seçimlerde yaptıkları hatalı tercihlerini şimdilerde sorguluyorlar.

Bunların çoğu “elimiz kırılsaydı da …” ile başlayan cümleler kuruyorlar. Amma “ba’de harabil Basra” (Basra harap olduktan sonra)…

Ama “Basra harap oldu” diye koca Dünya da çat diye ortadan ikiye mi yarılsın. Elbette hayır. Zira hayat devam ediyor. Hem Basra bile yeniden imar edildi!

O halde, bari “önümüzdeki seçimlerde oyum boşa gitmesin” fikrinden kurtulalım.

Zira oyumuz, ancak ve sadece, aslında iktidar olmasını istemediğimiz bir partiye destek olduğumuz zaman boşa gider.

Okunma Sayısı: 5418
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan unlu

    15.3.2018 15:09:11

    Medya tarafi oldugu parti ve liderini oyle pohpohlayip servis ederki toplum diger goruslere yer verilmediginden ulkede uc bes siyasi parti var sanir. Medya cok is goruyor.

  • Gündüz Alp

    15.3.2018 11:02:00

    Sayın Battal, kamuoyu yalan-dolan üzerine cereyan öyle bir algı bombardımanına maruz ki, kafasını kaldırıp da ülke gerçeklerini görmesine, sağlıklı düşünmesine mani oluyor. Algıdan birisi sizin söylediğiniz "oyum ziyan olmasın" bir diğeri de "başka alternatif mi var?" Her ikisi de algın ve hipnozun söylettiği mantıklı gibi görünen ama akla ve mantığa yatmayan sözler. Çünkü bunu söyleyenler, eğer fanatik taraftar değillerse ve bir kasıt yok ise, - özür dilerim ama - "öğretilmiş çaresizlik" kurbanlarıdır, diyebilirim. Çünkü bu iktidar iş başı yapalı 16 yıl oldu. Her şey bu iktidarla başlamadığı gibi her şey bu iktidarın sonuyla da son bulacak değildir. Zihinlere böyle bir düşüncenin adeta çivi gibi çakılması, sadece, bu ülkeye hürriyetçi demokrasinin ve gerçek demokratların gelmesini geciktirir, başka değil.

  • Gündüz Alp-3

    15.3.2018 10:48:27

    Sayın Battal, kamuoyu öyle bir algı bombardımanına maruz ki, kafasını kaldırıp gerçekleri görmesine izin verilmiyor. Yalan-dolan esaslı propaganda sarmalında sürekli savrulma yaşıyor. Algıdan birisi sizin söylediğiniz "oyum ziyan olmasın" bir diğeri de

  • Abdullah TUNÇ

    15.3.2018 07:48:34

    Demokratlar, çizgi ve misyonlarını iyi anlatmalıdırlar. Demokratların geçmişin de ciddi kırıklıklar yoktur. Çok önemli maddi ve manevi hizmetlere imza atmışlar. Bunu Türkiye'nin en zor zamanlarında başarmışlar.Sanayinin temelini oluşturan Keban barajı ile İskenderun Demir Çelik tesisleri bu hizmetlerin başında gelir. Manevi cihetten de millete tam bir hürriyet havasını teneffüs ettirmişlerdir. Yüzde 5 enflasyön ve yüzde 7 kalkınma hızını gerçekleştirmişlerdir.Bütün bu hizmetleri ve engelleri ve ödedikleri bedellerle birlikte millete anlatmalıdırlar.Hürriyet, Adalet ve cesaret Demokratların üç büyük özelliğidir.İçinde bulunulan korku ortamını ortadan kaldıracak ancak bu vasıflara sahip demokratlar olabilir.Vaktiyle tam bir suskunluğa büründürülen Türkiye'yi, konuşan Türkiye sloğaniyle yola çıkarak,konuşur hale getiren Rahmetli Demirel olmuştur...Bu vazife bu günde Demokratlara düşüyor...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı