Diyanet İşleri Başkanı ve Başkanlığı, Ankara Barosu ve Savcılık üçgeninde yaşanmakta iken siyasetin de bir konusu haline gelen ve aslında “ahlâka mı, ahlâksızlığa mı taraf olacağız” ile özetlenebilecek iken din ve laiklik tartışmaları üzerinden siyasete kurban edilmek üzere yatırılan konu bize bir defa daha gösterdi ki…
Bugünün silâhları gerçeği çarpıtmak için kullanılan araçlar.
Bu vesileyle eski bir öğrencimizin konuyla ilgili bir mektubunu paylaşmak istedik:
***
“Merhabalar Ahmet Hocam,
“Ben Siyaset Bilimi Bölümü’nden eski öğrenciniz Onur. Umarım afiyettesinizdir ve her şey yolundadır hayatınızda. Esasında bu metni daha önce değişik vesilelerle yazmak istedim. Fakat bugüne/bugünlere kısmetmiş. Sanırım Corona’ya bir teşekkür borçluyum, bu geniş zaman dilimlerini vererek ertelediğim düşüncelere fırsat verdiği için.
“Oxford Dictionaries her yıl; o yıl içerisinde cereyan eden olaylara ve ön plana çıkan kişilere ithafen yılın sözcüğünü seçiyor. Zannediyorum 2017 yılında da “yılın sözcüğü”nü Post-Truth olarak seçmişti. “Hakikatler sonrası” anlamına geliyormuş.
“Doğruların, verilerin ve hakikatlerin önemini yitirdiği, popülizmin ve algıların çağı için bu tesbiti oldukça anlamlı buldum. Bunu getiren koşulları bir çağ yangını olarak kabul ediyorum kısmen.
“İlgilerini; görselliğin gücüne, ana akımın şiddetli seslerine, düşünmeden hareket etmenin muazzam konforuna kaptıran kitlelerin tüm dünyada makbul sayıldığı bir çağ yangını.
“Rasyonelliğin, makuliyet içerisinde kalmanın, gerçekleri her koşulda algılara tercih etmenin ise ötekileştirildiği ve yabancılaştırıldığı...
“Tüm bunları düşünürken size derin bir teşekkür borçlu olduğumu fark ettim. Hem öğrenciniz olduğum hem de sohbetinizden istifade etme fırsatı bulduğum dönem içerisinde her zaman akl-ı selimin, gerçekliğin, rasyonelliğin, şeffaf ve açıklanabilir olmanın samimî örneklerini şahsınızda defaatle izledim.
“Sanırım insanlığın-belki de en çok kaderimiz olan coğrafyanın-bugün yeniden ihtiyaç duyduğu düşünce ikliminin izdüşümleriydi şahit olduklarım, şanslıydım ve bunun için tüm içtenliğimle teşekkürlerimi sunuyorum.
“Yazılarınızı keyifle ve ilgiyle okuyup mümkün olduğunca da okuttuğumu bilmenizi isterim. Hatta yazılarınızın vurgulamak istediğiniz bazı bölümlerinde sizin sesinizi duyar gibi oluyorum.
“En derin saygı ve muhabbetlerimle.”