"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seyisinizi iyi seçin!

Ahmet BATTAL
19 Mart 2019, Salı
Bir zamanlar, ülkenin birinde, varlıklı ve büyük bir çiftçi ailesi yaşarmış. En esaslı varlıkları da atlarmış.

Seyisleri varmış, ama dedikodulara kulak kabartıp yol vermişler. 

Yeni seyisler aramışlar, bulmuşlar. Onları sınava tabi tutmuşlar. Sorular ve cevaplar şöyle olmuş:

Biz kimiz? “Sizler bu çiftliğin ve atların sahiplerisiniz.”

Siz kimsiniz? “Bizler seyisleriz.”

Bunlar ne? “Sizin atlarınız.”

Ya bunlar? “Sizin otlarınız.”

Sizi işe alırsak işiniz ne olacak? 

“Sizin atları sizin otlarla besleyeceğiz. Tımar edip sıhhatlerini denetleyeceğiz. Sizin çiftliğinizin hizmetinizde, sizin istediğiniz gibi istihdam edeceğiz.” 

Ya atları çalmaya kalkarsanız? 

“At hırsızlarına verilecek ceza en ağır cezalardandır, bu cezayı kabul ediyoruz.” 

Ya atları kafanıza göre tımar etmeye veya keyfinize göre istihdam etmeye kalkarsanız? 

“Denetlenmeye ve hesap vermeye hazırız. Merak etmeyiniz.”

Cevaplar çiftçi aileye güzel görünmüş. Zaten aday seyislerin referanslarının aslı yokmuş, ama fotokopisi noter tasdikli ve sağlammış. Atları yeni seyislere teslim etmişler. 

Fakat bir süre sonra aile fertleri bir şeyi fark etmişler: Yeni seyisler atlara kendi malı gibi muamele etmeye, atlar da seyislerini sahibi zannetmeye başlamış. Daha kötüsü çiftlikteki herkes de bu yeni seyisleri çiftliğin yeni ağası gibi görmeye başlamış.

Aile bu kötü niyetli seyisleri kovmaya niyetlenmiş, ama yolunu bulamamış. Yeni ve ehil seyis kıtlığı da had safhaya çıkarılmış.

Duyduğumuza göre, çiftlik sahibi o aile bu kötü gidişe bir çare aramaya devam ediyorlarmış.

***

Yukarıdaki hikâyeyle alakası olmayan bir haber: 

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop geçen günlerde Çorlu Bakkallar Odası tarafından onuruna verilen yemeğe katılmış ve şunları söylemiş: 

“Anayasamızda, aslında bu maksatla yazılmış değil bu, ama bahsederken devletin ülkesi ve milleti diye bir tabir kullanılıyor. Bir devlet var, devletin ülkesi toprakları bir de milleti var. Biz bunun, bu anlayışın yanlış olduğunu devletin milleti değil, neyi olur, milletin devleti olur. Doğru tabirin milletin devleti olduğunu ifade ediyorduk. … Şimdi bu bakımdan devlet millet bütünleşmesi önemli. Milletin devletine güvenmesi lazım. … milletin içinden çıkan kişilerin devleti millet adına yönetmesi önemliydi. … Biraz abartılı olacak söyleyeceğim, ama daha önce yönetim devletin milleti yönetmesi şeklindeydi. Fakat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan milletin içinden çıktı. Bir bürokrat hayatı yok. Çocukluğundan itibaren milletin içinden yetişmiş bir insan, milletin bağrından yetişmiş bir insan ve geldi, seçildi, devleti yönetmeye başladı. Yani ne oldu, bu sefer milletin devleti yönetmesine döndük. Devletin milleti yönetmesinden milletin millet için devleti yönetmesine geçtik.” 

Ne güzel günlere gelmişiz değil mi?

Şimdi de yukarıdaki çiftlik hikâyesiyle hiç alâkası olmayan başka bir haber: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen günlerde Türkiye Diyanet  Vakfı tarafından beşincisi düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri programında şunları söylemiş: 

 “Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de. … Halkının yüzde elli iki oyunu almış olan bir Mursi’yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkum eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam. … Eğer biz idareciysek, eğer bir milleti, bir devleti yönetiyorsak bunun hesabını yarın o ruz-i mahşerde vermeye mecbursun.”

Bu duruş takdir edilir elbette! 

At ne mi? At bürokrat. Tamam. 

Siyes mi? Onu da buldunuz herhalde.

Ya demokrat? Onu yerde aramayın. Şimdilik gökte.

Okunma Sayısı: 2486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    19.3.2019 15:00:17

    Başkalarına demokrasi ve demokratlık dersi verirken, hiç dönüp kendi ahvalimize bakıyor muyuz? Amerikayı yeniden keşfe gerek yok. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesi bizim hem insan hem devlete bakışımızı özetleyen bir söz. Fakat bu felsefeyi devlet hayatına tatbik edebildik mi, uygulayabildik mi, önemli olan budur. İleri demokrasi, AB, hürriyet, adalet, demokrasi, hukukun üstünlüğü... vaatleriyle yola çıkıp, iş başı yaptıktan sonra dümen kırıp, rota değiştirip tekelci sistem limanına demir atmakla -maalesef- demokrat olunmadığı gibi ülkeye demokrasi ve hukuk da gelmiyor. At, ağa, seyis üçlüsüne bir "maraba" lazım olmaz mı? Koca çiftlikte "angarya"yı ağa ile seyis yapacak değil ya. Biz yine de demokratik siyaset, demokrat siyasetçi diyelim. Yoksa şu ehliyetsiz seyislerin elinde yapılan "tımar "işiyle sırtımız yara ve kambur olmaktan, belimiz bükülmekten kurtulamayız. Yazınız için teşekkürler.

  • Gündüz Alp

    19.3.2019 14:36:39

    Sayın Battal, Nasreddin Hoca misillü yazılarınız insana tebessüm ettirse de düşünmeye sevk etmesi bakımından tebrike şayandır. Ne var ki, yediği yüksek dozlu siyaset narkozunun etkisinden el'an kurtulamayan taraftarların sizin şu yazılarınıza burun kıvırdıklarının farkındayım. Aşkın gözü kördür, derler. İfrat-ı muhabbetin sahibini yoldan çıkardığını da biliyoruz. İşte absürd bir söylem, örnek bir vak'a: İktidarın Şanlı Urfa Eyyubiye Belediye Başkan adayı "akp'ye, C.B'na oy verin cennetin anahtarı cebinize girsin." (Basın,15.3) "Cennet bu kadar ucuz mu?" Seyisi/siyasetçisi bu olan ya da olacak milletin vah haline! "Ya demokrat? Şimdi gökte" sözünüz bana Milli Şairimizi bir kıtasını hatırlattı:"Müslümanlık nerde bizden geçmiş insanlık bile/Alem aldatmaksa maksat aldanan yok nafile/Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir/Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir."

  • Erkin

    19.3.2019 12:05:06

    Once devlet degil.Once insan. Once millet.Devletin karnini doyuran biziz.Insanin onuru devletin onurundan asagi degildir.Insani yasatki devlet yasasin.Devlet millete daima hizmet etmeli ve hesap vermelidir.Esitlik ve adaleti saglamalidir.Torpil olursa insanlarda soru calar,Kendilerini korumak icin cetelesirler.Bunun sonu olmaz.Once millet ise once adalet .Yoksa bu kavga bitmez.selam ile...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı