"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oyun kurucu

Ahmet BATTAL
09 Ocak 2020, Perşembe
Hanım okuyucularımız bilemeyebilir, ama beyefendiler gayet iyi bilir. Çocukluğumuzda, mahallede sokak arasında maç yapmak istediğimizde aramızdan bazıları “oyun kurucu” olurdu.

Bir takımın lideri oyun kurucu olarak ortaya çıkmış olur ve çoğu zaman karşısına oyun kurucu olarak kimin çıkacağını da o söylerdi. 

Çoluk çocuktan iki takım çıkarma ve oyun düzeni kurma işi o “oyun kurucu”ların işiydi. Meşhur “aldım verdim…” hikâyesi.

Hatta kuralları ve hakemi de o oyun kurucular belirlerdi. 

Oyun kurucu olmak kimin işiydi?

Dayısı Almanya’dan “meşin top” getirmiş olanlar “topa sahip oldukları” için oyun kurucu olurlardı. “İyi oyuncu” ya da “iri oyuncu” olup olmadıkları önemli değildi.

Bazen iyi oyuncular da oyun kurucu olurlardı. Fakir de olsalar iyi oynuyorlarsa hürmet görürlerdi. 

Ama en ciddî oyun kurucular “büyük” olanlardı. Yaşça ya da vücutça büyük olanlar oyun kurucu olarak öne çıkma konusunda daima daha avantajlı idiler. 

Devletler arası ilişkiler mahallede çocuklar arasındaki ilişkilere pek benzemez. Ama ana dinamikleri benzer. 

Türkiye’nin “oyun kurucu” olmasını her Türk vatanseveri ister. Bu normaldir. (Diğer ülkelerin vatanseverleri de kendi ülkeleri için aynı şeyi arzu edebilirler. Bu da normaldir.)

Filanca ülkeler ile ittifaklar ve paktlar kurmak, falanca devlet ile yakınlaşıp uzaklaşmak, normal şeylermiş gibi görülüyor, isteniyor, değerlendiriliyor. 

Ama kendimizi dev aynasında görmemeliyiz. Dışarıdan bakana, “bu zavallı aç tavuk kendisini darı ambarında görüyor” dedirtmemeliyiz. 

Bir de Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmamalıyız. 

İlla oyun kurucu olmak istiyorsak üç yolu var: 

Ya top bizim olacak. Yani sosyal avantajımız olacak.

Ya iyi oyuncu olacağız. Yani teknik avantajımız olacak. 

Ya da büyük olacağız. Yani fizikî avantajımız olacak.

Üçü de yoksa, tek başımıza oyun kurucu olamayacağımız yani kendimize bağlı bir ekip kuramayacağımız açık. 

Nitekim doksanlarda Doğu Blokunun çökmesinden sonra “Türkî Cumhuriyetler” adıyla ortaya çıkan bir grup devleti yanımıza alıp oyun kurmak istedik. 

Ama meğer karşımızda varmış “Karaman’ın koyunu”. Çok geçmeden çıktı oyunu. Bizim taktik hatalar da etkili oldu ve takım dağıldı. 

Üçü de yoksa geriye tek çare kalıyor. Oyun kurucuları ortaya çıkaracak kalıcı paktlar kurmak. 

Bu konuda en tecrübeli ve dengeli pakt Avrupa Birliği. Dersimizi oradan almalıyız. 

Ama sırtımızı dönerek değil. Yüzümüzü dönerek.

Okunma Sayısı: 2548
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı