Türkiye’deki Cumhuriyet’in Merkez Bankası şifrepara ya da kripto para denilen şeye nihayet el attı. Gerekli ve olumsuz bir el atış.
“Kullanmamayı(!)” düzenleyen “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” 16 Nisan’da Resmî Gazete’de yayınlandı.
Bu Yönetmeliğin amacı birinci maddede şöyle ifade ediliyor: “Ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmamasına ve ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık etmemesine ilişkin usûl ve esasların belirlenmesidir.”
Kripto paranın ne olup ne olmadığı da şöyle anlatılmış: “Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddî varlıkları ifade eder.”
Böylece, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ve BDDK’nın denetimi altında faaliyet gösteren, başta bankalar olmak üzere para transferi aracılığı kuruluşları ve ödeme hizmeti sağlayıcıları, coin’leri para olarak kabul edemeyecek.
Bu Yönetmeliğin bu piyasaya etkisi ne olacak?
Yönetmelik “Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez.” diyerek şifrepara alıp satanlara ve aracılık edenlere herhangi bir yasak getirmediğini söylüyor. Zaten interneti “tam denetimli” hale getirmeden böyle bir yasak getirmenin mümkün olmadığını da herkes biliyor.
Bu düzenlemeyle, sadece, şifreparaların kağıt para sisteminin ve para transfer piyasasının içine girmesi ve denetimli kâğıt para tanıyıcılarının şifrepara ile kâğıt parayı takas etmesi yasaklanmış oluyor.
Bu yasak piyasaya ve şifreparanın kendi piyasasına yönelik bir yasak değil.
İnternet alış verişinizde kripto para kullanmanıza da bir engel yok. Yeter ki malı satan, elinizde bulunan bu tür paralardan birini para olarak kabul etsin ve mübadelede bedel olarak almaya razı olsun.
Yine bir önceki hafta duyduğumuz üzere şifreparaların haczedilebilen bir varlık olduğunda da şüphe yok. Yani devletin icra memuru “ben borçlunun elinde bulduğum ve alacaklının menfaatine olarak satıp paraya çevirebileceğim her şeyi haczedebilirim” demeye devam ediyor. Ve bu kapsamda şifrepara da bir malvarlığı değeri.
Ama devlet için “para” değil ve dolayısıyla denetimli ve kâğıt para esaslı işlem aracılarında ödemede kullanılamayacak.
Denetim dışı piyasada ödemede kullanılması ise elbette mümkün olmaya devam edecek.
Düğünde, damada hediye olarak şifrepara takmanıza kimse engel olamaz. Damat ne düşünür o ayrı mesele.
Herhangi bir şifre para Merkez Bankası açısından konvertibıl olmadığı sürece bu kural böyle işleyecek.
Şimdi kaldı son nokta: Esnaf işletmeleri ve şirketler bilânçolarında şifreparayı bir varlık olarak gösterebilecekler mi? Evet dersek değerlemesini nasıl yapacaklar?