Külliye’nin kedisi kim?
Referandum öncesinde de yazmıştık. Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki danışmanların resmî listesi hakkında resmî web sayfasında resmî bir bilgi bulamadık. Basındaki bilgilere göre “bazılarının” danışman ya da baş danışman olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ama doğruluğunu ve halen de sürüp sürmediğini teyit edemiyoruz.
Yeni sistem tam yürürlüğe girdiğinde Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar hakkındaki durumun da böyle olmasını elbette hiç kimse istemez.
Yeni sistemin uyum kanunlarını hazırlayacak olanlardan rica ediyoruz. Bari siz dikkat ediniz. Bilgi çağında ve bilgi toplumundayız. (Bundan bir adım sonrası güvenlik çağı ve güvenlik toplumu). Bilmek istiyoruz. Lütfen interneti doğru kullandırınız.
Eyyy HSYK!
(Dikkat ediniz, biz eski ve artık olmayan HSYK’ya hitap ediyoruz. Yoksa yeni HSK’ya hitap etmek aklımızın ucundan bile geçmez. Zira o yeni ve sorumlu değil. Ve o yeni Kurulun birazını seçecek olan Cumhurbaşkanından başka kimsenin ona böyle hitap etme hakkı yoktur ve olmayacaktır. Bunun bilincindeyiz.)
Terörist olduğu iddia edileni tutuklamayan hâkimi tutuklayıp bırakan hâkimi bırakıp tutuklayan hâkimi de teröristlikten tutuklamışlar!
Eyyy HSYK, yazılıp söylenenlere göre, operasyonlardaki operasyoncular hakkındaki nihaî operasyonu sen koopere ediyorsun. Demek MİT’ten gelen bilgilerle çok şey biliyorsun. Ne kadarını ne zaman açıklayacaksın?
Ne zamana kadar ülkemizin adalet sistemini MİT Hukuku (!) ile idare edeceksin?
Dünya dünya, söyle bana!
Benden güzel var mı bu dünyada?
Benden büyük var mı bu dünyada?
Beşten büyük var mı bu dünyada?
Ben beşten büyük müyüm?
Ey Dünya, sen beşten büyüksün ya bilirsin…
Ama ne olur yalan söyleme! Bıktım çevremdeki yalancılardan.
(Farkındayız sorular çelişkili. Ama olsun, bu kadar kusur ancak bizde olur!).
Ya Mazhar Osman “delisin” derse…
Hikâyeyi biliyorsunuz:
Meşhur akıl sağlığı hekimi Mazhar Osman’a birileri, “delilerle çok uğraşıyorsun, sen de delirdin” diye takılacak olmuş.
O da cevabı yapıştırmış: Dikkat et. Sen bana “delisin” deyince bana bir şey olmaz, ama ben senin hakkında “bu adam deli” dersem işin zor!
Bu günlerde siyasetçilerimiz AGİT’e, Avrupa’ya ve diğer uluslar arası kuruluşlara “işinize bakın, sizi takmıyoruz, insan hakları, basın özgürlüğü ve seçim güvenliği gibi konularda notumuzu kırmanız bizim için bir şey ifade etmez” türünden destekli-desteksiz atışlarda bulunuyorlar ya.
Bu durum bize yukarıdaki fıkrayı hatırlattı.
Ve şu soruyu sordurdu: Medeni dünya bizim ne dediğimize mi yoksa Mazhar Osman’ın ne dediğine mi bakıyor!