"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sev/nefret et, bu bir emirdir!

Ahmet BATTAL
06 Ekim 2016, Perşembe
Sinan Çetin’in “Mutlu ol, bu bir emirdir!” isimli kısa filmini izlememiş olan varsa izlesin.

Film, mazide kaldığını sandığımız bir devlet tipini anlatıyor. Hangi tür müzikten hoşlanacağımızı devletin tesbit ettiği tek parti/hakim parti günlerini çok başarılı biçimde hicvediyor.

Hatırlayalım. O günlerde, devlet, sadece neyi dinleyeceğimizi değil, kimi sevip kimden nefret etmemiz gerektiğini de en net ve en ağır biçimiyle emrederdi.

İnsaniyete de İslâmiyet’e de zıt olan bu “emredici devlet” modeli, biçim değiştirerek ve listesine yeni isimler ilâve edilerek halen de devam ediyor mu?

Bizce evet. Kısmen değişse de maalesef evet.

Devlet hayli zamandır şarkımıza-türkümüze pek karışmıyordu. Ama şartlar olağandışı hale geldi ve işler değişti.

Dün moda olan bazı ilâhiler bu gün yasak. Hem de sadece devlet radyolarında değil, özel radyo ve televizyonlarda bile. Diyanet Radyoya istek yapın ne demek istediğimizi anlarsınız.

Devlet, eskiden sadece tek adamı sevmeyi emrederdi.

Onu sevmeyen (ya da daha doğru ifadesiyle seviyormuş gibi yapmayan) devletten ihale de alamazdı, statü de.

O tek adamın kanunları hâlâ yürürlükte. Anayasa’dan 5816’ya kadar. Uygulaması tavsadı, ama bu durum geçici de olabilir. Zira kanunlar kullanışlı.

Şimdi devlet çarkı başka sevgi ve nefret esaslarıyla dönüyor.

Üstelik bu kere iş galiba bir adım ileri gidecek.

Devlet, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle, “bunu sev, şundan da nefret et, aksi halde imanın şüphede” diyecek.

Önceden, bu “zoraki sevgi” işi, laik bir tarzdaydı. Zorlayan, cebreden, zulmeden taraf, zaten kendi ahiretini düşünmüyordu. Uymayanın ise dünyası zarar görüyordu.

Korkuyoruz bu sefer bu iş dinî kisve ile yapılacak. Dolayısıyla emre uyanın da uymayanın da milleti zorlayanın da ahireti zarar görecek.

Oysa, bir dine ya da mezhebe mensubiyet devlet katlarında torpil sebebi olmamalı.

Birini “yeterince aşırı” sevmemek ya da bir kişiden nefret etmemek devlet katlarında negatif ayrımcılık sebebi olmamalı.

Aksi halde tek parti dönemine geri dönmüş oluruz. Bu bir irticadır. Hakikî irtica budur.

Bu hem de zulümdür. Adalet şaşarsa beşer şaşar.

Okunma Sayısı: 4228
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İmdat

    6.10.2016 22:48:22

    Devletin en tepesinin yanında ikide bir dini kisvesiyle dur(dur)an DİB görüntüsü bile halkı iktidara bağlayan unsurlardan biridir. Acaba bu bilinçli mi uygulanıyor...

  • İ.Seyda

    6.10.2016 15:10:54

    Yoruma gerek var mı? Sadece bu cümleler bile durumu özetliyor: "Şimdi devlet çarkı başka sevgi ve nefret esaslarıyla dönüyor. Üstelik bu kere iş galiba bir adım ileri gidecek. Devlet, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle, “bunu sev, şundan da nefret et, aksi halde imanın şüphede” diyecek."

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı