"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sakallı ve barber ve tekfirci anarşistler

Ahmet BATTAL
30 Eylül 2014, Salı
Son yazımızın başlığı “sakallı ve barber anarşistler” idi.
Din adına ve cihad iddiasıyla güya İslam devleti için arazi fethetmeye çıkıp İslam beldesindeki din kardeşinin kafasını kesmek noktasına varanların çoğunun “terörist” bile değil “sade anarşist” olduğunu yazdık.
Zira teröristin bile bir fikri ve bir düzen hedefi var. Ama “öldürmeye çıkar da ölürsem şehidim” diye inanan anarşist, sadece düzensizlik ister.
Elbette şeytan ve talebelerinden başka hiç kimse düzensizliği kalıcı olarak istemez. Ama bu tür dindar(!) anarşist farklıdır: Cennetin kâinattaki ve dünyadaki adil düzeni muhafaza ederek kazanılacağına inanmaz. Huzuru Cennette bulmayı hedeflediği için dünyadaki düzensizliğin ne kadar süreceğini önemsemez.
Böylece, görünüşte dindar da olsa, anarşist, “anarşiyi meslek haline getirmekle” aslında düzensizliği istemiş olur.
Ne demek anarşiyi meslek etmek?
Tekfir burada devreye girer.
Bir mü’min, etrafındaki kişinin “mü’min görünmesine rağmen aslında mü’min olmadığına” hükmederse onu tekfir etmiş demektir.
Mü’min, yanındakinin kâfir olduğuna hükmederse onu yanından ayırır ve karşısına alır.
O mü’min dinde hassas ise ve fakat hükmetmek için şart olan akletme ve muhakeme etme melekesinde noksanlığı varsa karşısına aldığı kişiyi kesmeye kadar varan bir sürecin içine girer. Şöyle:
Önce o gizli kâfirin İslamlar içinde fitne çıkardığına inanır.
Sonra fitne çıkarmanın Kur’ân’daki cezasının öldürülmek olduğunu öğrenir ve inanır.
Sonra öldürme işini yapması gerektiğine inandığı devleti arar.
Devletin bu yüzden kimseyi ya da en azından kendisinin tekfir ettiği kişileri öldürmediğini görünce devleti de tekfir eder ve bu “mühim ibadeti(!)” kendisinin yapması gerektiğine inanır.
Sonra, fitneyi önlemek adına başkasını öldürmeye giderken ölürse şehit olacağına ve sorgusuz sualsiz “non stop-otobandan direk” Cennete gideceğine inanır.
İşte size “ultra terörist” ve hattâ “süper anarşist”.
İşte size fitneyi önlemeye giderken fitne.
Aynen dünya üzerindeki dinî cemaatleri birleştirmek için kurulan yeni yeni cemaatler gibi. Ama daha vahimi ve kanlı bıçaklısı.
Çözüm ne? Muhakeme…
Din adına yapılan kıtallerde ve savaşlarda kullanılan en önemli argümanlar neler?
-Allah’ı hiç tanımayanı ya da sıfatlarında yanılanı Allah adına engellemeyi ve daha da önemlisi cezalandırmayı bir vazife olarak kabul etmek.
-Kendi din anlayışının fetihlerle yayılmasına engel olanı fiziken bertaraf etmek.
Bunların ikisi için de acaba silah mı iyidir ikna mı?
İşte bu yüzden Bediüzzaman diyor ki “Medenilere galebe çalmak [galip olmak] ikna iledir. Söz anlamayan vahşîler gibi icbar ile [zorlayarak] değildir.”
Devir, İslam’ın güzelliğini yaşayarak gösterme ve muhatapları “ikna ederek” dine dahil etme devri.
Zira vicdana baskı ihlâsı azaltır. İhlâs noksanı da dini…
O halde “sakala ve berbere tamam” ama “barbar”lığın gereği yok. 
Okunma Sayısı: 1910
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı