"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sakallı ve barber anarşistler

Ahmet BATTAL
27 Eylül 2014, Cumartesi
Dünkü Yeni Asya’nın ön sayfasında okudunuz. Obama açıklamış: Terörizm yeni değilmiş, ama yeni bir boyutu varmış. Dünya üzerinde IŞİD’de ve diğer benzeri örgütlerde “yabancı savaşçılar” gittikçe artıyormuş. Nasıl yorumlanabilir?
Meselâ,
“Ey ABD ve dostları, bu yeniliğin de sebebi sizsiniz, siz süper güçler ve diğerleri dünyayı karış karış gezip bölüşüp sömürmeseydiniz, dünyayı gezen bu kadar seyyar düşmanı karşınızda bulmazdınız, men dakka dukka/ tak edene tuk ederler(!), o düşmanlar şimdi/şimdilik birbirlerini yiyorlar, ama yakında sıra size gelecek, korkmaya başlayın” denilebilir mi?
Denilebilir, belki haklı da olunur.
Peki çare?
İnsanlık, en kısa zamanda aklını başına almalı ve ahrete iman dersini veren eğitime dönmeli.
İthal teröristlerin inandığı ve “otobandan direkt-non stop” gidilen ahretten bahsetmiyoruz elbette. Hesap günü ile başlayan ve kıldan ince kılıçtan keskince bir köprüden geçilerek gidilen cennetten söz ediyoruz.
Meselâ,
“Bu ithal teröristler geleneksel teröristlerden farklılar, terörü kendilerince ulvi bir amaç için değil sadece ‘terör olsun, hır çıksın’ diye yapıyorlar, demek ki bunlar aslında terörist dahi değiller, anarşistler” denilebilir mi?
Denilebilir. Peki çare?
Anarşist pimi çekilmiş el bombası gibidir. Anarşisti idare etmenin iki yolu vardır: Ya her istediğini vereceksin (rüşvet-i mutlak). Ya da tam bir ceberut baskı rejimi tatbik edeceksin (istibdad-ı mutlak).
Anarşisti yetiştiren ortamı tesbit ve tedavi etmeden anarşi ve anarşist bitmez. Aksine, her yanlış teşhiste ve her yanlış çözüm adımında anarşistin sayısı artar. Kıyamet bir adım daha yakınlaşır.
Terörizmle uluslar arası mücadele yapmanın ön şartı anarşizmle fikren mücadele etmektir. İstibdatla mücadele ancak anarşizmle de mücadele edilerek dengesini bulur.
Meselâ,
“Geleneksel savaşlardan sonra sanayi devriminin ilk döneminin savaşları da artık sona eriyor, devletlerin ve paktların birbiriyle yaptıkları savaşlar, yerini sosyal ve siyasî/dinî statü kesimlerinin birbiriyle ve bilhassa kurulu düzenlerle yaptıkları savaşlara bırakıyor” denilebilir mi?
Elbette. Zira “tabakâtı beşer” savaşları dönemindeyiz. İnsanlık esir olmak da istemiyor maaşlı köle olmak da.
Çare?
Dünya küçük bir köy olmuş. Hangi evde kimin ne yediği, kimin aç/köle yattığı herkes tarafından biliniyor.  
Komşun aç yatarken tok gezemezsin ey Amerika!
Kardeşin köle iken sen efendi olamazsın ey Obama! Hürriyeti bölüş.
Dünya nimetlerini ya dünyalıyla paylaşacaksın ya da bu ateş seni de saracak ve sen de kahrolacaksın ey batıl Batı!
Aklını başına devşir ey münkir. İmana gel ey kâfir. Yoksa olan sana olacak. Bir de bizim saflara…
Yoksa bu “yabancı anarşistler” en son seni vuracak… 
Okunma Sayısı: 1485
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı