Yeni Anayasa muhabbeti konusunda TBMM Başkanı ve bir nevi Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Şentop hiç iştahlı konuşmuyor. Demek bu işe o da inanmıyor.
Ama Adalet Bakanı Abdulhamit Gül çok istekli ve inançlı görünüyor. Oysa dün de yazdığımız gibi aslında biliyor olmalı ki bu iş AKMHP ile ve bu Meclisle olacak iş değil.
Gül’ün son beyanı şöyle:
“Türkiye’de her kesimin ‘bu benim anayasam’, ‘evet benim ruhum var’ diyebileceği anayasayı yapmak bizim birinci görevimiz. Bu anayasayı milletimizle beraber yapacağız. Meclis’ten ne çıkarsa çıksın milletimizin onayına sunacağız.”
Birinci ve üçüncü cümle arasında çelişki var. Geçelim.
Daha önemlisi “Meclisten ne çıkarsa çıksın milletin onayına sunacağız” garip bir vaat. Onu da geçelim.
Ama biz bu ruh meselesine takıldık.
Her bir vatandaş “bu anayasada benim de ruhum var” diyecekmiş ve diyebilecekmiş.
Sayın Gül,
Siz, yıllardır size oy vermekte iken vazgeçmiş olan milyonların neden vazgeçtiği hakkında bir araştırma yapsanız şunları görürdünüz:
Milleti sizden “bu Anayasa”ya uymak zorunda kaldığınız için yaptığınız kötü icraat sebebiyle soğumadı. Yani derdiniz kötü anayasa değil.
Aksine, millet sizden, bu anayasanın adalet hususundaki en temel prensiplerini sürekli ve düzenli ihlal eden bir yargı düzenini kurduğunuz ve bunu görmenize rağmen değiştirmemekte ısrar ettiğiniz için soğudu.
Hadi bu cümlemizle insafsızlık ediyoruz diyelim ve şöyle söyleyelim:
Millet, sizden, bu Anayasada da açıkça yer alan; suçun ve cezanın şahsiliği ve kanuniliği ilkesi, şüpheden sanık yararlanır kuralı, masumiyet karinesi, savunma hakkının kutsallığı, adalete hızlı erişim hakkı ve benzeri insan haklarını sürekli ve düzenli olarak hiçe sayan ve istihbarat devletinin yargısına dönüşen bir yargı düzeninin ortaya çıkmasına sebep olduğunuz için ruhen uzaklaştı.
“Cemaat eşittir terör örgütü” diyenlere inandınız ve ekibinizi inandırdınız. Somut herhangi bir suç işlemiş olmayan insanlara hiçbiri tek başına suç olmayan ve sadece cemaate mensubiyeti gösteren delillerle terörist damgası vurdurdunuz.
Yani probleminiz Anayasa ya da Anayasadaki 12 Eylül ruhu değil. Problem sizin bu Anayasaya uymamanız.
Dedik: “Bu gidiş gidiş değil, bütün cemaatleri zan altında bırakıyorsunuz, üstelik bunların çoğu sizin kendi oy deponuz ama bu bir yana milletin manevi damarlarını kesiyorsunuz” dedik, duymazdan geldiniz.
Damarlarını kestiğiniz bu dindar millet sizinle arasındaki ruh bağını çoktan kopardı. Siz o ruhu geriye çağırıyorsunuz.
Ama ruh çağırma seansı için bile çok geç artık.
O naif ruhlar sizden kaçtı, göğe uçtu ve artık size görünmeyecek.
Yukarıda ne yaptıklarını ise yakında anlayacaksınız.